Toplumların tarihsel geçirdiği süreçler onları tanımlamada, yaşamları boyu ürettikleri değerlerle olmaktadır. Toplumun üretkenliği ile bu gelişim süreci tarihsel sürecini de oluşturur.
Bu değerleri kullanmada kültüre; kuşaktan kuşağa iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren değerler dizinimi de diyebiliriz.
Toplumun kültürel birliği, o toplumun var olması açısından son derece önemlidir. Çünkü kültür en tabanda, toplumda bir ortak paydaya dönüşmüştür.
Günümüzde geldiğimiz modern devlet yapılarında, toplumsal kültürün yaşatılması için her devlet bütçeler ayırmaktadır.
Türkiye’de Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak devlet bu sorumluluğu yüklenmiştir. Ancak bakanlığın bütçeden aldığı paya baktığımızda, iki bin yıllık bir devlet geleneği olan Türk Milleti kültürünün, gereği gibi gelecek kuşaklara aktarıldığını, aktarılabileceğini maalesef söyleyemiyoruz.
Orta Asya dan başlamak üzere etkileşimleri de dahil ederek; yeni fetih edilen bölgelerde oluşturduğumuz bugün ki yaşam kalitemizi, toplumsal ilişkilerimizi de arttıracak olan kültürel bağlarımızdır.
Şuan ki Kültür ve Turizm Bakanlığımızın başında Sayın Bakan Mehmet Ersoy Bey var. Kendisi Turizmden gelme bir bakanımız.
Oysa turizm, işin içine direk ticareti de sokmuştur. Bu açıdan halı hazır da görevde olan Bakanımız Mehmet Ersoy Bey, Kültür ve Turizm bakanlığımızın geniş görüşlülük tanımlamasında; mevcut ekonomik darboğazın etkisi olan tasarruf anlayışına hizmet edecek bir program yürütmektedir.
Bakan Mehmet Ersoy Beyin donanımlı olduğu alan turizm alanıdır. Turizm alanında bakan olarak görevini sürdürebilir. Çünkü kendisi Otelleri olan ticari olarak da turizmle ilgilenen biri olarak sahada tecrübe sahibidir.
Ancak kültür için aynı şeyi söyleyemeyiz. Kültür bakanlığı ayrıca oluşturulmalıdır.
Son günlerde kabine değişikliği ile gündeme gelen bakanlıklardan biride bize göre Kültür bakanlığı olmalıdır. Bu kültür bakanlığı başına Recep Garip Bey gibi, kültürle iç içe olan, Sivil Toplum Örgütleri ile Kültür bakanlığını bir eğitim seferberliği gibi ayağa kaldıracak idealist insanlara ihtiyaç var.
Ak Parti’nin bu konuda az da olsa portföyünde Türk kültürünü ayağa kaldıracak, donanımlı kabiliyetli insanalar vardır. Bunlardan biride 3 Kasım 2002 seçimlerinde Ak Parti’den Adana Milletvekili olarak seçilen Recep Garip beydir.
Recep Bey’in Türk kültürü ve edebiyatı ile ilgili katkıları verdiği eserlerin yanında birçok konferanslarla öne çıkmakta. Ayrıca Ümraniye Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler, Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü yapan Recep Garip (1994-99), Eminönü Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü görevini yürüttü (1999-2000). Yeniden Ümraniye Belediyesinde aynı göreve getirildi (2001-2002). Çeşitli vakıf ve derneklerde üye, kurucu üye ve yönetici olarak görev aldı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, genelde en pasif bakanlık olarak görülür. Ayrılan bütçe bu bakanlığın pasif bir bakanlık olduğunu gösterebilir. Turizm Bakanlığı ve Kültür Bakanlığı şeklinde bir ayrıma ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz.
Ancak turizm ve kültürün ayrılması tamamen ilişkisiz hale getirilmesi şeklinde algılanmamalı. Merkezi bütçede dış tanıtımda ortak projeli bütçe oluşturulması, hem yetki yükünün hafifletilmesine, hem de sorunların çözümünde Sivil Toplum Örgütleri ile birlikte hareket edilmesine neden olabilir.
Tüm STK ve özel sektörün de bu çalışmaların içinde olacağı gerçeği, tüm toplumu gerçek bir kültürel kalkınmaya taşıyabilir.
Selam ve dua ile
Yunus EKŞİ
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…