Serdar Ortaç: Cebimde Fazla Para Olunca Kumar Oynuyorum
Popçu Serdar Ortaç, Sabah Gazetesinden Tuba Kalçık’a verdiği röportajda kumarın çok kötü bir alışkanlık olduğunu kabul etmesine rağmen fazla paraya sahip olduğunda yine de kumar oynadığını itiraf etti. Konu ile ilgili olarak verdiği cevaplar şu şekilde: Şu anda kumar oynuyor musunuz? “Oynamıyorum çünkü ona ayıracak param yok. Eskiden çok kazanıyordum, oynuyordum. Benim hayattaki en büyük pişmanlığım kumardır. Yaptığım en kötü şey kumar oynamak. Kendimi şöyle avutuyorum; uyuşturucum, içkim yok sadece kumarım var diye ama bu da çok kötü bir alışkanlık. Kimse bulaşmasın. Cebimde fazla para olunca oynuyorum ne yazık ki.”
Kumar Bağımlılarına Şefkatli Elimizi Uzatmalıyız
Sesi ve(ya) müziği ile çok para kazanan bazı ünlü sanatçılarımız, magazin haberleriyle hep gündemde tutulduğu gibi, kendileriyle yapılan söyleşilerle topluma ve özellikle gençlerimize yanlış ve zararlı mesajlar verilmektedir. Mesela daha önce popçu Serdar Ortaç’ın bir toplumun en önemli sosyal kurumu olan evliliğe dair sarf ettiği akıl dışı ifadelerini bir haber yorum yazımda eleştirmiştim.
Mezkûr haberde ise bu sefer aynı popçumuz, kumarın çok kötü bir alışkanlık olduğunu söylemesine rağmen bile bile aynı kötü alışkanlığını özellikle cebinde fazla para olduğunda devam ettiğini itiraf etmektedir. Bu itiraf aslında kendisinin kumar bağımlısı olduğunun bir açık bir ispatıdır. Bu söylenen sözler, binlerce genç okuyucu tarafından acaba nasıl algılanır? Kumar, kişiye, aileye ve topluma psikolojik, sosyolojik ve ekonomik yönleriyle birçok zararı olan tehlikeli bir oyun olarak mı kabul görecek veya kumara bazen hoşça vakit geçirmek adına cebinde fazladan bulunan parayı riske atıp heyecan yaşamak için bir araç olarak mı bakılacak? Bu sorum, fütursuzca sarf edilen sözlerin haricî etkileri açısından önem arz etmektedir.
Diğer taraftan olumsuz haricî etkilerinin hiç olmadığını düşünsek bile söz sahibinin durumu bizi hiç mi ilgilendirmiyor? Serdar Ortaç, eskisi gibi çok para kazanmasa bile müzik sektörü canlanmaya başladığında yine çok para kazanacak ve maddî yönden olumlu gibi görünen bu durum, yine onun için psiko sosyal yönden bir risk, bir felaket olacak. Çünkü maddî durumu iyileştikçe o yine kumar oynamaya meyledecektir. Çünkü tıbbî bir açıklama ile o halen bir kumar bağımlısıdır ve her an yine bu tehlikenin merkezine kayabilir. Serdar Ortaç gibi benzer durumda olan kumar bağımlıların haddizatında psiko sosyal ve manevî yönden rehabilite edilmeleri gerekmektedir. Biz bu bağlamda kumardan kurtulabilmenin manevî yollarını göstereceğiz.
Kumar Oynamak, Manevî Bir Hastalıktır
Kumar oynayan bir insan, haksız kazanç elde etmek istediği için, günah işlemekle Müslüman olduğunu unutur ve Yaratanıyla arasındaki mesafeyi iyice artırır. Kumarbaz bir Müslüman, namazı terk edeceği gibi başka günahlar da rahatlıkla işlemeye başlar. Çünkü haram para, nerede harcanırsa harcansın yine haram olduğu gibi başlı başına bir günahlar zincirinin ilk halkasıdır.
Bu konuda Kur’ân-ı Kerim, Müslümanları açıkça uyarmaktadır:
“Aranızda mallarınızı haksız sebeplerle ve batıl yollarla yemeyin.” (el-Bakara: 188; en-Nisâ: 29).
Birçok Müslüman, kumar oynadığı halde pis diye domuz eti yemekten tiksinir. Halbuki her ikisi de birer pisliktir. Üstelik Kur’ân-ı Kerim, kumarın şeytanî bir pislik olduğunu ortaya koymaktadır.
“Ey inananlar, içki, kumar, putlar ve fal okları şüphesiz şeytan işi pisliklerdir. Bunlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz. Şüphesiz şeytan içki ve kumar yüzünden aranıza düşmanlık ve kin sokmak ve sizi Allah’ı anmaktan, namazdan alıkoymak ister.” (el-Mâide: 90)
Bir şeytanî pislik olan kumara bulaşan bir Müslüman, ne ailede, ne toplumda, ne de kendi manevî dünyasında bir huzur bulabilir. Günah olması hasebiyle domuz eti yemenin yanında alkollü içki içmenin de kumardan hiçbir farkı yoktur (el-Maide, 5/90). Bir şeye bağımlılık, insanı bilinçsiz hâle getirir. Kumar oynamak demek, aslında yüzde 99,99 oranında kaybetmek demektir. Yüzde yüze yakın zarar getiren her türlü şans oyununa başvurmak, en akıl dışı bir davranış değil de nedir? Kaldı ki sosyal yönden kumar oynamak, haksız yere başkasının parasını almaya ve onu zarara uğratmaya yönelik bir teşebbüstür. Ne var ki kumar oyunlarının yapısı gereği, genelde oynayanın her zaman zarar görmesidir. Bu durum da kumar oynayan kişinin psikolojisini alt üst edeceği gibi kendisine ve ailesine de maddî felaketlere yol açabilecektir. Ve en kötüsü kişi, para buldukça “bu sefer şansım yaver gidecek” gibi şeytanî bir telkinle yine kumar masasına gidecek ve bu alışkanlıktan vazgeçemeyecek.
Kumar Bağımlısı Olmamak İçin Ne Yapmalıyız?
Başta kumar bağımlısı olup da kurtulmak isteyenler başta olmak üzere bütün vatandaşlarımıza şu uyarılarda bulunmak isteriz:
Ezcümle
Burada tabiî ki kumar oynayamayan ve sosyal duyarlı vatandaşlarımıza, komşularımıza, annelerimize ve babalarımıza büyük görevler düşmektedir. Çevremizde kumar oynama alışkanlığı olan ve dolayısıyla rehabilite edilmeye muhtaç olan insanlarımıza elimizden geldiği kadar bu beladan kurtulmaları için yardımcı olmayız. Serdar Ortaç’ın sosyal çevresini bilmem ama etrafında onu gerçekten sevenler varsa sevginin bir gereği olarak sevenleri ona bu konuda yardımcı olmalıdır. Serdar Ortaç’ın kumar bağımlılığından kalıcı olarak kurtulması, birçok yönüyle hem kendi, hem de Türk toplumunun yararına olacaktır.
Prof. Dr. Ali SEYYAR
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi