KUR’ÂN’DA CEHENNEM HAYATI

KUR’ÂN’DA CEHENNEM HAYATI

Cennet’i İsteyene Cennet de Duâ Eder

 Enes İbn-ü Malik (r.a.) Allah’ın Resûlü’nün (s.a.v) şöyle buyurduğunu rivayet ediyor:

Her kim Allah’dan üç defa Cennete girmeyi isterse, Cennet de, “Allah’ım! Onu Cennet’e koy” diye duâ eder. Her kim de üç defa Cehennem’den Allah’a sığınırsa Cehennem,

“Allah’ım! Onu Cehennem ateşinden koru”

niyazında bulunur.

 (Nesâî, İstiaze 56, İ. Mace Zühd 39, Tirmizî Cennet 27)

Cehennem ve Azabı

 Sorgulayacak ve Cennet’le mükâfatlandırıp Cehennem’le cezalandıracak olan Rabbimiz şöyle buyurur:

“… Azabımla dilediğim (günahkârı) cezalandırırım. Ama rahmetim de, (yarattığım) her bir varlığı kuşatmıştır…”

“(Ey Peygamberim!) Kullarıma bildir: Ben, gerçekten ben çok bağışlayıcıyım, pek de merhametliyim. Azabım da elem verici bir azaptır.”413

 Cehennem Allah’ın Azabıdır

Cennet, rahmeti bütün varlıkları kuşatan Allah’ın lütfu, Cehennem de O’nun azabıdır. Onunla başta kendi varlığına inanmayan veya kendisine ortak koşanlar olmak üzere emirleri ve yasaklarına itâat etmeyen kâfirleri ve azgın günahkârları cezalandıracaktır.

Cehennem, kendine özgü yapısı, azap dereceleri, yakıtları, özel görevlileri, işkenceleri ve her biri azap türünü yansıtan giyecekleri, yiyecekleri ve içecekleri olan bir ceza yurdudur. Zaman ve mekân dışı bir âlemde yaratılmıştır. Ana azabı, derileri yakıcı, eritici ve iç organlarını parçalayıcı ateştir; ateş kaynaklıdır. Cehennem’de fer- yatlar kopartan, yürekler sızlatan ve yok olmayı isteten, fakat öldürmeyen bin bir çeşit azab çeşitleri vardır…

Cehennem’de, Allah’ın konuşmalarına muhatap olamamak, O’nun güzelliklerini izleyememek, Cennet nimetlerinden yoksun kalmak, pişmanlık sancıları içinde kıvranmak, azap içinde unutulmak, duâları kabul edilmemek ve ümitsizliğe düşmek ve yok olmayı istemek gibi manevî olarak olarak nitelenebilecek aşağılatıcı, elemle- re boğucu daha nice büyük mü büyük azap çeşitleri yer almaktadır.

Cehennem’in ateşi ve azap türlerinin dünyanın ateşi ve işkenceleri ile mahiyet benzerliği değil, yalnızca isim benzerliği vardır.

Nefislerin / rûhların yeniden yaratılacak dünyevî bedenlerle birleştirilmesinden sonra yapılacak sorgulama ve verilecek Hükm’ün ardından Cennet’e ve Cehennem’e sevk başlayacakrır. Sevkle birlikte Cennetliklerin vücutları, ebedî olan Cennet hayatını yaşayabilecek şekle dönüştürüleceği gibi Cehennemliklerin bedenleri de sonsuz olan Cehennem azabını çekebilecek şekilde yeniden yapılandırılacaktır.414

Kâfirlerin ve günahkârların kâfirlik ve günahkârlık durumlarına göre cezalanmaları için Cehennem yedi büyük girişi olan yedi ayrı bölüme ayrılmıştır. Azabının şiddetine göre bu bölümler Cehennem, Leza, Hutama, Saîr, Sakar, Cehîm ve Hâviye’dir.415

Bu kısacık girişten sonra Cehennem’i ve azabını tasvir eden ve pek çok olan Kur’ân âyetlerinden örneklere geçebiliriz.

Doğruları en iyi bilen merhameti sınırsız olan Allah’tır.

