Müslümanlar için sadece iman etmek yeterli değildir. İmanın kökleşmesi ve sağlamlaşması için mü’minler çeşitli denemelerden geçirilirler. (Bkz: Ankebût 29/2-3. Enfal 8/17. Âli İmran 3/152, 154. Ahzab 33/11)
Ayrıca inkâr edenlerin müslümanlara karşı olabilecek farklı tavırları da bir fitnedir. Böylece müslümanların İslâm’a bağlılıkları denenmiş olur.
“Senden önce gönderdiğimiz bütün peygamberler de şüphesiz yemek yerler, çarşıda pazarda gezerlerdi. (Ey insanlar!) Sizi birbiriniz için imtihan aracı kıldık. (Bakalım) sabredecek misiniz? Rabbin, hakkıyla görendir.” (Furkan 25/20. Ayrıca bkz: Mümtehine 60/5)
Mü’minlere ötedenberi yapılan baskılar, azap ve işkenceler onlar için bir deneme (imtihan) sebebi olabilir.
Mü’min, tıpkı madenin deneme kazanında kaynatılması gibi zorluklarla (fitnelerle) karşı karşıya gelir. Böylece samimi müslümanla gevşek müslüman ortaya çıkar. Bu konuda Kur’an şöyle buyuruyor:
“İnsanlardan öylesi vardır ki, ‘Allah’a iman ettik’ der; fakat Allah uğruna eziyet gördüğü zaman, insanların (kendisine yönelttikleri işkence ve) fitnesini Allah’ın azabıyla bir tutar.
Ama Rabbin’den ‘bir yardım ve zafer’ gelirse, andolsun; ‘biz gerçekten sizlerle birlikteydik’ demektedirler. Oysa Allah, âlemlerin sinelerinde olanı daha iyi bilen değil midir?” (Ankebût 29/10)
Allah’ın azabı şüphesiz insanlardan gelecek fitnelerden, baskı ve zararlardan daha büyüktür.
Mü’minler sürekli bir biçimde bu tür fitnelerle karşılaşabilirler. Bu denemeyi başaranlar, imanlarında samimi olanlar, direnenler ilâhi mükâfatı kazanaırlar.
“Yoksa siz, sizden öncekilerin başına gelenler, sizin de başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız?
Peygamber ve onunla beraber mü’minler, “Allah’ın yardımı ne zaman?” diyecek kadar darlığa ve zorluğa uğramışlar ve sarsılmışlardı.
İyi bilin ki, Allah’ın yardımı pek yakındır.” (Bekara 2/214)
Münafıklar hakkkında inen şu âyet bu genel duruma değiniyor.
“Her sene, bir iki defa belâlarla sınandıklarını görmüyorlar mı? Buna rağmen ne tevbe ediyorlar, ne de öğüt alıyorlar.” (Tevbe 9/126. Ayrıca bkz: Mâide 5/71)
Bazı kavimlere elçiler gönderilmesi onlar için ilâhî imtihan sebebidir. Mesela; Sâlih (as) kendisini ve mü’minleri uğursuzlukla suçlayan Semûd kavmine şöyle dedi:
“…Uğursuzluğunuz(un sebebi), Allah katındandır. Doğrusu siz imtihan (fitne) edilen bir topluluksunuz.” (Neml 27/47)
Sâlih’in (as) kavmine bir dişi devenin verilmesi de onlar için bir deneme (fitne) idi.
“Sâlih’e (şöyle demiştik:) “Şüphesiz biz, onlara bir imtihan olmak üzere, o dişi deveyi göndereceğiz. Şimdi onları gözetle ve sabret.” (Kamer 54/27)
Allah (cc), Peygamber’in (sav) Mekke hayatında gördüğü bir rüya ve “Kur’an’da lânet edilmiş ağaç” ile insanları denemişti. (İsrâ 17/6)
Kur’an’a göre insanların birbirlerine karşı tutumları açısından imtihan ediliyorlar.
(Bununla), kiminizi kiminiz için fitne-sınama vesilesi kıldık (ki), sabredecek misiniz?” (Furkan 25/20)
Bu âyet; yalnızca peygamberler değil; her insanın toplumsal varlığı ile diğer kimseler için, onların ahlâkî tercih ve kavrayışlarının ortaya çıkmasını sağlayan bir deneme aracı olduğuna işaret etmektedir.
