TRT’de yayınlanan Payitaht dizisinden bir sahnede’ Abdülhamit’in huzuruna bir kitapla çıkılıyor ve o kitabın İslam ümmetini dağıtmak için yazıldığı anlatılıyor. Payitaht dizisinden bu kısmı kesip; Ebubekir Tanrıkulu’nun yazdığı Muhammed Kayanın seslendirdiği ‘’Kur’an’a Uyalım Projesi’’ isminde bir propaganda üzerine bugün ki yazımızı yazacağım.
Özetle Ebubekir Tanrıkulu’nun yazdığı Muhammed Kaya’nın seslendirdiği şu; İngiliz dış istihbaratta çalışmış ajan Jeff Warren, 1956 yılında Washington’da bir seminerinde ‘’Ortadoğu Ülkelerinde Stratejik Denge’’ isimli seminerlerinden birinde ‘’Osmanlı Neden kaybetti’’ konulu konferansında alıntı yapılıyor. Videodaki Jeff Warren’in söylediği iddia özetle şöyle; Kur’an’a saygı duyan ve bağlı olan Müslümanların akılları ile değil ruhları ile dinlediğini, alimleri; iman akıl ile değil kalp ile olur diyordu. Kur’an’ı değiştirmek için, Türklerin kurana olan saygılarını yok etmek için Muhammed Abduh ve Cemalettin Afgani ile mısırda çok sabahladık. Cemalettin Afgani ne yapacağımızı buldum diye haykırdı. Ve iki kelime söyledi Kur’an’a uyalım. Bu dehşet bir buluştu. Onları o çok güvendiği kitapla vuralım. Madem Kur’an’ı değiştiremiyorduk, Kur’an’a uymayı değiştirecektik. Bunun sloganını da bulmuştuk ‘’Kur’an’a uyalım’’. Kendi anlayışları ile kurana uymalarını sağlayıp böylelikle her birinin ayrı anlayışları olacaktı.
Bizim acilen Kur’an tercümeleri yaptırmamız lazımdı. İlk işimiz bu projemize engel olacak alimlerini ortadan kaldırmalıydık. Kur’an’a uyalım projesi dalga dalga yayılmalıydı. Tercümeler çoğaldıkça Müslümanların kafaları karıştı, artık kuran okunmaya başlandığında, abdest almaya gerek yok, başında takke yoktu. Kur’an’a uyalım diyenin sayısı arttıkça, o anlamadan dinleyen gözleri yaşlı olanların sayıları yok oluyordu. Kur’an’a uyalım diyen bir topluluk oluşturmuştuk. İslam’ın öğreti sistemini değiştirmiştik.’’
Özetle videodaki seslendirme böyle. İnsanları İslam’dan uzaklaştırmak için Kur’an’ın anlaşılarak okunması bir İngiliz projesi olarak taktim edilmektedir. Kur’an’ı anlayarak okumanın büyük bir tehlike olduğu, ayrı fikirlerin kaynağı olduğu ve İslam ümmetini Kur’an’ı anlayarak okumanın böldüğü propagandası yapılıyor.
Ehli sünneti sözde överken; “anlamadan Kur’an dinlemek” çok daha imanı ve değerli olduğu, Kur’an’ın anlaşılması bu samimi imana zarar verdiği anlayışı ortaya konuyor.
Ümmetin bölünme nedeninin Kur’an’ın anlaşılmasını sağlayan Türkçeleştirmek olduğunu ve bu manada anlayarak Kur’an okumaların öne çıkartılmasının bir İngiliz projesi olduğu söyleniyor.
Kur’an okuyup anlayanların fitnenin kaynağı olarak gösteriliyor. Kur’an’ın ne istediğini anlayıp onları toplumla paylaşım da fitne olduğu söyleniliyor.
Videodaki sözlerin İngiliz ajanına atıfta bulunarak, vahyin önerilerini söyleyenleri fitnenin kaynağı olarak göstermek bize çok yabancı bir iddia gelmiyor.
İndirilen din ifadesiyle vahye önem verenleri ve vahyin önüne hiçbir şey geçirmeyenleri, hedefe oturtmak bize pek de yabancı gelmiyor.
Bu video bana “Kur’an İslam’ı diye bir sapıklık çıkmış” diyen Fethullah Gülen’i hatırlat.
