İlahi kelamın insanda etkili olabilmesi ve bir davranış değişikliğini sağlayabilmesi için herşeyden önce o kitaba iman etmiş olmak gerekmektedir. Onun, insanı yaratan Allah tarafından gönderildiği, ilahi muradın bu metinde saklı olduğu, uyulduğunda mükafat uyulmadığında ise cezalandırılacağına ilişkin inanç ancak imanla sağlanabilir.
İlk muhataplar Kur’an’a hayatı, siyaseti, aileyi, ahlakı değiştirip dönüştüren ilahi iradenin tercümanı olarak bakmış, sonraki asırlarda da bu canlılık yerini korumuştur. Ancak son asırlarda Kur’an’a ilahi iradenin tercümanı olmaktan çok bu maksada götüren biryol olarak yaklaşılmıştır. Bu şekilde Kur’an’ın insana ve topluma müdahalesinden soyutlayarak evrensel bir okumaya zorlamak, İslam dünyasının birçok yönden mağlubiyetler yaşandığı dönemde daha fazla dillendirilmesi rastlantı olmasa gerektir. Kur’an ayetlerinin her asra hitap eden ilkeleri üzerinden yorumlamak, onun hukuki yönünü perdeleyen bir süreci de beraberinde getirip getirmediği sorgulanması gerekmektedir.
Son yüzyıllarda daha çok dillendirilen bu yaklaşım bir savunma refleksi midir? Ya da Kur’an’ın yaşadığımız asra bakan yönü sadece evrensel ilkelerden mi ibarettir? Kur’an kendisinden bahsederken benzerinin getirilemeyeceğini söyleyip meydan okuması ve kendisinin bir mucize oluşunu bildirmesi sadece bu ilkelerden mi kaynaklanmaktadır..?
Asıl Mesele İlkeyi Hayata Uyarlayacak Disiplindir
Kur’an’ın ihtiva ettiği ilkeler kadar hayata ve meselelere somut dokunuşları da ilahidir. Nitekim bir problemle karşı karşıya kalındığında mevcut ilkeden daha zor olan o ilkenin bir olaya nasıl uyarlanacağı meselesidir.
Her sahabi temel anlamda âdildir ancak onu hayata uyarladığı için Hz. Ömer adaletle anılmıştır. Her alim çeşitli ilimlerde bilgi sahibidir ancak mezhep imamları problemleri doğrudan muhatap alarak ilahi ilkeyi hayata uyarlayabildikleri için ekol olmuşlardır. Sadece ilkede kalmadıkları, soruna doğrudan çözüm getirebildikleri için hala onların içtihatlarını takip etmekteyiz.
Geleneğimizde ayetlerden mülhem binlerce eser yazılmıştır ancak meseleyi bir disiplin içerisinde ele alarak hukuk kuramları istinbat edenler, Müslümanların yaşamlarını bir form içerisine sokmayı başarmıştır. Bu husus medeniyetin olmazsa olmaz temel dinamiklerini oluşturur. Haricî kafa ile usul ilmini ayrıştıran nokta da bu olsa gerektir.
Ahkam Ayetleri Hayata Doğrudan Dokunuşun İfadesidir
Bu noktada ayetler genel ilkelerle bazı hususlarda açıklık getirmekle birlikte somut olaylara ilişkin getirdiği ahkamla daha büyük bir mucize göstermiştir. Çünkü meseleyi sadece ilke bazında ele almayıp hayatın kendisine dokunmuş ve o hususu –nebevi örfü de sisteme dahil ederek- çözmüştür. Bu da ayetlerin lafızları üzerinden gerçekleştirilecek bir müdahale ile mümkün olmuştur.
Kur’an, Lafzıyla Birlikte Bizim Mayamızdır
Modernistler başta olmak üzere ayetlerin lafızlarının ilahi yönünü sorgulayarak Kur’an’ı evrensel ilkeler üzerinden okumak, Müslümanları birarada tutan mayayı zedelemektedir. Nitekim ayetlerden evrensel ilkeler çıkarmakla yetinmek, Kur’an’ın lafızları yerine ikame edilecek şahsi görüşleri de kapsayacaktır. Bu yaklaşımın sonucu olarak insanlar ucu açık fikirlerle inanç birlikteliği sağlayamacağı gibi ayetlerin lafızlarının oluşturduğu otorite de hiçbir evrensel çıkarım iddiasıyla sağlanamaz.
Salt İlkeciliğe Yönelik Birkaç Soru
İnsanlar ilahi iradeyle mi yoksa bir filozofun çok rahat bir şekilde ortaya koyabileceği ilkeler ile mi hayatına yön verecektir? Lafzı gözardı ederek Kur’an’dan çıkartılacağı öne sürülen ilkelerin bağlayıcılığı ne ölçüde olacaktır? Sadece ucu açık ilkelere dayalı nazariyelerle bir medeniyet ve hukuk felsefesi kurabilir mi?
Dolayısıyla Kur’an’dan çıkarılacak ilkeler kadar, yaşanan bir hadiseye yönelik somut lafızlar da mucizevidir. Metinlerimizde ilahi mesaj ifadesinden daha çok ilahi kelam demeyi kendimize alıştırmalı, Kur’an’ın lafzi boyutunu da önemsediğimize yönelik bir tavır geliştirmeliyiz.
Zira Kur’an-ı Hakim’e, ortaya söylenmiş sözler gibi yaklaşmak Müslümanca bir tutum değildir
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…