Amerikan seçimlerinde görülmemiş uygulamalara ve sonuçları aylar önceden farklı olarak kazanılmış ilan edilmesine rağmen Küreselci elitlerin artık insanlığın gözünün içine soka soka yaptıkları uygulamaları başarısızlığa uğramış görünüyor.
Prof. Dr. Kutluk Özgüven
Amerikan seçimleri ikiyüz yıldan fazla zamandır yağılmakta ve birbirine çok yakın sonuçlar ilk kez 220 yıl önce görüldü. Bazı seçimler birbirine o kadar yakın ve o kadar hatalı tahmin edildi ki 1948 seçimlerinde başkan Truman rakibi Dewy tarafından gazete manşetlerinde yenik ilan edildi. Oysa seçimleri kazanmıştı. Son seçimlerdeyse rakibi Clinton karşısında bütün beklentilerin ve kamuoyu araştırmalarının aksine Trump rahat kazandı.
Ancak bu seçimler dünya finansal elitleri için, diğer bir deyişle Küreselciler için, yaşamsal önemdeydi. Trump açıkça sinir bozucu şekilde dünyada kurmakta oldukları nizamın kenarına köşesine karışmakta, bir kukla cumhurbaşkanı değil de gerçekten yetkisi olan bir adam gibi davranmaktaydı. Trump Müslümanlara karşı konuşyor, Hristiyan ve orkçı oyunu alıyor ama Müslümanlara karşı sava açmıyor, katliam yapmıyor. Trump Türkiye’yi tehdit ediyor ama Küreselci oyuncağı YPG/PKK’yı ortada bırakıyor, Yunanlıların Ermenilerin yanında yer almıyor. Trump Süleymani’yi vuruypr ama İran’a savaş açmıyor, bunun için 15 trilyon para bankalardan borç almıyor, kan dökmüyor. Sistemi delirtiyor. Bu nedenle bu seçimlerde gitmesi için olağanüstü önlemler aldılar.
Öncelikle ekonomi iyiye gitmesine rağmen Korona pandemisiyle bozulduğundan, bütün suçun Başkan üzerine atılmasını, hatta bunu bizzat kendi pandemiyle mücadele ekibi başkanı Faucci tarafından yağılmasını sağladılar. Pandemiyi yönetemeyen Trump bu seçimlerin ana konusuydu.
İkincisi, bütün ülke çapında siyahi Amerikalıların ayaklanmasını, PKK tarafından eğitildiği sonra ortaya çıkan Antifa örgütünü kullanarak yaygınlaştırmaya çalıştılar. Ülkede isyanlar kuşkusuz hükümete oy kaybettirecekti.
Üçüncüsü zaten basın kendilerine yakın olsa da basını tümüyle ele geçirmeye gayret ettiler. Oysa Kürselcilerin genel stratejisi tamamen yönetir görünmemektir. Ancak 2015’ten beri kuvvetle Trump taraftarı olan Drudge Report adlı dünyanın en çok tıklanan sitesini bile milyarlarca dolara satın aldılar ve bunu Trump karşıtı yaparak oy verenleri aldatacaklarını düşündüler. Oysa bu ters tepti.
Dördüncüsü, sosyal medyayı gerek algoritmaları, gerek sahte hesaplaru gerekse Trump ve onun destekçilerinin basbayağı sansürlenmesi sonucunda zihinleri kontrol edeceklerini düşünerek dijital dünyayı denetimleri altında ve kuvvetle Trump karşıtı halde kullandılar. Twitter, Facebook artık ABD Cumhurbaşkanının her yazdığını “bu mesaj yalandır” ibaresiyle yayınlamaya başladı.
Beşincisi, görülmemiş ölçüde Demokratlara paa kaynağı aktardılar, bu neredeyse Cumhuriyetçilerin iki katı bir reklam bütçesi verdi. Televizyon olsun, radyo olsuni açıkhava reklamları olsun ezici bir üstünlük sağladılar.
Altıncısı, bütün bunlar işlemezse diye oyların posta yoluyla yollanmasını sağlayan Meclis’ten bir karar çıkartarak, Korona bahanesiyle insanların önceden oy vermesini, bunların denetiminin de Demokratların denetlediği bürorasi ve Posta İdaresinin eline verilmesini sağladılar.
Yedincisi, Trump’ın en yakınlarından, eski çalışanlarından, eski sağ kolundan, eski avukatından, eski Beyaz Saray idarecilerinden, eski bakanlarından, eski güvenlik grevlilerinden, hatta öz yeğeninden beyanatlar, demeçler, röportajlar, kitaplar topladılar ve bunları çamur atmak için yayınladılar.
Sekizincisi, sahte sonuçlar verdiği kanıtlanmış kamuoyu anketlerini kendilerine yakın şirketlere düzenlettiler. Bu anketlerde Biden 10 ile 20 puan arasında önde gösterildi. Oysa ülke çapındaki oylamada bile farkın bir kaç puan olduğu, kritik eyaletlerdeyse bunun tersine olduğu bugün net olarak görülmekte. Halk genelde önde olandan yana oy vermeye eğilimlidir.
Dokuzuncusu, zaten kaybetmesi kesin olarak ilan edilen Trump’a karşı ordudan demeçler alarak, eğer Trump yüzsüzlük yapıp gitmezse ordunun onun yanında olup olmayacağı yönünde demeçler topladılar. Genelkuray başkanı çıkıp başkomutanının aleyhinde sözler söyledi.
Bu kadar kuvvetli önlemlerin alınmasının nedeni, halkın artık bu zihin denetiminden bıkmaya başlaması. Ancak görünen o ki bu bıkkınlık dokuz kat önleme rağmen yine de işlemedi. Trump’ın kritik mavi yakalı nitelikli işçi sınıfını, halk kesimini, aileleri yanına çekmiş durumda olduğu Rust Belt yani Paslanma Kuşağı olarak bilinen ya da eski adıyla Mavi Duvar (Demokratların rengi olan mavi kast edilerek) olarak belirtilen Pennsylvania, Ohio, Michigan, Wisconsin hatta Minnesota’daki işçi kesimlerinin kitlesel olarak oy vermesinden anlaşılmakta. Üniversiteli kesimini biraz kaybetse de halk kesiminde ilerleme kaydetmiş.
Bunların sonucunda bu seçimleri kazanmış. Ancak oy sayımlarında oyunlar bitmeyecek daha günlerce Demokratlar bunu kazanmak için çalışmalar yapacaklar. Trump mahkemede kazanacak veya kaybedecek. Ancak gerçek olan, dokuz kat önleme rağmen dünyada hakimiyetlerini kurduğunu düşünen Küreselciler ve onların minik kuklaları, hala aileler, halk kitleleri, robotlaşmamış insanlar üzerinde açık bir denetim tesis edememişler.
Planları zayıfmış dedirttiler. Çünkü bunlar korkulduğu kadar güçlü değiller, bilelim.
Prof. Dr. Kutluk Özgüven