Fethullah Gülen ’’Kur’an İslam’ı diye bir sapıklık çıkmış’’ sözünü söylediği zaman, peygamber sevgisinden ağlayan, hadislerden başka sünnetten başka bir şey söylemeyen, ehli sünnet vel cemaat diyen bir söylem tarzı içerisindeydi.
Bu söyleyen tarzını Nihat Hatipoğlu, Cübbeli gibi kişilerde, aynı Fethullah Gülen gibi ifade ettiler. Fethullah Gülen’in Papa’ya yazdığı mektuptan önce kendi yazdığı kitapların da nasıl bir din düşmanı olduğunu biz çok iyi biliyorduk. Kitlelerin hadis ve peygamber üzerinden narkozlanması tarih boyunca en iyi tutan yöntemdi. Bu yöntemi Fethullah Gülen de son derece başarılı bir şekilde kullandı. Ve sonunda ‘’ Kur’an İslam’ı diye bir sapıklık çıkmış’’ diyenlerin CİA ajanı olduğu 15 Temmuz’da artık herkesin göreceği şekilde açığa çıktı. Ve milletin üzerine kurşun sıktı. O din anlayışının bu millete nasıl kurşun sıktığını da gördük.
Bugün o din anlayışı bir başka cemaatin elinde olsun yine aynı kurşunu bu millete sıkar.
İngilizlerin en stratejik gördüğü yerler cemaatlerdir. Bugüne kadar Ortadoğu üzerinde temel operasyonlarını cemaatlerin üzerinden kurguladılar.
Bütün ayrılıkları İslam’ın bir parçası olarak lanse ettiler. Kur’an okuyup anlayanlar Kur’an’ın emirleri ile muhatap olunca bu oyunu çok rahatlıkla gördüler. İtiraz etmeye başladılar. İngilizler ümmetin narkozdan uyandıracak, peygamberin davet ettiği gibi Allah’ın kitabına davet eden insanlara karşı da işte bu videoda olduğu gibi tedbirler almaya başladılar.
Kitaba imanın; okuyarak anlayarak değil, anlamadan baş üstünde takke takarak kalple inanmak olduğu sürekli söylendi.
Peki, anlamadığınız bir kitaba nasıl inanacaksınız!
Böylesi bir durumda sizin tabii olacağınız, size anlatacak olanlardır.
Artık onlar ne derse Allah demiş gibi kabul edeceksiniz. Onların sözleri Allah’ın sözlerinin yerine geçecek. Bunun gerçekleşebilmesi için de en ideal tesir edecek güç peygamberdir. Daha sonra peygamber üzerinden kendi düşüncelerini halka, Allah’ın emri imiş gibi rahatlıkla kabul ettirilecek. Nasılsa Kur’an’ın okunarak anlaşılması gibi bir olguyu büyük bir tehlike olarak İngilizlerin oyunu olarak lanse etmiştiniz. Artık kitleler herkesin Aşina olduğu bir kavram üzerinden ehli sünnet diyerek narkozlanmaya devam edebilirdi.
Şimdi bu ehli sünnet anlayışı üzerinden Kur’an’ın temel bütün yasak kıldığı haramlar kendi içinde yaşanırken, en büyük sorunu insanların Allah’ın kitabına çağıranlar görülüyor.
Yani insanları Kur’an’a davet edenler ehli sünnet açısından büyük Bir tehlike olarak görülüyor.
Bu durumda en büyük tehlikeli olan insanları Kur’an’la Allah’a davet eden Resulullah’ın ta kendisidir. Kur’an’a uyumayı emreden Kur’an’ın kendisidir. Bunu Bir tehlike olarak ortaya koymak Kur’an’a yapılabilecek en büyük düşmanlıktır.
“De ki ‘ben sadece rabbimden bana vahiy edilene uyuyorum. Bu rabbinizden gelen Gönül gözleridir doğruya kılavuzdur iman eden bir toplum için rahmettir. Kur’an okunduğu zaman onu dinleyin ve susun ki size rahmet edilsin”
Kur’an, imanı bireysel olduğunu vurgu yaparken, cemaatler toplumsal bir iman vurgusu ile kitlelerin narkozlar. Peygamber insanları Kur’an’la uyardı. Peygamberin yaptığını yapmak sünnet ise, Kur’an’la uyarmaktan daha büyük sünnet ne olabilir?
Sünneti sarık misvak sakal cübbe şekli ile içeriksizleştirenler, amel ile imanı da ayırdı.
