Makale

“KUR’ANI KERİM DERSİ YERİNE İNGİLİZCE DERSİ GÖRSÜN!”

İnsanın yaşadığı bazı olaylar vardır ki, ömrü boyunca unutamaz o olayı… Buna hatıra da diyorlar. Benim size anlatacağım ise kötü bir hatıra. Üzüldüğüm, kafama taktığım kötü bir anı da diyebilirsiniz.

Bildiğiniz gibi orta öğretim kurumlarımızda, Kur’an-ı Kerim, Peygamberimizin hayatı (Siyer-i Nebi) ve Temel Dini Bilgiler dersleri seçmeli ve 10 öğrenci velisinin imzasıyla ancak sınıf açılabiliyor.

Bu konuda Mirat Haberimizde de haber yapmış, müracaat tarihinin 23 Ocak’ta dolacağı konusunda öğrenci velilerimizi uyarmıştık.

https://www.mirathaber.com/ogrenci-velilerimize-uyari/

Her zaman söylemeye çalıştığımız gibi, seküler hayatın içinde debelenen insanımız, jakoben laik öğretim sistemi içinde de çocuklarını kaybetmeye devam ediyor. Çocuklarımıza manevi değerleri öğretmek ve aşılamaktan yoksun eğitim sisteminin toplum üzerinde yaptığı tahribatı bir nebze de olsa azaltmak için konulan seçmeli derslerde,  öğrenci velilerinin bu konuya hassasiyet göstermemesi nedeniyle akamete uğruyor.

İmam Hatiplik yaptığım dönemde, görev yaptığım caminin hemen yanında bulunan ortaokulda bendenize görev verilmiş, Din Dersi, Siyer-i Nebi ve Temel Dini Bilgiler derslerine girmeye başlamıştım. Ancak bir yılın ardından, hem İmam Hatiplik görevi hem de öğretmenlik görevi bana ağır gelmesi sebebiyle okul müdürümüze, gelecek dönem derslere giremeyeceğimi beyan etmiştim. Sayın müdür, bu kararıma üzüldü ama saygıyla karşıladı. Böylece de öğretmenlik görevimi kendimce nihayetlendirmiştim.

Okulların açılmasına ne kadar bir süre vardı bilmiyorum ama okul müdürü bendenizi arayarak, yeni dönemde 5. Sınıflara Kur’an-ı Kerim dersi koymak istediğini, bu derslere de bendenizin girmesini arzu ettiğini bildirdi.

Sayın müdürüme verdiğim cevap aynen şu olmuştu:

“Hocam derslere girmeme kararı almıştım ama Kur’an-ı Kerim dersi deyince akan sular durur.”

Cevabıma sevinen müdür bey, öğrenci velileri ile toplantı yapacağını daha sonrasında da beni arayacağını söyleyerek telefonu kapattı.

Hayatım boyunca yaptığım her işi önemsemişimdir. Gücüm nisbetinde de birinci kalite yapmaya çalışmışımdır. Müdür beyle bu konuşmamızdan sonra, öğrencilere Kur’an-ı Kerim dersinde nasıl faydalı olabilirim diye düşünmeye başladım. Zira Kur’an-ı Kerim’i öğretmeye başlamadan önce, yüce kitabımızı evlatlarımıza sevdirecek değişik etkinlikler bulmalı, eğlendirici metotlar ile dersi anlatma çabasına girmeliydim. Dersine girdiğim çocuklarımız, o dersleri ömrü boyunca unutmamalı, Kur’an-ı Kerim dersleri o evlatlarımıza hayatlarına yön vermede yardımcı olmalıydı. Bu hayaller içinde küçük projeler düşünüyor, heyecanlanıyordum.

Bir gün derslere gireceğim okul müdürü beni tekrar aradı. Kur’an-ı Kerim dersi için sınıf açamadığını bana bildirince üzülmüştüm. Sebebini sorduğumda ise, belki de beklediğim ama iç dünyamda kabul etmek istemediğim cevabı duymuştum.

Okul müdürümüz, mezkur konuda öğrenci velileri ile yaptığı toplantıda sonuç alamamış, seküler hayatın değirmenine su taşıyan cevaplar ile karşılaşmıştı. O çokbilmiş öğrenci velileri, çocuklarının Kur’an-ı Kerim dersi almalarını kabul etmemişler, üstüne üstlük de “Kur’an-ı Kerim dersi yerine İngilizce dersi alsınlar”  “Kur’an dersi yerine Matematik dersi görsünler” gibi saçmalama noktasında sınır tanımamışlardı.

Olacağı buydu. Siz, bir millete yüz yıl gibi uzun bir süre, gerçeklerin aksine “Din yüzünden geri kaldık! İslam ilerleme ve modernleşmeye karşıdır” derseniz, sonuçta geleceğiniz nokta bu olur. Çok şey bildiğini zanneden ama bilmediğini de bilmeyen insanların vereceği cevaplara muhatap olursunuz.

Bu yaşadığım olay bana, içimizde ki İngilizlerin gerçek yüzünü bir kez daha göstermişti. Halbuki Kur’an-ı dışladığında çağdaş olduğunu zanneden bu insanalar, o çok özendikleri Batı ülkelerine baksalar, din eğitiminin çok erken yaşlarda başladığını, okullarda İncil okuma derslerinin yer aldığını görecekler.

Günümüze gelirsek durum pekte farklı değil. Bu seçmeli dersler konusunda hala aynı kafada olan öğrenci velilerinin olması, bir Müslüman olarak bizleri üzüyor. Üzülüyoruz ama ümidimizi de kaybetmiş değiliz. Sesimize kulak verecek, evladını seküler hayatın dişlileri arasında ezilmesine ve yok olmasına izin vermeyecek öğrenci velilerinin olduğunu da biliyoruz.

Haydi o zaman, duyarlı öğrenci velilerimiz organize olsunlar ve okul müdürlüklerine sınıf açmak için imzalarını atsınlar. Çocuklarımızın manevi değerlerine bağlı aydın insanlar olabilmesi adına bu imzaları atsınlar ve sınıfları oluştursunlar.

Dünya ve ahiret mutluluğunu yaşayabilmek adına bu bizlerin birincil görevimizdir diye düşünüyorum.

Selam, saygı ve muhabbetlerimle…

Şaban DOĞAN

 

 

 

Recent Posts

  • Gündem

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Netanyahu ve Gallant İçin Yakalama Kararı Çıkardı!

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…

1 saat ago
  • Gündem

KUR’ÂN ARAŞTIRICISIYDI BEL’AM MI OLDU!

Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…

2 saat ago
  • Gündem

YALNIZCA VE SADECE MİLLETİMİZİN ASKERLERİNE MUHTACIZ

Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…

6 saat ago
  • Gündem

İBB Meclisi’nde İstanbul’da Suya Her Ay Zam Yapılacak

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…

6 saat ago
  • Gündem

Marmara’da Lodos: Deniz Ulaşımı Olumsuz Etkilendi

İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…

8 saat ago
  • Makale

Evrensel Bir Kişilik Profili: Ebu Leheb ve Karısı (1)

Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…

8 saat ago