ABD başkanlık seçimlerinde yapılan geleneksel TV tartışmaları ya da münazaralarında Trump’un kazanmaması için ilk kez kurallar değiştirdiler
Amerika’da cumhurbaşkanlığı seçimlerinde en önemli belirleyici noktalardan biri de iki büyük parti arasında yapılan (1992’de bunun istisnası 3. Parti olan Ross Perot da katıldı) telviyondan naklen verilen başkanlık seçimi münazaraları. İlk kez yapıldığı 1960 yılında genç Demokrat Parti adayı Kennedy tecrübeli başkan yardımcısı Nixon’a karşı zafer kazanmıştı. Bu yıl Trump ile Biden arasında 16. Kez başkanlık münazaraları yapılmakta.
Bu münazaralar son dönemde genelde üç kez başkan adayları ve bir kez başkan yardımcısı adayları arasında düzenlenmekte. Tek moderatörlü toplantı tarzında, çok moderatörlü, kent meclisi tarzı halktan sorulu gibi çeşitli tarzları var. Hangi tarz ve hangi sırada, nerede, hangi tarihte olacağı iki tarafın kampanya yöneticileri tarafından belirleniyor ve bağlayıcı bir kontrat imzalanıyor. Bu yıl da bir kontrat imzalandı.
Amerika’da medya kuruluşları neredeyse tamamen Trump karşıtı. Geçen sürede bunu biraz gizlemeye çalışan varsa artık onlar da şimdi tarafımızı belirleme zamanıdır diyerek koyu Trump karşıtı olduklarını saklamıyorlar. Geçen seçimlerde baştan itibaren koyu Trump yanlısı olan dünyanın en büyük Web sitesi DrudgeReport milyarlık bir fiyata satıldı ve artık en fazla Trump karşıtı. Üç asırdır hiç siyasete karışmamış Amerikan tıp dergisi bile Trump karşıtıyız diye beyanat verdi. Kuşkusuz gazeteciler de neredeyse eksiksiz Trump’ın kaybetmesini istiyorlar.
Ancak beklentilerin aksine Trump ilk münazarada neredeyse rakibini ezdi. Gazeteler bunu açıkça belirtmeseler bile, robot tarzı konuşan, ezber çalışmış bir Biden’a karşı, beklenmedik tarzda doğaçlama, bilgilere hakim, konularını bilen ve seçimi kazandıracak olan kritik endüstriyel eyaletlerdeki nitelikli işçilere yönelik konuşan bir Trump, medyayı korkuya boğdu.
İmdada Trump’ın Korona olması yetişti. Her ne kadar Amerikan başkanı hastalığı mucizevi biçimde birkaç günde yendiyse de bu bahane kullanılarak imzalanan dört münazaralık kontrat üzerinde değişiklikler yapılmaya başlandı. Başkan yardımcıları münazarasında konuşmacıların etrafına halka mevcut iktidara karşı mesaj verecek sözde birer cam güvenlik kafesi yerleştirildi. Üçüncü ve Trump’ın muhtemelen sorunsuz kazanacağı Town Hall yani kent meclisi tarzı tartışmanın sanal düzenlenmesi istendi. Tıpkı 2019 İstanbul seçimlerinde tartışmaya Fox’tan Küçükkaya ile CHP’den İmamoğlu’nun bir otel odasında bir araya gelip soruları beraber hazırlamaları gibi burada da Biden ve medyanın tam işbirliği görülmekte. Trump, sanal manal kabul etmem ne yazdıysa o olacak dedi. Bu nedenle üçüncü münazara iptal edildi.
Kalan son münazara bu hafta sonu yapılacak ve onda da imzalananın dışında yeni değişiklikler yapıldı. Bunların başında mikrofonların kesilmesi yer alıyor. 300 milyon nüfuslu 30 trilyon dolarlık bir ekonomiyi yöneten insanın ilkokul öğrencisi gibi mikrofonunun kesilmesi kuşkusuz küçültücü bir özellik ancak tartışmadaki başarısını örtmek için bu yolu bulabilmişler. Trump kural değişikliğine karşı olmasına rağmen yine de kabul edecekler görünüyor.
Trump Müslümanların çok canını sıktı, İsrail’e açık çek verdi. Buna karşın yeni savaş çıkarmadı. İran’ı bombalamadı, Suriye’den çekildi, Afganistan ve Irak’tan çekiliyor, kısaca son dönemlerde en az Müslüman öldüren Amerikan başkanı.
Küreselciler onu tam bir hizmetkar gibi davranmadığı, sistemi bozduğu için sevmiyorlar. Bu nedenle onun gitmesi için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar.
Buna rağmen hala seçilme olanağı var.
Burhanettin AKBORA