Küresel elitler, dünya üzerindeki güç dinamiklerini şekillendiren görünmeyen ama etkili bir ağın parçası olarak öne çıkıyor. Ekonomik ve siyasi güçlerinin yanı sıra kültürel ve sosyal normları manipüle etme yetenekleriyle dikkat çekiyorlar. İnsanlığın geleceğini belirleme kararlılıkları, bireylerin özgürlüklerini tehdit etmekle kalmayıp toplumsal yapıları, kültürel değerleri ve ekonomik sistemleri de derinden etkiliyor.
Elitlerin planlarını hayata geçirmeleri için bir fırsat sunan operasyonlar ve maskelerin ardındaki gerçek niyetler elitlerin insanları endişe ve belirsizlik içinde tutabilecek mekanizmaları güçlendirmeyi amaçlıyor. Bireylerin karar alma süreçlerini etkileyen bu belirsizlik, toplumsal değerlerin kökten değişmesine zemin hazırlıyor ve insanlar düşünce ve karar alma özgürlüklerini kaybetme korkusuyla daha kolay yönlendirilebilir hale geliyor.
Pandemi, küresel elitlerin insanları kontrol etme arzusunu açığa çıkardı. Aşı zorunlulukları, sosyal mesafe kuralları ve sürekli değişen kısıtlamalar, bireylerin yaşamlarını yönlendiren unsurlar haline geldi. Bu süreçte, insanların endişe ve belirsizlik içinde kalması sağlandı; elitler, kaos ortamını kendi çıkarları doğrultusunda kullanarak toplumsal değerleri değiştirmeyi başardılar. Bireysel hakların kısıtlanması, bireylerin psikolojik durumlarını olumsuz etkileyerek toplumsal huzursuzluk ve güvensizlik yarattı. Özgürlüklerini kaybetme korkusuyla, insanlar bu kısıtlamalara boyun eğmek zorunda kaldı. Pandemi sürecinde sağlık sistemlerinin çökmesi, ekonomik dengesizlikler ve sosyal adaletsizlikler, elitlerin planlarının birer yansıması olarak ortaya çıktı. Elitlerin rolü, sağlık politikalarıyla sınırlı kalmayıp ekonomik krizlerin derinleşmesine ve sosyal yapının çökmesine de katkıda bulundu.
Küresel elitlerin planlı pandeminin ardından geliştirdiği yeni stratejiler, insanları daha güvenli ortamlar sağlama bahanesiyle kontrol altına almayı amaçlıyor. İklim değişikliği, sağlık krizleri, ekonomik çöküş ve ulusal güvenlik gibi gerekçelerle bireylerin yaşam alanlarına müdahale etmeyi planlıyorlar. Bu durum, bireylerin yanı sıra toplumların hareketlerini de denetleyerek geleceği tehdit eden mekanizmaların oluşmasına yol açıyor. Dijital sistemler aracılığıyla güçlenen bu mekanizmalar, bireylerin her hareketini izleyip dijital kimlik ve sosyal vatandaşlık puanlama sistemleri gibi uygulamalarla bağımlılık yaratıyor. Sonuç olarak, elitlerin stratejileri, bireylerin yaşamlarını ve toplumların geleceğini tehdit eden distopik bir duruma dönüşüyor.
Küresel elitler, bilgi akışını kontrol ederek kamuoyunu manipüle etme gücüne sahip. Ana akım medya, bu elitlerin çıkarları doğrultusunda hareket ederek gerçekleri çarpıtıyor ve halkın algısını yönlendiriyor. Bilgi kirliliği, doğru bilgiye ulaşımı engelleyerek korku dolu bir atmosfer yaratıyor ve toplumda güvensizlik oluşturuyor. Sosyal medya, bu manipülasyonun etkili bir aracı haline gelirken, alternatif seslerin susturulması için sansür ve erişim engelleme mekanizmaları devreye giriyor. Totaliter rejimlerde bu yöntemler yetersiz kaldığında, kolluk kuvvetleri ve yozlaşan yargı sistemi düşünce özgürlüğünü kısıtlayarak toplumsal normları değiştirmeye yönelik baskı yaratıyor. Medya, gelişmiş propaganda taktikleriyle bilgi yaymanın yanı sıra toplumsal algıları şekillendirerek elitlerin hedeflerine ulaşmalarına yardımcı oluyor ve bu durum, toplumda derin bir bölünmeye yol açıyor.
Küresel elitlerin insanlığa yönelik tehditleri, bireylerin özgürlüklerini kısıtlamanın ötesinde, “Büyük Sıfırlama” adı verilen kapsamlı bir stratejik planın parçası olarak öne çıkıyor. Bu plan, ekonomik, sosyal ve çevresel sistemleri değiştirerek insan yaşamını köklü bir şekilde etkilemeyi hedefliyor ve bu durum, insanlığın geleceği için ciddi bir tehlike oluşturuyor. Elitler, bu yeniden yapılandırma süreciyle güçlerini pekiştirmeyi amaçlarken, pandemi kısıtlamaları, bilgi manipülasyonu ve dijital kontrol mekanizmaları da bu sürecin önemli parçaları haline geliyor. İnsanları belirsizlik içinde tutarak direnişi engellemeyi başarmış gibi görünseler de, bu durum elitlerin planlarının ne denli sansasyonel olduğunu gösteriyor. Sonuç olarak, elit politikaları insanlığın geleceğini tehdit eden bir unsur haline gelmiş durumda.
Küreselcilerin maskesini düşürmek, günümüz dünyasında karmaşık bir mesele olarak öne çıkıyor. Elitlerin gizli stratejileri, insanlığı tehdit eden bir ortam yaratırken, bu durumu aşmak için toplumsal bilinçlenme ve kolektif hareket şart. Bilgiye erişimi artırmak, alternatif kaynakları desteklemek ve eleştirel düşünmeyi teşvik etmek kritik öneme sahip. Bireylerin yalnızca kendi özgürlükleri için değil, tüm insanlık için bir araya gelmesi gerekiyor. Toplumsal dayanışma, elitlerin stratejilerine karşı güçlü bir savunma mekanizması oluşturabilir. Ana akım medyanın manipülasyonuna karşı alternatif medya kanallarının desteklenmesi, gerçeklerin ortaya çıkmasına yardımcı olurken dijital platformlar da sesimizi duyurmak için önemli fırsatlar sunuyor. İnsanlık, bu tehditlere karşı durarak geleceğini şekillendirme gücüne sahiptir; bu, herkesin sorumluluklarını yerine getirmesiyle mümkün olacaktır.
Küresel elitlerin tehditlerine karşı durmak, artık bir tercih değil, insanlığın kaderini belirleyecek bir zorunluluktur. Kollektif hareket, tehditleri bertaraf etmenin en etkili yoludur ve toplumsal dayanışmanın yükselmesi, küresel elitler için kötü haberlerin başlangıcını işaret edecektir.
SADİ ÖZGÜL
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…
Önceki yazımızda Yûsuf 12/76 ayetini kısmen ele almıştık. Bu yazımızda ise ayetin ele almadığımız yönleri…
Eksikleri Varsa da Doğruya Yakın Bir Görüş Mirat Haber olarak, İslam'a aykırı olmadığı müddetçe, her…