Cehennem Azabından Korunma

“Kâfirler için hazırlanmış cehennem ateşinden sakının.”416

“Ey îman edenler! Yakıtı insanlar ve taşlar olan Cehennem ateşinden kendinizi ve ailenizi koruyun. Ateşin başında sert ve şiddetli, Allah emrine karşı gelmeyen, verilen emirleri olduğu gibi yerine getiren melekler vardır.”417

“Biz o mükâfat ve ceza gününü, ancak sayılı bir süreye kadar erteliyoruz. O gün gelince; hiçbir kimse, Allah’ın izni olmadan konuşamaz. O gün insanların bir kısmı bedbaht, bir kısmı da mes’uttur. Bedbahtların varacakları yer ateştir. Onların orada, ıstıraplı bir nefes alış verişleri vardır.”418

“Onlara üstlerinden de, altlarından da kat kat ateş vardır. İşte Allah kullarını bununla korkutur. Ey Kullarım! Ben’den kor- kun!”419

Cehennem’e Girecekler

“Ben sizi köpürerek yanan (Cehennem) ateşine karşı uyardım/ uyarıyorum. O ateşe ancak ve ancak İslâm’ı yalanlayan ve ona arka dönen azgın girecektir.”420

“(Emirlerimizi ve yasaklarımızı oluşturan) âyetlerimizi tanımayan ve yalanlayanlar da Cehîm’e / pek yakıcı ve alevli olan ateşe gireceklerdir.”421

“İnkârcı ve azgın isyancıların hepsine vaad edilen yer Cehennem’dir. Cehennemin yedi kapısı vardır. O kapıların her birinden girecek muayyen bir zümre vardır.”422

“Âyetlerimizi inkâr edenleri, ileri de Cehennem ateşine atacağız. Derileri yandıkça, azabı tatsınlar diye onları başka derilerle değiştireceğiz. Şüphesiz ki Allah Azîz’dir, Hakîm’dir: Karşı konulamaz güç sahibidir. Yaptığı her şey, yerli yerinde olandır.”423

“İnkâr edenlere ise, Cehennem ateşi vardır. Onların ölümlerine hükmedilmez ki, ölsünler. Onlardan Cehennem azabı da hafifletilmez. Biz her kâfiri işte böyle cezalandırırız. Onlar, Cehennem’de: “Ey Rabbimiz! Bizi çıkar da, dünyada işlediğimiz kötü amelleri bırakıp, salih ameller işleyelim” diye bağrışırlar. Onlara şöyle denir: Size, öğüt alabileceklerin, öğüt alabileceği kadar bir ömür vermedik mi? Üstelik size uyarıcı da gelmişti. O halde tadın azabı! Zalimlerin hiçbir yardımcısı yoktur.”424

“Mal biriktiren ve onu sayıp duran ve insanları sözle ve işaretlerle ayıplayanın vay haline! Malının kendisini ebedî yaşatacağını sanır. Hayır o, mutlaka Hutama’ya / atılacaktır!” O, Hutama’nın ne olduğunu sana kim / ne bildirebilir? O, Allah’ın, yüreklere kadar dayanan, tutuşturulmuş bir ateşidir. Dikilmiş direklere bağlı oldukları halde, o ateşin kapıları Cehennemlikler üzerine kapatılacaktır.”425

“Ey îman edenler! Birbirinizin mallarını, size yasaklanmış (faiz, rüşvet ve fuhuş işletmeciliği gibi) yollarla haksız yere yemeyin. Karşılıklı rızaya dayanan meşru ticaret yoluyla yiyebilirsiniz. Birbirinize kıymayın. Allah size karşı gerçekten merhametlidir. Kim düşmanca davranarak ve sınırları aşarak bunu yaparsa ileride onu ateşe atacağız. Allah’a göre bunu yapmak pek kolaydır.”426

“(Îman edip de birbirlerine sabrı ve merhameti öğütleyen) Cennetlikler kendi aralarında soruşturacak da günahlara batmışlara soracaklar:

– Sizi Sakar’a / derileri yakıp kavuran ateşe düşüren nedir?

Onlar da şöyle diyecekler:

-Biz namaz kılmazdık. Yoksulu doyurmazdık. Fayda ve sonuç vermeyecek işlere dalanlarla birlikte biz de kendimizi oyala- yıp dururduk. Sorgulama Günü’ne de inanmazdık. Gerçeğin ta kendisi olüm gelinceye kadar da bu halimizi sürdürdük.”427

“Hayır! Günah işleyip duranlar ve (bu günahlarına kaynaklık yapan) hataları kendilerini çepeçevre kuşatanlar Cehennem’e girecekler ve orada ebediyen kalacaklardır.”428

Cehennem’de Azab Türleri

“Sevap tartısı hafif gelenin ise, kucağına sığınacağı anası, Hâviye’dir. O, Hâviye’nin ne olduğunu sana kim / ne bildirebilir?

