islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4780
EURO
36,4367
ALTIN
2.954,01
BIST
9.294,64
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

Kur’ân Işığında SEZARYEN

Kur’ân Işığında SEZARYEN
7 Aralık 2017 06:58
A+
A-

Emine Erdoğan: Sezaryen zorunluluk gereği olmalıdır. Emine Erdoğan, sezaryenin talep değil, zorunluluk gereği olması gerektiğini belirterek,’Doğal doğumu desteklemelidir’ dedi.

Emine Erdoğan’ın yeniden gündeme getirmesi sebebiyle Sezaryen konusuna biz de yeniden eğiliyor, ilgili makalemizi sunuyoruz:

Sezaryen, hâmile kadının karnı ve rahimi kesilip yarılarak bebeğin çıkarılmasıdır. Daha açık bir anlatımla, cilt altı yağ dokusu, kasların koruyucu kılıfı, kas tabakası, karın içi zarı, rahim zarı, rahim kası ve embriyonu saran zar olmak üzere sekiz kat kesilip yarılarak ulaşılan bebeğin rahimden çıkarılması ve sonra da kesilip yarılan yerlere dikiş atılmasıdır.

Sezaryenin Tarifi

Sezaryen, hâmile kadının karnı ve rahimi kesilip yarılarak bebeğin çıkarılmasıdır. Daha açık bir anlatımla, cilt altı yağ dokusu, kasların koruyucu kılıfı, kas tabakası, karın içi zarı, rahim zarı, rahim kası ve embriyonu saran zar olmak üzere sekiz kat kesilip yarılarak ulaşılan bebeğin rahimden çıkarılması ve sonra da kesilip yarılan yerlere dikiş atılmasıdır. Sezaryen normal doğuma nazaran pek çok sakıncayı içeren tıbbî/medikal bir operasyondur.[1]

Sezaryenin Dinî Hükmü

Sezaryenin dinî hükmünü caiz ve haram olarak iki şekilde açıklayabiliriz:

a. Uzmanlardan oluşacak bilim-etik kurulu onayı ile ana ve çocuk sağlığını korumak için sezaryen caizdir; yapılabilir ve yapılması da gereklidir.

Yapılabilirliğin Delilleri

Dinimizin haramları helâ kılan Kur’ân kaynaklı zarûret prensibi ile hayatın tehlikeye atılmaması ilkesi, yapılabilirliğin ve gerekliliğin kaynağı olarak değerlendirilebilir. [2]

b. Değinilen ana ve çocuk sağlını koruma dışındaki korku, ağrı-sancı ve benzeri sebeplerle yapılacak bütün sezaryenler, -en doğrusunu Allah bilir- haramdır; yapanları, yaptıranları ve sağlık kurumlarını aracı kılanları günahkâr kılar. Alınacak ücret de haramdır.

Haramlığın Delilleri

Haramlığın delillerini şöylece özetleye biliriz:

I.Yüce Allah, yarattığı her bir varlığı,yaratılış amacı doğrultusunda yaşama ve görev yapma yeteneğiyle donatmıştır. Bu gerçek Kur’ânımızda şöylece açıklanır:

“Rabbimiz, yarattığı her bir varlığa yaratılış amacını kodlayan ve sonra da onu işlevine yönlendirendir.”[3]

Cinselliği yaratan ve üreme kanunun koyan Yüce Allah doğum için üreme organını görevlendirmiştir. Bu organı işlevsel kılmak Rabbimizin buyruğudur:

Allah’ı birleyen olarak varlığını Onun dînine yönelt; Allah’ın insanlarla ilgili olarak yarattığı yaratılış kanunlarına yapış.Allah’ın koyduğu yaratılış yasalarının alternatifi yoktur. Gerçek Dîn budur. Ne var ki insanların pek çoğu bu hakikati bilmez.”[4] 

Gereksiz sezaryen, üreme organının görevini karına yaptırmaktır ve bu işlem sindirim organını cinsel organa dönüştürmek gibi yaratılış yasasına aykırıdır ve bunun için de haramdır.

II. Yaratılış yasalarına aykırılığı önermek, insanlara şer aşılama gücü ile yetkilendirilen baş Şeytan İblîs’in ve onun cinler ve insanlardan oluşan bağlılarının Hak’tan saptırma yöntemidir. Bu durum İblîs’in dilinden Kur’ân’da şöylece açıklanır:

“…Ben insanlara önereceğim, onlarda yaratılış yasalarını değiştirmeye kalkacaklar…”[5]

Normal doğumun risk oluşturabileceği ve dayanılmaz ağrılar/sancılar çektirilebileceği şeklinde ki yanıltıcı beyanlar, Şeytanîdir, doğrudan saptırmadır. Bu sebeple de haramdır.