Buna göre âyete şu anlamı vermek yanlış olmayacaktır: “Sizin hepinizi birbiriniz için bir imtihan vesilesi kıldık.” (Esed, M. Kur’an Mesajı, 2/730)
Demek ki insanlara arasındaki ilişkiler gelişigüzel yürütelemez. Bu ilişkiler belli insanî ve ahlâkî kurallara dayanmalıdır. Bu kurallara uymak kişisel çıkarları bir tarafa bırakıp hak ve adaletle davranmayı öngörür. Bu da sabrı ve fedakârlığı gerektirir. (Heyet, Kur’an Yolu, 4/134)
Fitne, gerçek olanı sahte olandan, iyi olanı kötü olandan, kirliyi temiz olandan ayırmak olduğuna göre, hayatın akışında olumlu ve olumsuz tarafları ortaya çıkabilir.
Kur’an’ın işaret ettiği gibi insan bazen risk taşıyan, mal, mülk, evlat ve sağlık gibi ni’metlerle, bazen de yokluk, hastalık, şeytan ve düşman saldırısı gibi şeylerle denemeye uğratılır.
“Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. Sabredenleri müjdele.” (Bekara 2/155)
Bu bakımdan denilebilir ki kalbe düşen vesveseden karşılaşılan her türlü nimet ve zorluk, hayatın geçici güzellikleri ve musibetler birer fitnedir/denemedir. Rabbimiz (cc) şöyle buyuruyor:
“Onlardan bazı zümrelere kendilerine denemek (fitneye uğratmak) için verdiğimiz dünya hayatının süsüne gözlerini dikme.
Rabbinin rızkı daha hayırlı ve daha süreklidir.” (Tâhâ 20/131)
Kur’an, insanın imandaki samimiyetini denemek için hayr ve şerr ile imtihan olunduğunu haber veriyor.
“Biz sizi bir imtihan olarak hayır fitnesiyle de şer fitnesiyle de deniyoruz. Ve eninde sonunda Bize döneceksiniz.” (Enbiyâ 21/35)
Mal ve evlat insan için bir fitnedir, deneme aracıdır.
Biliniz ki, mallarınız ve çocuklarınız birer imtihan sebebidir (fitnedir) ve büyük mükâfat Allah’ın katındadır.” (Enfâl 8/27-28. Ayrıca bkz: Teğabûn 64/15-16)
Bol rızık ve öteki nimetler de deneme sebebidir.
“İnsana bir zarar dokunduğunda bize yalvarır. Sonra ona tarafımızdan bir nimet verdiğimizde, “Bu, bana ancak bilgim sayesinde verilmiştir” der.
Hayır, o bir imtihandır. Fakat onların çoğu bilmezler.” (Zümer 39/49)
Başa gelen üzüntü ve kederler (Tâhâ 20/40),
belâ ve musibetler de birer fitnedir, denemedir. (Hacc 22/11)
İnsanlardan bazılarına Allah’tan gelen rızık, iman ve mağfiret gibi iyiliklerin sebebini bilmek mümkün olmayabilir.
Allah (cc) bu şekilde insanları birbiriyle deniyor. Ve şükredenlerin belli olmasını istiyor.
Allah, şükreden kullarını daha iyi bilen değil mi?” (En’am 6/53)
Allah (cc), insanların kimine nimetler, kimine sıkıntı ve darlık vermek suretiyle birbirlerine karşı nasıl tutum takınacakları hususunda onları deniyor. (Heyet, Kur’an Yolu, 2/327)
Her toplum bir başkası için, her insan bir başka kimse için, onun durumunun ve tercihlerinin ortaya çıkması açısından bir fitne aracı olabilir.
Allah (cc) doğru yola giren kimseler için rızkı bollaştırır. Bunun sebebi de onların sükredip şükretmeyeceklerini, takva sahibi olup olmayacaklarını denemektir.
“Şayet doğru yolda gitselerdi, bu hususta kendilerini denememiz için onlara bol su verirdik.
Kim Rabbinin zikrinden yüz çevirirse, (Rabbin) onu gitgide artan çetin bir azaba uğratır.” (Cinn 72/16-17)
Hayat, tekâmül yolunda ilerlemek ise fitnelerin peş peşe sıralanması doğaldır.
Hüseyin K. Ece
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-
YAZARIN DİĞER YAZILARINA ULAŞMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