KUR’AN VE SÜNNET IŞIĞINDA CENNET HAYATI
Bismillahirrahmanirrahîm
Biz insanları en güzel kıvamda yaratan ve bizler için güzellikler yurdu olan ebedî Cennetleri halk eden Âlemlerin Rabbi Allah’ımıza hamd ederim. O’nun Resûlü/Elçisi Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed’e salât ve selâm ederim.
Münib Engin Noyan kardeşimizle Çay Tv’de haftalık programlarımızı yaparken İslâm zâviyesinden kadın mevzûunu incelemeye başladık. Programda cevaplandırmak için aykırı görüşleri tespit üzere, bazı kitapları gözden geçirdim.
İstismar edilen pek çok konu arasında Cennet’te Ğilman, Vildân ve Hûriler de vardı. Ne var ki eleştiri ve saldırı konusu yapılan ve îmanı sarsabilen hatalı bilgiler bizim ilâhiyatçılarımız tarafından yazılmıştı. Yazılanlar da ortadaydı.
Değinilen konuları bizzat incelemek üzere yola çıktım. Daha sonra başladığım çalışmalarımı genişlettim. Kitabımız böylece vücuda geldi.
İslâm’ın ana kaynağı Kur’ân ve açıklaması olan Sünnet, değişik konuları işlerken Cennet’le birlikte Âhiret Hayatı’na yüzlerce kez değinmekte; ayrıntılara inen açıklamalar yapmaktadır. Bu ilâhi yönteme karşın ellerimizdeki hacimli temel kültür kaynaklarımızda bile genelde Âhiret, özelde Cennet hayatına son derece az yer verilmiştir.1 Oysa ki İslâm’ın gücü Âhiret Hayatı’na îmanı içermesindedir.
Meselâ her yıl törenlerle andığımız Celaleddin er-Rûmî’nin asırlardır elimizde bulunan 25620 beyitlik Mesnevi’sinde Cennet’e ilişkin beyitlerin sayısı üç-beş tanedir. (bak. Şefik Can Cevahir-i Mesneviye, Ötüken Yay.İstanbul 2005, s. 212)
İslâm Dîni’ni ideolojilerden ayıran temel farklardan biri, Âhiret’e; Cennet ve Cehennem’e îmandır. Mü’mini insanlık çizgisinde tutan, rûhen geliştiren, erdemlere erdiren, hayatını anlamlandıran ve amaçlandıran Cennet’e îmandır. Bu inancın, hurafelerden arınması, Kur’ân ve Sünnet bilgilerine dayanması gerekir.
Çalışmamızda Cennet ile ilgili Kur’ân âyetlerini esas aldık. Başta Buharî, Müslim, Tirmizî ve Dârimî olmak üzere kaynaklarımızda yer alan hadîsleri gözden geçirdik.
Bu hadîsleri, Hadîs İlmi kuralları yanı sıra Kur’ân zâviyesinden bakarak da inceledik. Kullandığımız hadîslerin büyük ölçüde Kur’ân’la bağlantısına işaret ettik. Tekrarlardan da sakındık.
Burada söylememiz gereken hakîkat şudur:
Soyut akıl ve duyu organlarıyla kavranılamaz Ğayb olan Cennet konusunda Kur’ân, her düzeydeki insan aklı ve rûhunu tatmin edecek gerekli ve yeterli bilgileri vermektedir.
Görüleceği üzere, hâdisler, birkaç ayrıntı dışında Ku’ân’ı pekiştirmekten öte bilgi de vermemektedir. Kaldı ki, Cennetin yapısı ve nimetleriyle ilgili olan hadîsler, yalnız başlarına delil olarak da kullanılamazlar. Çünkü ilmî ifadesiyle mütevâtir değildirler.
Cennet’in maddî ve özellikle de mânevî nimetlerini genişçe açıkladık. Onların örnek türünden olduğunu, hayal bile edilemeyecek daha görkemlileri ile Cennet’te karşılaşılacağını vurguladık.
Cennet’e götürücü amellere özellikle yer verdik. Onların, insanlığın ortak erdemleri olduğuna işaret ederek Cennet ile ferdî ve sosyal hayatımız arasında ilişkiler kurmaya çalıştık. Yer yer bilgilendirici ve bilinçlendirici açıklamalar yaptık.
Kur’ân’da cinsellik dahil güzellik vasıfları verilen kadınların Cennet’e girecek dünya kadınları olacağını ve yalnızca onlarla ilişkiye girileceğini açıkladık.
Aynı yöntemle Ku’ân’da bir tek yerde geçen Ğılman’ın, tekili olan “Ğulam”ın kullanımlarından hareketle Cennet’liklerin çocukları olacağını belgelendirdik. Ayrıca Vildân’ın erkek, Hûrilerin ise kadın görünümlü cinsiyetsiz Cennet hizmetçileri olacaklarını Kur’ân’la delillendirdik. Yapılabilecek ilmî itirazlara da cevaplar verdik.
“Kabir Hayatı ve Cennet’e Kimler Giremez?” gibi aktüel mevzûlara ilişkin bilgiler de verdik. Kur’ân âyetleriyle Cehennem konusunu da özetledik.
Böylece Cennet hayatına yönelik düzenli, sağlıklı ve doyurucu bilgiler sunmuş olduk.
Kitabımızın ilâhiyatçılardan çok aydınlarımız ve genel halk kitlemiz tarafından okunmasını arzu ettiğimiz için istisnalar dışında hacmi büyültücü ayrıntılara ve dil tahlillerine yer vermedik. Çalışmamızın yararlı olacağı inancındayız.
Hiç şüphe yoktur ki hatasız olan yalnızca Allah’tır ve hamdimiz yalnızca O’nadır. Geliştirici görüşlere muhtacız ve açığız. Duâcı da oluruz.