O, kızgın bir ateştir.”429

“Amel defterleri sollarından verilen bedbahtlar, ne bedbaht insanlardır amel defterleri sollarından verilenler! Onlar vücudun delikçiklerinden işleyen alevli bir ateş ve kaynar bir su içindedirler. Kapkara bir dumanın gölgesi altındadırlar. O gölge onlara ne bir serinlik verir, ne de bir fayda… Çünkü dünyada zevkperest idiler. Büyük günahlar işlemede ısrar ederlerdi. “Ölüp toprak ve kemik olduğumuz zaman mı, biz mi tekrar dirileceğiz!” derlerdi.”430

“İşte bunlar, Rableri hakkında münakaşa eden(mü’min ve kâfir) iki hasım zümredir. İnkâr edenlere ateşten elbiseler biçilir; başlarının üstünden kaynar sular dökülür. Onunla karınlarındakiler ve derileri eritilir. Ayrıca onlar için demirden topuzlar vardır. Onlar ne zaman Cehennem azabının elemlerinden

lıp çıkmak isteseler, her defasında oldukları yere döndürülürler. Onlara: “İnkârınızın cezası olarak yakıcı azabı tadın” denilir.”431

“Ey îman edenler!… (Ey Muhammed!) Altın ve gümüşü bi- riktirip Allah yolunda emredildikleri şekilde harcamayanları can yakıcı bir azapla müjdele. Kıyâmet gününde bunlar, Cehennemin ateşinde kızdırılır. Bunlarla, biriktirenlerin alınları, böğürleri ve sırtları dağlanır, onlara: İşte biriktirdiğiniz şeyler bunlardır. Şimdi biriktirdiklerinizin azabını tadın! denir.”432

Cehennemliklerin Yiyecekleri ve İçecekleri

“Şüphesiz zakkum ağacı günahkârların Cehennem’deki yiyecekleridir. Zakkum ağacı erimiş maden gibidir. İnsanların karnında, tıpkı sıcak suyun kaynaması gibi kaynar. O gün Cehennem görevlileri olan Zebani’lere şöyle denecektir:

Bu günahkârların her birini tutup Cehennem’in ortasına sürükleyin! Sonra da başına azabını arttırmak için kaynar su dökün!

Ardından ona şöyle denilecektir:

Azabı tat bakalım. Çünkü sen dünyada, kendisine güvenli çok kuvvetli ve üstün bir kimseydin. İşte bu, dünyada varlığından şüphe ettiğin azaptır.”433

“İnkârcı zalimlerin önlerinde de Cehennem vardır. Orada, ona irinli sudan içirilecektir. O, suyu yutkunur bir türlü yutamaz. Ölüm her yönden kendisine gelir ama, ölüp kurtulamaz. Peşi sıra da çetin bir azâba uğrayacaktır…”434

“Yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler, karınlarına sadece ateş tıkamışlardır. Onlar yakında, Saîr’e / alev alev yanan bir ateşe sokulacaklardır.”435

(Devam Edecek)

ALİ RIZA DEMİRCAN

MİRATYOUTUBE

MİRATHABER.COM

DİP NOTLAR

413  A’raf 156, Hicr 46-50

414-Kur’ân, “Ebed” kelimesini kullanarak Cehennem’in ebedîliğine vurgu yapmaktadır. Ne var ki Kur’ân “Ebed” kelimesini “Süreli zaman” için de kullanmaktadır. Bu durumda Cehennem’in sonsuzluğuna hükmedilebilir mi? Ebedî / sonsuz olan Allah, dilerse Cehennem’i de sonsuz kılabilir. Bunu kabul edebiliriz. Ama “Kötülüğe / günaha benzeri ile ceza verileceği”şeklindeki Kur’ân ilkesi düşündürtüyor. (Şûra 40) Bu sebeple konuyu Allah’ın bilgisine havale ediyoruz.

415 -Sırasıyla bak. Mülk 6, Mearic 15, Humeze 4-6, Nisa 10, Müddessir 42, İnfitar 14, Karia 9

416 -Al-i İmran 131

417-Tahrim 6 418  Hud 104-106

418-Hud 104-106

419  Zümer 16

420  Leyl 14-16

421  Maide 10

422  Hıcr 43-44

423  Nisa 56

424  Fatır 36-37

425  Hümeze Sûresi

426  Nisa 29-30

427  Müddessir 41-47

428  Bakara 81

429  Karia 8-11.

430  Vakıa 41-47.

431  Hac 19-22.

432  Tevbe 34-35

433  Duhan 43-50

434  İbrahim 16-17

435  Nisa 10