Kelime olarak “ümmet”, ana olmak, kastetmek, öne geçmek, imam olmak, yönelmek ve benzeri anlamlar için kullanılan “emme-yeummu” fiilinden türemiş bir isimdir. “Ümmet” kelimesinin çoğulu “umem” şeklindedir. Ayrıca “Ümmet” kelimesi, anne, halk, cemaat, millet, familya, nesil, taife, din, yol, zaman, boy, bir dinin mensupları, bir peygambere inanan ve onun etrafında toplananlar, müşterek tarih ve kültürü paylaşanlar, hayvanlardan her cins ve benzeri anlamları ifade etmektedir. Asıl, kök ve ana anlamındaki “ümm” kelimesi de aynı kökten gelmektedir. Ana anlamındaki “ümm” kelimesinin çoğulu ise, “ümmehât” ve “ümmât” şekillerinde kullanılır.[1][1] “Ümmet”, Bir peygambere inanıp bağlanan cemaat, taife, bir dille konuşan insanların hepsi demektir. Örneğin Müslümanlara “Ümmet-i Muhammed”, Hristiyanlara “Ümmet-i İsa”, Yahudilere “Ümmet-i Musa” tüm insanlara, tüm halklara da toplu olarak “Ümmetullah” denmektedir.[2][2]
“Ümm” kelimesine gelince, herhangi bir şeyin varlığı, terbiyesi, ıslahı ve başlangıcının kaynağı her şeye, “ümm” yani ana denmektedir. Her şeyin bağlı bulunduğu, nispet edildiği, kendisinden geldiği bir kaynağı vardır. İşte o kaynak, o varlık için “ümm” yani anadır.[3][3]
KUR’AN_I KERİM’DE ÜMMET
Kur’an-ı Kerim’de “ümmet” kelimesi 51, çoğulu olan “ümem” 13, onun kök kelimesini oluşturan ve anne anlamında olan “ümmün” kelimesi 24, onun çoğulu olan ve anneler anlamındaki “ümmehât” kelimesi 11 defa geçmektedir. “Ümmet” kelimesi, türevleriyle birlikte Kur’an-ı Kerim’de toplam 121 yerde geçmektedir.[4][4]
Kur’an-ı Kerim’de hayvanlarında birer ümmet olduğu haber verilmektedir:
وَمَامِن دَآبَّةٍ فِي الأَرْضِ وَلاَ طَائِرٍ يَطِيرُ بِجَنَاحَيْهِ إِلاَّ أُمَمٌ أَمْثَالُكُممَّا فَرَّطْنَا فِي الكِتَابِ مِن شَيْءٍ ثُمَّ إِلَى رَبِّهِمْ يُحْشَرُونَ
“Yeryüzünde yürüyen tüm hayvanlar ve gökyüzünde kanatlarıyla uçan tüm kuşlar, sizin gibi Allah’ın yaratmış olduğu birer ümmet/toplulukturlar. Biz, kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmamışız. Onlar, sonra Rableri huzurunda toplanacaklardır.”[5][5]
Bu ayette “ümmet” kelimesi topluluk anlamında kullanılmıştır. Yukarıda belirttiğimiz anne anlamındaki “ümm” kelimesi ve “ümmet” kelimesi aynı kökten gelmektedirler. Bir bakıma aynı kaynağa dayananlar, bir ümmet/topluluk sayılmaktadırlar. Nitekim Kur’an-ı Kerim’in de “Ümmü’l-Kitap”tan geldiği haber verilmektedir.
وَإِنَّهُ فِي أُمِّ الْكِتَابِ لَدَيْنَا لَعَلِيٌّ حَكِيمٌ
“Muhakkak ki o, katımızda bulunan ümmü’l-kitapta/ana kitaptan olan yüce, hikmetli kitaptır.”[6][6]
SONUÇ
Bu ayette Kur’an-ı Kerim’in Allah’tan gelen kaynağa, ana denmektedir. Ona göre İslam ümmeti de aynı ana kaynak olan Kur’an-ı Kerim’den beslenen, onun ilke ve prensiplerine göre hareket eden topluluk demektir. Önemli olan husus, bu ismi kullanmak değil, Kur’an-ı Kerim’in emirlerine uygun bir şekilde hak adalete riayet etmektir. İnsanlar arası hak ve adalet ilkelerine uymayanların ümmet edebiyatını yapmaları, aldatmaca bir palavradan başka bir şey değildir. Hak ve adalet ilkelerine uygun hareket etmeyen bu tür insanların ümmet palavralarına ve onların Müslümanlıklarına ya geri zekâlılar veya üç kuruşa satılan tırşıkçılar inanır.
Toplumsal uzlaşı ve barış için hak ve adalet ilkelerine uygun hareket etme dileği ile!
Prof. Dr. Nurettin Turgay
[7][1] Cemaluddin Muhammed b. Mukerrem İbn Manzûr, “emme”, Lisânü’l-Arab, Dârü’l-Fikr, Beyrut 1994, XII, 22 vd.; Luvis, Ma’lûf el-Yesûî, “emme”, el-Muncid fi’l-Luğati ve’l-A’lâm, Daru’l-Meşrik, Beyrut 1986, s. 17: Nihat M. Çetin, “ümmet”, İslam Ansiklopedisi, Milli Eğitim Bakanlığı Basımevi, İstanbul 1986, XIII, 164.
[8][2] Ferit Develioğlu, “ümmet”, Osmanlıca Türkçe Lugat, Aydın Kitapevi Yayınları, Ankara 2007, s. 1128.
[9][3]Halil b. Ahmed Ebû Abdirrahman el-Ferâhîdî “ememe”, Kitâbu’l-‘Ayn; el-Hüseyn b. Muhammed er-Râğıb el-İsfahanî, “ememe”, el-Müfredât fî Ğaribi’l-Kur’ân.
[10][4] Muhammed Fuad Abdulbaki, “emme”, el-Mu’cemu’l-Mufehres li Elfâzi’l-Kur’âni’l-Kerîm, Dâru İhyâi’t-Turâsi’l-Arabî, Beyrut tsz., s. 79 vd.
[11][5] el-En’âm 6/38.
[12][6] ez-Zuhruf 43/4.