Çünkü pek az olan istisnalar bir tarafa, döllenişi ve doğuşu birer mucize olan çocuğun doğal doğumu güvenlidir. Çünkü “Yüce Allah ona (ana rahminden)çıkışı kolaylaştırmıştır.”[6] Ananın dayanılabilir sancıları da Yaratanın düzenlemesidir. Doğal olan bu durum, olması gereken olarak da nitelendirilebilir. Rabbimiz şöyle buyurur:

“ Biz insana ana babasına yürekten iyilikler yapmasını ve güzelce davranmasını emrettik. Özellikle annesi onu (gebeliğin ikinci ve ağır döneminde gelişimini tamamlamış insan yavrusu olarak)zahmetle taşıdı, meşakkatle doğurdu…”[7]

Doğal doğum sırasındaki ağrıların, ıkınmaların ve rahimden çıkan salgıların ananın ve çocuğun doğum sırası ve sonrası sağlıklarına katkı vereceği ve ana ile çocuğu arasındaki ruhsal ilişkileri geliştireceği sezgisel ve bilimsel olarak bilinen bir gerçektir. Burada doğum yasasını koyan Allah’ın, her şeyi bilen ve neylerse güzel eyleyen Rab olduğu hamd edilerek hatırlanmalıdır.

Hz.Meryem’in Hamileliği

Rabbimizin dilemesiyle, Hz.Îsa’ya gebe kılınan ve -istemeksizin-babasız çocuk doğuracak olmanın bunalımıyla “daha önce ölseydim de unutulup gitseydim,” diyecek kadar üzüntülere boğulan Hz. Meryem’e bile çektirilen doğum sancıları, çekilmesi gereğine bir işaret olsa gerektir. Hiç şüphesiz Meryem’e yapılan ilahî yardımın, suda doğum izlenimini vermesi, doğumun kolaylaştırılması görevimizi de ihtar etmektedir:

“Derken doğum sancısı Meryem’i bir hurma ağacına doğru sürükledi. Bu sırada ‘Keşke daha önce ölseydim de unutulup gitseydim.’ diyerek sızlandı. İç geçirince de, vücudunun alt bölgesinden bir sesle ona şöylece seslenildi: Sakın ha üzülme. Rabbin senin altından bir derecik akıtacaktır.”[8]

III. Yukarıda yapılan açıklamada görüldüğü üzere sekiz kat kesimi ve sonrasında kesilen yerlerin dikimini içeren ve bütünsel anestezi yanı sıra enfeksiyonlara da ihtimalli olan sezaryen sağlık yönünden riskler içermektedir.

Riskten sakınmak; tehlikeden kaçınmak ise Rabbimizin Kur’ânî buyruğudur:

“Allah yolunda -fakirliği giderici/toplumu geliştirici- harcamalar yapın. Canlarınızı kendi ellerinizle tehlikeye atmayın. Allah sizi görüyor bilinci içinde erdemli yaşayın. Alah’ın erdemlileri sevdiğini de bilin.”[9]

IV. Yukarıda üç madde halinde açıklanan Kur’âni argümanlar yanı sıra sezaryeni haramlaştıran bir diğer sebep de onun –genelde ideolojik amaçlarla –aile ve özellikle nüfus planlaması aracı kılınmasıdır.

Evrenin, yeryüzünün, insanlar dahil canlıların ve yaşam kaynaklarının ilahî bir plana bağlı olmaksızın yaratıldığı varsayımına dayanan ve kürtaj gibi emperyalist amaçlarla yapılan/yaptırılan sezaryen, özellikle ilk doğumun sezaryenle yapılması durumunda çocuk sayısını sınırlandırıcı yıkıcı ve etkin bir yöntem olabilmektedir.

Bu şekliyle de sezaryen Nesli bozma/rahimleri doğum yapamaz kılma işlemidir.

