islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4888
EURO
36,2725
ALTIN
2.958,62
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
8°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
10°C

Kur’ân İşçilerin Sahibi ve Çalışanı Olacakları İşletmeleri mi İşaret Ediyor?

Kur’ân İşçilerin Sahibi ve Çalışanı Olacakları İşletmeleri mi İşaret Ediyor?
1 Eylül 2018 08:23
A+
A-

Kur’ân-ı Kerîm  söz ve mana olarak Allah’ın Kitabıdır. Bu şanlı Kitab hayatımızı anlamlandıracak ve amaçlandıracak İslâm’ın inanç esaslarını içerdiği gibi bize dünya ve âhiret saadetimizi sağlayacak adil ve erdemli bir hayat nizamı  da sunar. Bu nizam insanın insanı  ve ülkelerin birbirlerini sömürüsünü engelleyici genel nitelikli yasaları da muhtevidir

Kur’ân  bizim çağrışım yaptığımız türden bir Kitab da değildir. Mesela basit gibi görülebilecek bir öğüt verilirken Ceza sisteminin bir temel kuralı açıklanır. Örneğin önceki toplumlara ait bir olay nakledilirken sosyal ve  ekonomik hayatımızı yönlendirici bir kural da konulabilir.

Geçen gün Kur’ân-ı Kerîm’den günlük okumamı yaparken  daha önce defalarca okuduğum bir âyet dikkatimi çekti. Hayretler içinde kaldım. Gönlüme düşenleri sizlerle de paylaşmak istedim.

Özel Bilgili Bilge Kişi İle Hz.Musa

Kehf sûresinde Allah’ın kendisini katından özel bilgilerle donattığı bilge  kişi ile Hz.Musa arasında  cereyan eden üç olay anlatılır. Bilge kişi kendisi açıklamadıkça beraberlikleri süresinde yapacağı işlere ilişkin kendisine itiraz edilmeyeceği, yergide bulunulmayacağı ve sebep soruşturması yapılmayacağı şartını koyar.

Yola çıkarlar bir gemiye binerler. İnerlerken bilgi kişi, gemi adamlarına hissettirmeden gemin batmasına neden olabilecek bir hasar yapar. Kur’ân’dan okuyalım:

“Derken… Bu ikisi böylece yola koyuldular, (sonunda bir kıyıya vardılar, onları karşı kıyıya taşıyan gemiden inecekleri zaman,) o kimse gemide bir delik açtı. Musa bunu görünce: “İçindekileri boğmak için mi onu deldin? Doğrusu çok kötü bir iş yaptın” diye çıkıştı.” (Kehf 18/7’

Bilge Kişinin Birlikteliği Sonlardırması ve Açıklaması

Hz.Musa’nın. sorgulayıcı  ve kınayıcı çıkışları daha sonra yaşanacak iki olayda daha devam edince …bilge kişi ‘buraya kadar‘der ve yaptığı işlerin sebeplerini açıklamaya başlar. Yukarıya aldığımız gemiyi delme olayının sebebini  de Kur’ân ifadesiyle  şöylece dile getirir:

“O gemi, geçimini denizde çalışarak sağlayan yoksul kimselerindi. Onu kusurlu bir hale getirmek istedim. Çünkü, arkalarında her sağlam gemiye, zorla el koyan bir hükümdar  vardı (ve ben bunu biliyordum.)(Kehf 18/79)

Aktardığımız “O gemi, geçimini denizde çalışarak sağlayan yoksul kimselerindi,” şeklindeki ifadeye özellikle dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Bu arada şu hakikati de dile getirelim. Başarılı bir Kurân meâlinden bir çok gerçek öğrenilebilirse de Kur’ân’ın orijinal  dili bilinmedikçe, meâlden hareketle inceliklere nüfuz edilemez ve geleceği aydınlatacak  kurallar devşirilemez. Anlayışınız Kur’ân müterciminin kavrayışını  aşamaz.

