Koronavirüs Eceli Aşarak Ölüm Sebebi Olamaz
“ O’dur sizi balçıktan yaratan ve sonra [sizin için] bir ömür tayin eden, [yalnızca] O’nun belirlediği ve bildiği bir ömür. Ama hâlâ şüphe edip durursunuz. Oysa O, göklerin ve yerin Allah’ıdır. Gizlediğiniz ve açıktan yaptığınız her şeyi ve hak ettiklerinizi bilir. (Enam 6/2,3)
Yaratıcımız olan Allah’ın takdir ettiği ömrün süresini bilmediğimiz için bizim vazifemiz ölüme götürücü sebeplerden korunmaktır. Ve tıp ilminin görevi de tedavi edip yaşatmaya çalışmaktır.
Bu gerçeği tespit ettikten sonra tam bir açıklıkla ifade etmek isteriz ki; hiçbir hastalık ve hiçbir virüs, ecel engelini aşarak ölüm sebebi olamaz.
Aynı şartlarda yaşayan bazı kişiler virüse yakalanırken, yakalananların yalnızca bazıları ölmekte ve diğerleri de sağlıklarına kavuşabilmektedir.
Bu durumu nasıl izah edeceğiz? Bilim dışı bir yaklaşımla tesadüfle mi, yoksa Kur’ânî bir bakışla belirlenmiş ecelle mi?
Aşağıdaki haberi okuyalım:
50 yaş altı pek çok insan Koronavirüs tedavisi sırasında öldü. Emine hanım gibi bir çok kronik rahatsızlığı olan bir yaşlı hanim efendi nasıl sağlığına kavuşabiliyor?
1969 yılı başlarında rahatsızlığı sebebiyle babacığımı Alman hastanesine yatırmıştık. Sonuç alamayınca merhum Prof. Dr. Süleyman Yalçın hocanın önerisiyle babacığımı Çapa’ya yatırdık. Hocanın gözetiminde günler geçiyor ama tedaviden verim almıyorduk. Ne oluyor diye sorduğumda dahiliyeci hocamız şöyle buyurdular:
Bu arada aynı şartlarda doğup büyüyen aile fertlerimizden mesela birinin küçük, diğerinin orta yaşlarda ölüğünü ama üçüncüsünün hâlâ yaşamakta olup 90’ına merdiven dayadığı gerçeği üzerinde de düşünebiliriz.
Yaşadığımız asrı, ana babamızı ve doğduğumuz coğrafyayı, cinsiyet ve fıtri özelliklerimizi, yenilen, içilen ve yararlanılan nimetler anlamına rızkımız biz mi belirliyoruz? Ki ölümümüzü belirleyebileceğimizi zannedelim. Ömrümüzü belirleyen Rabbiniz, yarın kazanacağımızı ve nerede öleceğimizi bilemeyeceğimizi açıklamıyor mu? (Mümin,40/67,68; Secde ,31/34)
Hulâsa hayat tesadüfle değil de ile belirlen ecele göre yaşanmaktadır. Ölümden kaçmakla kurtuluş yok. Yüksek korunaklı kalelerde ve gelişmiş hastanelerde uzmanların gözetiminde de olunsa ecel gelince ölüm kaçınılmaz olur:
Ölümü erteleyemeyeceğimiz gibi onu önceleyemeyiz de. İntihar ve ötenazinin haramlığı bir tarafa yıllarca süren nice savaşlar, salgınlar, hastalıklar, depremler ve ölümcül kazaların da ölüm sebebi olamadıkları bilinmektedir.
Bizim için takdir edilen ömrü bilmiyoruz. Rabbimizin “Canlarınızı kendi ellerinizle tehlike atmayınız…” emri gereği ölümden korunmaya çalışırız. (Bakara,2/195) Peygamberimiz “ Allah, ölümün dışında her hastalık için bir şifa yaratmıştır .” buyurduğu ve tedaviyi öğütlediği için tedavi de oluruz.
Ölüm ise bir sırr-ı kaderdir. Koronavirüs ölüm olmadığı gibi, sebebi de değildir. Ecel ile birlikte gelirse, yapacak bir şey yoktur. Şehitliği de beraberinde getireceği için Cennet sebebi olacağından gam ve kedere de yer yoktur.
Ali Rıza DEMİRCAN
YAZARIN DİĞER YAZILARINI OKUMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ
MİRATHABAER.COM – YOUTUBE