28. Kur’ân’da seçim yolu ile yönetime gelecek imanlı, erdemli ve liyakatli insanların vahiy, ortak akıl ve ilmi veriler ışığında, belirlenecek süre için yönetimde bulunacakları, geleceği de kuşatan çerçevesi belirli muhteşem bir yönetim sistemi kurulmaktadır.
Bunun için Kur’ân, yönetimde erkek veya kadın hiçbir kişiye, aileye ve kuruma ayrıcalık tanımamaktadır. Şeçim olarak algılayabileceğimiz Şüra’yı, adayları belirlemede adaleti ve seçimde liyakatlileri işaret etmektedir. (Şûra 38; Nisa 58)
Erken ve kadın müminlerin birbirlerini temsil ve hukuken tasarrufa yetkili olduğu açıklanmakta, adayların İslam’ı bilen, onun yasalarına inanan, başta namaz ve zekat olmak üzere İslami çizgide yaşayanlar olması gerektiğine açıklık getirilmektedir. (Tevbe 71; Enfal 73)
Daha da önemlisi yönetime esas olacak yasaların Kur’ân olması gereğine vurgular yapılmaktadır. Kur’ânî yasaların açıklık getirmediği konularda danışma ve dayanışmaya gidilerek insan aklı ve biliminin öncelenmesi öğütlenmektedir. (Casiye 18, Nisa 83, 105)
Yöneticilere Şartlı İtaat
29. Kur’ân’da, Allah’ın yasalarına ve Hz Muhammed’in örnek uygulamalarına bağlı kalacak yöneticilere ilkeler düzeyinde itaat edilmesi emredilmektedir. İhtilafların Kur’ân’a ve Sünnet’e yönelişle ve ortak akıl ve ilimle çözümlenmesini istenmektedir. (Nisa 59)
Marûfa yani İslam Dini’ne, ortak akla ve kesin bilimsel verilere aykırı olan işlemlerde yöneticilere itaat edilemeyeceğine işaret buyrulmaktadır. (Mümtahine 12; Nur 51)
Devam edecek…