Kıssa, sözlük tanımıyla hikaye demektir, Kısasu’l Kur’an/ Kur’an kıssaları” ise kısaca “Kur’an’da yer alan peygamberler ve kavimleriyle ilgili yaşanmış hayat hikayeleri” ni ifade eder, az da olsa peygamber olmayan bazı kişilerin hikayelerinden de söz edildiği görülür. Bunlar arasında önemli bir yere sahip olan Yusuf kıssasıdır ve bu kıssa için Kur’an, “ahsenü’l-kasas/ en güzel anlatış/ kıssaların en güzeli” ifadesini kullanır. Genel anlamda kıssaların amacını ise şöyle açıklar:
“Andolsun ki, onların kıssalarında akıl sahipleri için ibret vardır. Kur’an, uydurulabilecek bir söz değildir. Fakat kendinden öncekileri tasdik eden, her şeyi ayrı ayrı açıklayan ve inanan bir toplum için de bir yol gösterici ve bir rahmettir.”[1]
Bilindiği gibi hikayeler, insanlığın kullandığı en eski iletişim araçlarından biridir ve sadece bir iletişim aracı olarak değil aynı zamanda bir ikna ve eğitim aracı olarak da kullanılmıştır. Kur’an’da da kıssaların ikna, eğitim ve ders alma amaçlı olarak kullanıldığı, peygamberler ve peygamber olmayan bazı kişiler üzerinden de bu mesajların verildiği görülür. Her yönüyle insanlığın geçirdiği evreler, değişimler, eğitim ve öğretim faaliyetleri, peygamberlerin ve onlarla mücadele eden kişilerin şahsında belli kesitler halinde sunulur. Nitekim Hz. Âdem ve iki oğlunun kıssasında, görevini iyi yapmayan veya yapamayan, bu sebeple de başarısız olan bir insan ile görevini iyi yapan ve başarılı olan bir insanın psikolojik tavrı yansıtılır[2]. Hz. Nûh ve oğlu arasında geçen kıssada kuşaklar arası çatışma[3] ; Hz. Lût ve kavmine ait kıssada cinsel kimlik sapması[4] ; Hz. Yakup ve oğulları arısında geçen olayları anlatan kıssada kardeşler arasındaki kıskançlık bir diğer davranış bozukluğu olan yalancılık [5]; Hz. Musa ile annesinin kıssasında, annenin çocuktan ayrılması ve ortaya çıkarttığı problemler[6] ; Lokman ile oğlunun kıssasında, şefkatli bir babanın dostça ve samimî tavrı, çocuğu ile olan eğitim ve öğretim ilişkisi anlatılır.[7]
Hz. İbrahim kıssasında, inanan bir evladın inanamayan bir babaya; Hz. Nuh kıssasında inanan bir babanın inanmayan bir evlada; Hz. Nûh ve Hz. Lût kıssalarında inanan bir kocanın inanmayan bir eşe; Hz. Peygamber’in kıssasında inanan bir yeğenin inanmayan amcaya sahip olduğu açıklanır, dolayısıyla inanan bir babanın, evladın, kocanın veya yeğenin de inanmayan evlada, babaya, eşe ve amcaya sahip olabileceği mesajı verilir. Hz. Yusuf kıssasında kadın- erkek ilişkisi anlatılır; iffetin, doğruluğun ve dürüstlüğün olumlu sonuçlarına dikkat çekilir. Bunlardan ders ve ibret alınması istenir.
Hz. Nûh ve Hz. Davud kıssaları bize sanayi , Hz. Yusuf kıssası tarımla uğraşılmasını; Hz. Süleyman kıssası sahip olunan servetle şımarılmamasını ve onun amaç edinilmemesini; Karun kıssası ise sahip olduğu servetle şımaranın ve onu amaç edinenin kötü ve hazin sonunu hatırlatır . Bu nedenle anlatılan kıssalarda hem bir bilgilendirme hem de psikolojik destek söz konusudur. Çünkü kıssalar, olayları ve olguları somutlaştırdığı için insanlara içselleştirme ve öngörü imkanları sunarlar; dolayısıyla da insanları, olayları, kısaca hayatı bize, yaşanan tecrübelerle tanıtırlar. Bu kıssaları okuyup öğrendiğimize biz de bunlardan ders alır ve ona göre tavrımızı belirlemeye çalışırız, ya da çalışmalıyız. Çünkü kıssalar bize bu mesajı verirler.
Bu nedenledir ki Allah Teâlâ tarafından konulan yasaklara meyledip yöneldiğimizde Hz. Âdem‘i; içimizde haset, kıskançlık, çekememezlik gibi olumsuz duygular kabardığında Hâbil ile Kâbil’i; cinsel dürtülerimiz bizi şehvete teşvik ettiğinde Züleyha ile Hz. Yusuf’u; eşimizin, oğlumuzun ve kızımızın dine karşı olan duyarsızlığında Hz. Lût’u ve Hz. Nûh’u hatırlarız. Bunun gibi her peygamberin hayat hikayesi de bize yol gösteren, ilham veren, ibret almamızı sağlayan örnekleri ihtiva eder. Bu gerçeği ise bize Kur’an, “li külli kavmin hâd/ her kavmin bir hâdisi vardır”[8] sözüyle açıklar. Bu nedenle peygamberler, sadece tebliğ ve tebyin etmekle görevli kişiler değil, aynı zamanda bir eğitimci olarak da bize örnek olan ve yol gösteren önderlerdir, dolayısıyla da her birinin hayat hikayesinden alacağımız önemli dersler vardır. Nitekim Allah Teâlâ’nın Hz. İbrahim ve Hz. Muhammed’i “örnek” olarak göstermesindeki amaç da budur.
Sonuç olarak Kur’an kıssaları bizi, yaşadığımız hayat şartlarına göre, o şartları sembolize eden kıssalardan ve kıssa kahramanlarından ibret almaya, mesela Hz. Eyyûp gibi sabırlı, Hz. Yusuf gibi iffetli, Hz. Nûh, Hz. Süleyman, Hz. Davud ve Hz. Yusuf gibi insanlara yararlı, Hz. Muhammed gibi hoşgörülü, yumuşak kalpli ve merhametli olmaya davet eder.
Prof. Dr. Celal Kırca
[1] Yusuf,12/111
[2] Mâide,7/27-31
[3] Mâide, 5/27)
[4] A’râf, 7/80
[5] Yusuf, 12/1-111
[6] Kasas, 28/7-14
[7] Lokman, 31/12-19).
[8] Rad,13/7.
ALİ RIZA DEMİRCAN HOCAMIZIN "İSLAM'A GÖRE ÖZEL HAYAT" YAZI DİZİMİZ BAŞLIYOR.. Sevgili yazarımız Mir'at Haberin…
AYNI KONUDA FARKLI GÖRÜŞ ÖRNEKLERİ Örneklendirmeye en basitinden başlayalım. Spor denince çağrıştırdığımız futbolda verilen bir…
İslam'ın Engellilere Bakışı İslam, insanı Allah’ın en değerli emaneti olarak görür. İnsanı değerli kılan ise…
Gazze’nin Geleceği İçin 19 Maddelik Yol Haritası İstanbul'da Diyanet ve Al Khair Vakfı'nın düzenlediği Gazze'nin…
İbadet… Sadece hareket mi? Hayır. Bir dua, bir secde, bir teslimiyet. Niyetle başlar, ruhla anlam…
Merdan Yanardağ'dan Halep Kalesi'ndeki Türk Bayrağına Tepki Esed rejimine karşı harekat başlatan Suriyeli muhalifler, Halep'in…