O gemi, geçimini denizde çalışarak sağlayan yoksul kimselerindi,”şeklindeki anlama ilişkin metin şöyledir:

اَمَّا السَّف۪ينَةُ فَكَانَتْ لِمَسَاك۪ينَ يَعْمَلُونَ فِي الْبَحْرِ َ

“Emme’s-Sefînetü Fe Kânet li Mesâkîne Ya’melûn fil-Behri…)

Âyette Kullanılan Sefîne ve Mesâkîn Kelimeleri ile Çoğul Kipi

Sefîne: Deniz aracı, gemi.

el-Mesâkîn:  Miskîn  kelimesinin çoğuludur.MiskÎn/Mesâkîn Kur’ân’ın çokça kullandığı kavramlardandır. Zekâttan pay ayrılan ve doyurulması teşvik edilen Miskîn’in (Tevbe  60; Hâkke  34) anlamı üzerinden farklı görüşler ileri sürülüyor ise de konumuz olan Kehf 79  dan hareketle çalışan ama zaruri ihtiyaçlarını karşılamak için  alacağı maaşın  dışında küçük de olsa ek bir gelire ihtiyacı olan yoksul kişi olarak tanımlanabilir.

Miskînküçük de olsa tek başına gemi sahibi olamaz  ama çalışma alanlarında birleşen yoksul gemiciler  olabilir. Onlar maaşları dışında alacakları kâr payları  ile toplum yardımına muhtaç olmaksızın gereksinimlerini karşılayabilirler.

Âyetten Anladıklarımız

Kehf 79 dan anlayabildiğimize göre delinen deniz aracı kayık değil küçük de olsa korsan melik tarafından gasbedilmeye değer görülebilecek bir gemi. Gemi de nafakasını denizde çalışarak çıkaran ve sahip olukları bu gemiyi sefere çıkaracak sayıda  olan miskinlerin/yoksulların özbeöz malı. Çoğul olan  Mesâkînsözcüğünün başındaki  Mülkiyet lamıve “nafakalarını denizde çalışarak kazanan deniz adamlarıydı“  ifadesindeki kullanılan çoğul kipi bunu göstermektedir.

Çağrıştırdığımız Anlamlar

Bu açıklamalardan sonra çağrıştırdığımız sosyal politikalarımıza katkı verecek yaklaşımlarımıza şöylece değinebiliriz.

a.       Aynı iş alanında çalışan olup tek başlarına  iş kuramayacak olan yoksul işçiler örgütlenmeli/örgütlendirilmeli ve çalışma alanlarında oluşturulacak işyerlerine ortak işçiolmalıdırlar. İnsan doğası ile örtüşecek bu tür ortaklıkların daha başarılı olacağı açıktır.

b.     Allah katından özel bilgiler edinmiş bilge kişinin gemicilerin ortak olduğu gemiyi, gemi  korsanı kraldan koruması için  yaptığı eylem ilahî  iradeye uygundur ve bizlere örnektir. Bu tür ortaklıklar yasalarla korunmalı, faizci sömürücüler gibi  zalimlerin sömürücü ve yıkıcı entrikaları engellenmelidir.

c.      Bu gibi şirketler, ortak işçi statüsünü koruyabildiği ölçüde ithalat ve ihracat kolaylıklarından yararlandırılmalı, çalışan ortaklar ihtiyaçlarını karşılayacak kâr paylarını  alıncaya kadar her türlü vergiden muaf tutulmalıdır.

Bitirirken

Yukarıda üç maddede özetlediğim anlamları, İslâm Hukuku’unda Şirketler konusunda sahip olduğum sathi bilgileri kullanarak çağrıştırmadım. Bilgilerimi tazeledikçe gönlüme düşen sahipleri ve çalışanları aynı kişiler olacak şirketleşme modelini ve bu modelin Kehf 79 ile bağlantısını cazip buldum.

Daha önce alternatif düşünceler ve modeller oluşturma konusunda yaptığım çağrıyı bu vesile ile yineliyorum. Çünkü bizim değerlerimizle örtüşen yerel atılımlara ihtiyacımız var. Sözü Kur’ân’a  bırakalım:

Okuyanları iyice ve derinden düşünsünler ve gerçek akıl sahipleri hayatlarına yön verici öğütler alsınlar ve uyarılar çıkarsınla diye sana indirdiğimiz Kitab  mübarektir; mânaları ve faydaları giderek aratacak olan Kur’ân’dır. “  (Sâd 38/29)

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.