Kur’an her tür sistemin üstünde yüce bir davanın düsturudur. İnsan, hangi dinden olursa olsun Kur’an’ı, tarafsız ve bağımsız okuyup anladığında bu gerçeği açıkça görecektir.
İslam, insanı her yönü ile tanıyan, her derdi ile ilgilenen, kalitesini yükselten, sağlığını önemseyen, onurunu koruyan ve geleceğini planlayıp garanti eden yegâne sistemdir. İslam, insanın geçmişini hatırlatır. Mutlu bir geleceğe hazırlar. Her şeyden önce kalbî değerlerini ârıza yapmayacak nitelikte ayarlar. Bunun için hikmet ayarında eğitim verir. Yaratılış gayesi bilgileri ile donatır. Daha çocuk yaşta iken donanımlı bir birey haline getirmeyi hedefler.
İslam, haram yemez, haktan ayrılmaz, kalbini kötülüklere kaptırmaz birey yetiştirir. Böylesi değerlerle aile düzeni kurar. Bireylerinin kalplerine “ülfet” yerleştirir. Huzuru eksilmeyen düzen tesis eder. Kalıcı bir muhabbet yumağı haline getirir. İslam, anasına babasına “öf” demeyen evlat yetiştirir. Temelleri sarsılmayan aile düzenini garanti eder.
Bununla mutlu birey, mutlu aile, mutlu kurum, mutlu devlet ve mutlu ümmet sistemini tesis eder. Bunun için de hile ve ihaneti yasaklar. Rehberimiz, Liderimiz ve şefaatine muhtaç olduğumuz Rahmeten lilâlemin Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem; “Bizi aldatan bizden değildir” buyurarak insanı maddî ve manevî virüslerden arındırır. Bu beyanı ile bir avuç rızıkta bile hilecilik yapanları reddeder. Ümmet arasında haram kirine bulaşanları tasfiye eder.
“İnsanlığın en hayırlı ümmetinin” Kitabı Kur’an, bir ayetinde kendini en manidar özelliği ile tanıtır. İnananlarını sâlih ümmet oluşları vesilesi ile ebedî mutlulukla müjdeler;
Gerçekten bu Kur’an, insanları kıvamı tam olan sisteme kavuşturur ve sâlih ameller işleyen müminlere de, kendileri için büyük mükâfat olduğunu müjdeler. (İsra:17/9) İnananların kalite kaybına uğramamalarını sağlamak için âlemlerin Rabbi ile ahitlerinin ihtişamını sergiler; Ey Resulüm, Kullarım Ben’i senden sordukları zaman, bilsinler ki Ben onlara yakınım. Bana dua edenin duasına icabet ederim. Öyleyse onlar da dâvetime icabet etsinler ki doğru yolda olgunluğa ermiş olsunlar. (Bakara:2/ 186)
Yalnız müslümanların değil bütün insanlığın dikkatine sunulan bir beyanında Rabbimiz buyurur ki; Ey insanlar! İşte size, Rabbinizden öğüt, kalplerdeki hastalığa şifa ve müminler için hidayet ve rahmet olan Kur’an geldi. (Yunus:10/57) Bu yeti kerimede Rabbimiz kulları arasında ayırım yapmadan aklını kullanabilecek her kese hitap ediyor. Ancak Allah Teâlâ, kendilerine verilen aklı kullananlara ebedî mutluluk yollarını gösteriyor.
Bu kâinat eczahanesinin reçetesini uygulayanlarla, uygulamayanlar arasında farklı muamele yapan Rabbimiz bunu açıkça beyan eder. Uygulayanların şifa ve rahmet kazandıklarını ve uygulamayanların kötü âkibetlerini haber verir ve buyurur; Kur’an’dan peyder pey indirdiklerimiz; müminler için şifadır, rahmettir. Zalimlerin de ziyanlarından başkasını artırmaz. (İsra:17/82) Kur’an’ın bu beyanı ile kaderin tecellisinin hikmeti ve adaletin şaşmaz ve haksızlığa yer vermez dengesi vardır. Aslında insanların, hele hele müslümanların bunları görmezlikten gelmeleri akla zevaldir. Çünkü Rabbimiz her şeyden önce ilmi ön plana alır. İlimle hikmeti iç içe sunar. İlmi, ilmel-yakin, aynel-yakin, hakkel- yakin olarak zirveleştirir. İnsana, idrak edip doğruyu seçecek yetenek vermiştir.
Elbette akıl gibi nimeti ve iman gibi fazileti seçmeyen, seçenden farklı olmalıdır. İşte bu olmadığında gereği de mutlaka gerçekleşecektir; Ey Resûlüm, onlara de ki: “O Kur’an, iman edenlere hidayettir, şifadır. İman etmeyenlerin ise, kulaklarında etkileyici ağırlık vardır. Kur’an onlar üzerinde görme engelidir. Onlar, uzak bir yerden çağrılanlar gibidirler duymazlar. (Fusilet:41/44) Demek ki Kur’an inanmış insanların yaşayacakları hayat sistemi ve onların dertlerinin dermanıdır. Kâfirlerin ise gönül gözlerini kör edendir.
Ey Resûlüm, şüphesiz biz seni rahmetimizin müjdecisi ve azabımızın habercisi olarak hak Kur’an ile gönderdik; sen o cehennemliklerden de sorumlu değilsin. (Bakara:2/119)
Kur’an gerçekten her derde deva ve hasta gönüllere şifa ise müslümanlar, neden dermanı kullanıp sağlıklarına kavuşmak istemezler?! Esselamu aleykum İlhan ORAL