Kur’an’ı Anlamak Gerçek Akıl İşidir

Kur’an’ı Kerim’i kabul edenler, ömürlerini onun hizmetine adamışlar. Kabul etmeyenlerin kimileri onunla uğraşmış ve ömürlerini heder etmişler. Kur’an inişi ile başlayan direnişler, entrikalar ve düşmanca manevralar günümüze kadar süregelmiştir.

Daha Kur’an’ın nüzulü sırasında, çıkar çevreleri, harekete geçti ve kendilerince engelleme çalışmaları başlattılar. Bu bozguncu fesat odakları İslam diyarında önü alınmaz tefrika türettiler. Tevhid dışı ve zulmet ortamında her tür saldırıyı uyguladılar. Bu saldırılar, Kur’an’a değil, davasına yeteri ölçüde sahip çıkmayan müslümanlara zarar verdi. Gerçekten bu yıkıcı odaklar, tarihin her döneminde değişik yöntemlere başvurmuşlar ve müslümanların zaaflarını tesbit edip yıkıcı fikir ve sinsiliklerini ana damardan enjekte etmeye çalışmışlar. Bu yıkıcı odaklar sayılamayacak kadar çok tefrika grupları ihdas etmişler ve seri üretime geçmişler. Şeytanî entrikalarla Kur’an atmosferinde çok gedik açmaya teşebbüs etmişler. Onların takipçileri, bugün ki yıkıcılar da eski yıkıcıların yolunda devam etmektedirler.

Kur’an’ı layıkı veçhiyle anlayanlar onunla cihat etti ve hizmet verdiler. Kur’an onları tebcil eder. Kur’an, yıkıcı ve bozguncularıfitne çıkarmak ve Kur’an’ın te’vilini yapmak gibi üzerlerine elzem olmayan işlerle sahtekârlıklarını belgeler. Allah Teâlâ bu meseleyi Âli İmran sürresi yedinci ayetinde açıkça beyan eder. Bu ayet ayni zamanda içlerini gösterip teşhir etmektedir. Kur’an’ın muhteviyatına dil uzatanların buna dikkatle yoğunlaşmaları gerekir.

Sana Kur’an’ı indiren O Allah’tır. Bu Kur’an’ın bir kısım ayetleri muhkemdir. Bunlar Kur’an’ın anasıdır. Diğer bir kısım ayetler de müşabihtirler. Kalplerinde eğrilik, bozukluk olanlar, fitne çıkarmak ve te’vilini yapmak için Kur’an’ın müteşâbih ayetlerine takılırlar. Hâlbuki o müteşâbihin te’vilini yalnız Allah bilir. İlimde uzmanlaşmış kimseler ise: “Biz o ayetlerin hepsinin Rabbimiz katından geldiğine inandık;” derler. Bunları ancak tezekkür ederek öğüt alacak kimseler lüb akıl sahipleridir. (Âli İmran: 3/7)

Kur’an’ın içeriği hakkında yeterli bilgisi olmayanların, müslümanları şüpheye düşürmeleri kendi eksikliklerinden kaynaklanır. Allah Teâlâ bu tip insanları da bildiği için onlara hadlerini bildirerek buyurur ki; Gerçekten O Kur’an, hak ile batılı ayırt eden kesin bir kelâmdır. O, boş bir söz, şaka, alay ve eğlence konusu bir kitap değildir. Onlar elbette tuzak kuruyorlar; Ben de onlara tuzak kuracağım. Onun için, o kâfirlere mühlet ver. Hem de az bir mühlet! (Târık:86/13,17) Allah Celle Celaluh, Kur’an ve Kur’an’ın muhteviyatı hakkında ileri geri, yalan yanlış iddialarda bulunan müteşebbisleri nâsiyelerinden yakalayarak uyarıyor. Kur’an gibi bir hazineyi, Emin melek Cebrail aleyhisselam Allah Teâlâ’dan aldığı gibi Emin Peygamber Hazreti Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’e emanet etti. Gökten gelen Emin Yerdeki O Emin zat ile her ramazan ayında mukabele okurlardı. Son ramazanda Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Kur’an’ı iki kez arz etti ve arzaî âhire ile görevini ikmal etti.
Emin melek Cibril aleyhisselam Kur’an’ı hassasiyetle emin peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e emanet etti. Allah Teâlâ; Ey Rasûlüm söyle: Her kim Cibrîl’e düşman ise, kininden helâk olsun. Gerçekten Cibrîl, daha önce indirilen kitapları tasdik etmekte olan Kur’an’ı, Allah’ın izniyle senin kalbine indirdi ve Kur’an, doğru yol gösterici, müminlere derecelerle kurtuluşu müjdeleyicidir. (Bakara: 2/97) Bu ayet ile Fatır suresindeki ayet arasında bağlantı ve bütünlüğü görmek anlamayı kolaylaştıracaktır. Ayni zamanda gelen ayetin mealini idrak düzeyinde anlayıp muhasebe yapmak, yüksek lütuftur.

Sonra biz, o kitabı kullarımızdan seçtiğimiz kimselere miras olarak verdik. Onlardan kendine zulmedenler vardır. Onlardan orta halli olanlar vardır. Onlardan Allah’ın izniyle hayırlı işlerde yarışan öncüler vardır. İşte bu pek büyük lütuftur. (Fâtır: 35/32) “Kur’an bugün elimizde olduğu şekliyle gökten indirilmiş kitap değildir” diyen zihniyet müfteridir. Cenabı Hak, bu tür insanların yalancılıklarını ilan eder; O Zikri Kur’an’ı biz indirdik biz. O’nun koruyucusu da elbette biziz! (Hıcr: 15/9) Bu kadar açık ve bu kadar muhkem ayetler karşısında Kur’an hakkında fitne ve fesat yaymaya kalkışanlar ayetleri yalanlamaktadırlar. Pekiyi, bunda müslümanların sorumlulukları yok mudur?! Esselamu aleykum.

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi  

 

Recent Posts

  • Gündem

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Netanyahu ve Gallant İçin Yakalama Kararı Çıkardı!

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…

5 saat ago
  • Gündem

KUR’ÂN ARAŞTIRICISIYDI BEL’AM MI OLDU!

Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…

6 saat ago
  • Gündem

YALNIZCA VE SADECE MİLLETİMİZİN ASKERLERİNE MUHTACIZ

Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…

9 saat ago
  • Gündem

İBB Meclisi’nde İstanbul’da Suya Her Ay Zam Yapılacak

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…

10 saat ago
  • Gündem

Marmara’da Lodos: Deniz Ulaşımı Olumsuz Etkilendi

İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…

11 saat ago
  • Makale

Evrensel Bir Kişilik Profili: Ebu Leheb ve Karısı (1)

Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…

12 saat ago