“Benimle sizin aranızda Allah şahittir. Bu Kur’an bana kendisiyle sizi ve ulaştığı herkesi uyarmam için vahiye olundu” Kur’an’ı okuyup oradaki emir ve yasakları anlayıp gereğini yapanlar peygamber tarafından Bu ayete göre uyarılanlardır.Vahiy ile uyarılmayan iman etmiş olamaz. Kişi her ne ile uyarılmışsa vahyi dışında, ancak olan iman etmiş olur.
“Biz onların ne dediklerini çok iyi biliriz. Sen onların üzerinde bir zorba değilsin. Tehdidinden korkanlara Kur’an’la öğüt ver”
“Bu Kur’an en sağlam olana iletir”
“Bir kitaptır bu; sana indirildi. Onunla uyarıda bulunasın diye. Ve inananlar için bir öğüt ve düşündürme olarak…”
Kur’an, üzerinde düşünülsün diye indirildi. Bir şeyi düşünebilmek için anlamak gerekir. Anlamak için okuyabilmek gerekir. Kur’an’ın okunması Allah’ın bir emridir. Onun üzerinde düşünülmesi Allah’ın bir emridir. Bu Emir imanla muhatap her insan için geçerlidir.
Şimdi bu emri yerine getirmek için Kur’an okunması gerektiğini söyleyen insanlara, Kur’an’ı okuyarak Kur’an’a davet edenlere karşı bir İngiliz projesi demek, herhalde ayrı bir İngiliz stratejisi olsa gerek.
Ayrıca şeytanın sağdan, soldan, önden, arkadan yanaşarak insanları doğru yoldan saptırmak için yanaşacağını da bize vahyi haber veriyor.
Sözümüzü yine bir vahiy ile bitirelim;
“Sana da bu hatırlatıcıyı vahyettik ki kendilerine indirileni insanlara bildirirsin de derin derin düşüne bilsinler”16/44
Demek ki Allah vahyin okunmasını ve anlaşılmasını anlaşıldıktan sonra üzerinde düşünülmesi gerektiğini emrediyor.
Kim ki bunları insanlara yasaklar, vahye böyle Allah’ın emrettiği gibi yanaşılmaması gerektiğini, ehli sünnet ya da başka bir gerekçeyle söylerse, işte gerçek İngiliz projesine hizmet eden odur.
Selam ve da ile..
Yunus EKŞİ
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…
View Comments
Yunus Ekşi Beyi tanımıyorum. İlgi alanı ve birikimi hakkında bilgim de yok.
Yorumunu okuyan, bilgi birikimi ve uluslarası görgü ve tecrübesi yeterli olan herkesin söyleyebileceği bir kaç hususu hatırlatmakla yetineceğim:
1- “Kur’ana Uyalım” ve “Kur’an Bize Yeter” projelerini doğru anlamamış, çıkış noktası hatalı olunca, üzerine bina ettiği yorumu da hatalı olmuş. Önce projeyi doğru anlamak sonra üzerine yorum yapmak gerekir.
2- Uluslarası görgü ve tecrübesi yeterli olmayan, mahalli bilgilerle, böyle konuları münferiden, bilenlerle istişare etmeden, değerlendirmeye kalmak çoğu zaman yanıltıcı sonuçlara varmamıza yol açabiliyor.
3- İslamı değerlerimizi istismar eden sapık şahıs ve ceryanları tenkit edeyim derken, onların istismar ettiği “İslami değerleri” terketmek veya tenkit etmek gerekmez.
4- Konu ayrıntılı müzakere etmeyi gerektiren bir konudur. Sadece şu kadarını ifade edeyim:
Sahih Hadisleri İnkar ederek, Kur’anı Kerim’i, yetersiz bilgi ve sadece meal kültürü ile kendi heva ve hevesine göre yorumlama yetkisini kendinde görmek, yeni bir din anlayışı ihdas etmeye yol açar. Peygamberimizin yetkisini kullanmaya kalkmak olur. Her kafa ve anlayışa göre yorum yapma alanı açılınca sapıklığa zemin hazırlanmış olur...
Sahih Sünnet olmadan Kur’anı Kerim’i doğru anlamak ve yaşamak mümkün değildir. “Kur’ana Uyalım” “Kur’an Bize Yeter” diyenlerin maksadı budur. Bu projeyi İngilizler üretmiş, siyonistler de kullanmakta ve yaymaktadır. Vesselam...
MEALİST sloganlarla dolu bir yazı !
Feto üzerinden kendi düşüncenizi aklamaya çalışmanız beyhude bir gayret !