Bu tür işlemleri yapanlar ise Kurân’da Rabbimiz tarafından kalplerine îman akmamış kişiler olarak şöylece yerilmektedir:

“İslâm’a/doğal yasalara başkaldıranlar karar verici yetkili konuma gelince hayatın tabii akışını bozmaya, ürünleri ve nesilleri de yok etmeye çalışırlar.”[10]

Sezaryenden Alınacak Ücret

Faiz, zina ve alkollü içkiler örnekleriyle de kanıtlandırılabileceği üzere Haram kapsamına alınabilecek her bir işlemden alınacak ücret gibi Sezaryenden alınacak ücret de haramdır.

Ana ve bebek sağlığının gerektirmediği sezaryenler sezaryen olarak haram olduğu için ondan alınacak ücret haramsa da uygulamada haramlığı pekiştiren başka sebepler de vardır.

Dayanılabilir sancıları içeren doğumu, “Normal doğumun ana ve bebeği için riskler içerdiği ve sezaryenin daha güvenli bir yöntem olabileceği” şeklindeki çıkar amaçlı beyanlar, İslâm’ın yasakladığı türden aldatmadır ve aldatmaya dayalı sezaryenlerden alınacak ücret, insanların malını batıl yollardan biriyle yemektir.

Bu da Rabbimiz tarafından şöylece yasaklanmaktadır:

Ey Îman Edenler! Mallarınızı aranızda (aldatma ve faiz gibi)batıl yollarla değil ancak karşılıklı rızaya dayalı ticaret işlemleriyle yiyin. Hayatınıza ve hayatlara mal olacak sömürücü girişimlerde bulunmayın. Allah’ın size pek merhametli olduğunu da unutmayın.         [11]

Burada konumuzla ilgili olduğu için haram nitelikli bir sezaryen için tüccar mantığıyla hastaya veya yakınlarına ”Sezaryen ister misiniz” şeklinde örtülü teşvik vasıflı bir soru da sorulamayacağını da dile getirmek isteriz. Çünkü harama yol açmak da Ku’ânî bir haramdır.[12]

Sezaryen Yapan ve Yaptıranlara Ceza Verilebilir

Bireyin haklarını çiğnemekle beraber toplum hayatını olumsuz yönde etkileyen kasıtlı yaralamalar benzeri bazı haram filler gibi gereksiz olarak yapılan/haram nitelikli kürtaj ve sezaryen de suç kapsamına alınarak yasal ceza verilebilir. İslâm hukûku açısından verilmesi gereken zorunlu ve belirli bir ceza yoktur. Ancak ceza takdir edilmesi için engel de yoktur.

Sonuç veya Hüküm

Uzmanlardan oluşan bir ilim/etik kurulu kararıyla yapılması gerekenleri dışındaki bütün sezaryenler, açıklanan İslâmî kurallar sebebiyle haram olarak nitelendirilebilecek işlemlerdir.

Haram nitelikli sezaryenlere yönlendirici açıklamalarda bulunanlar, onay verenler, yaptıranlar ve yapanlar haram işledikleri için günahkârdırlar. Suçlu olarak da cezalandırılabilirler. Sağlık birimlerinin ve sezaryeni yapanların aldıkları paralar da haramdır. Alınan paralar, helâllik alınarak sahiplerine iade edilmelidir.


[1] Sezaryen’in normal doğuma nazaran zararlarına ilişkin olarak internette doyurucu bilgilere ulaşılabilir.
[2] Bakara 2/ 173, 195; Mâide 5/3
[3] Tâhâ 20/50
[4] Rûm 30/30
[5] Nisa 4/119
[6] Abese 80/20. Bağlamı dikkate alan müfessirlerimizce bu âyet, “ana rahminden çıkmayı kolaylaştırma”olarak anlaşılmıştır. ( Taberî ve İbn Kesîr Abese 20) Meşakkatle doğurma, örneğin başın önden çıkması türü genel kolaylaştırma olgusu ile çelişmez.
[7] Ahkâf 46/15.Ayrıca bak.Lokman 31/14; Bakara 2/233. Kur’an gebeliği hafif ve ağır gebelik olarak ikiye ayırır ve doğum öncesi altı ayı da ağır gebelik ( Kürh/meşakkat) olarak niteler. Araf 7/189; Ahkâf 46/15
[8] Meryem 19/23-24. Âyette geçen” tahteki/senin altında”ifadesini üreme organının altından şeklinde algılamamıza lafız ve anlam engeli yoktur.
[9] Bakara 2/195
[10] Bakara 2/205
[11] Nisa 4/ 29
[12] Kur’ânî delil için bak. En’am 5/108.

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.