İster misiniz?
Milyarlarca insan, fakirlik/açlık sınırında yaşam mücadelesi veriyoruz. Basit gereksinimlerimiz için ömür tüketiyoruz. Mal varlıkları, siyasi egemenlikler, sosyal ve medyasal güçler de göreceli ve sonlu. İstisnasız herkes sosyal ve ekonomik krizlerin, doğal âfetler ve hastalıkların tehdidi altında.
İhtiraslar içinde kavgalar, cinayetler, işgaller, savaşlar, sömürüler ve silahlanmalar tüm hızıyla devam ediyor. Bin bir çeşit problemler, acılar içinde yaşanan hayatlar da pek kısa. İnsanlık değerleri alt üst edilmiş. Adalet gerçekleşmiyor. İyiler mağdur edilebilirken acımasız zalimler koruma altına alınabiliyor.
Ferdî, ailevî ve toplumsal mutluluklar, güzellikler de ölümün gölgesi altında geçici. Yaşanılan fizik alemde özetlenenlerin dışında farklı bir gelecek de yok. Adalete ve ebedîliğe kodlanmış insan rûhu ise arayışlar, edinemediği nimetler ve güzelliklerin özlemi içinde. İnançlı ve erdemli olarak yaşamaya çalışanlar ve gelecekten beklentisi olanlar da yalnızca fizik ötesi âleme inananlar.
Şimdi soralım:
Işık hızı ile hareket edebilen, çevresindeki canlı ve cansız sayısız varlıklarla konuşabilen ve onlara bakışlarıyla emirler verebilen dolunay gibi aydınlık, güzeller güzeli ebedî bir rûh beden varlığına sahip olmak ister misiniz?
Dünya ölçeğinde büyük mü büyük, ileri teknoloji ile donanımlı mı donanımlı özel bir ülkenin sonsuza dek sizin olmasını ister misiniz?
Yaşayıp yöneteceğiniz bu ülkede, ormanlarla çevrili, çeşit çeşit meyve ve gül ağaçlarıyla bezeli, içinden değişik renkler ve tatlarda nehirler akan, kaynaklar fışkıran yemyeşil alanlar içinde altın, gümüş ve değişik mücevherlerden yapılmış saraylarınız olmasını ister misiniz?
Sedeflerindeki inciler gibi göz kamaştırıcı eğitimli ve cazibeli hizmetçilerinizin sanat harikası servis takımları ile bin bir çeşit yemekler, meyveler ve misk kokulu mühürlü kaynaklarından alınmış sağlıklı içkiler/içeceklerle size ve dostlarınıza hizmet sunmasını ister misiniz?
Dünya güzeli erkekler ve kadınlardan çok daha cazibeli olacak, ahlâk ve yüz güzellikleri vasfedilemez niteliğe bürünecek eşlerle, kalıcı rûhsal ve bedensel zevkleri zirvede yaşamak ister misiniz?
Tabii konuşmaların bile ileri derecede zerâfet ve letâfet kazanacağı bir yaşamda, şaheser salonlarda, dev sanatçıların hiçbir gözün görmediği enstrümanları ve hiçbir kulağın işitmediği büyüleyici sesleriyle sürekli olarak verecekleri, mûsiki ziyafetlerini dinlemek ister misiniz?
İhtişamları karşısında ürperdiğimiz dağların daha büyüklerinin zirvelerine tırmanmak, dev dalgalarından ürktüğünüz denizlerin daha azametlilerinin derinliklerine dalmak, büyülenerek hayranlıklarla izlediğiniz yıldızların daha görkemlilerine ulaşmak ve aralarında bitmeyecek yolculuklar yapmak ister misiniz?
Başta insanlık semasının yıldızları olan Peygamberlerle, târihler boyu milyonları erdemlere yönlendirmiş alimler ve yöneticilerle, insan hakları ve hürriyetleri uğruna devrimler yapmış, can vermiş yüce şahsiyetlerle, özetlersek, büyük insanlarla ebedî dostluklar kurmak, sohbetler yapmak ister misiniz?
Hz. Âdemden beri yaşamış ve Kıyâmet Günü’ne kadar yaşayacak inançlı ve fazîletli insanların, cinlerin ve de meleklerin katılacağı, ileri medeniyetlerin yaşanacağı ve barışın hakim olacağı gizemli bir âlemde ebediyen mutluluk içinde yaşamak ister misiniz?
Bütün varlıkların, tüm güzeller ve güzelliklerin yaratıcısı olan Allah’ın tanımlanamaz zatî güzelliklerine bakmak, O’nun ebediyen sürecek sevgisi altında bulunmak, O’nun Selâmı ve konuşmalarına muhatap olmak ister misiniz?
Fizik âlemde hiçbir gözün görmediği ve göremeyeceği, hiçbir kulağın işitmediği ve işitemeyeceği ve hiçbir kalbin tasavvur etmediği ve edemeyeceği sonsuz nimetleri, zevkleri ve mutlulukları, fizik ötesi ebedî bir âlemde yaşamak ister misiniz?
Konumunuz, gücünüz ve düzeyiniz ne olursa olsun ergin bir insan olarak bütün bu isteklerinizi gerçekleştirebilirsiniz. Nasıl mı? Nerede mi? Ne yaparak mı? Kimlerle mi?
Bütün bu soruların cevaplarını bu yazı dizimizde bulacaksınız.
(Devam Edecek)
Ali Rıza Demircan
MİRATHABER.COM
Rio’da uzlaşma için görüş birliği sağlanamadı. Toplantı sonrası Rio’da başarısız bir darbe girişimi oldu. Dünyayı…
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
View Comments