Çocuklarla iletişim zor olmamakla birlikte bazen yorucu olabilir. Onların söz dinlemelerini sağlamak, defalarca uyarılmalarına rağmen aynı harekette ısrar ettiklerini görmek, ebeveynleri zor durumda bırakabilir.
Anne babalar bu zorlu anlarla baş edebilmek için çeşitli çözüm yolları üretirler. Bizler de ailelerin çocukların hatalarına nasıl tepki verdiklerini çocukları izleyerek anlayabiliyoruz. Çünkü çocuklar, oyunlarında bebeklerine, okulda, parkta arkadaşlarına büyüklerinin onlara davrandığı gibi davranırlar.
Ben Ona Küstüm
Gün içinde sınıfın köşesine çekilmiş somurtkan bir çocukla mutlaka karşılaşıyoruz. “Ne oldu bakalım “ sorumuza aldığımız cevap ise genelde “küstüm “ oluyor. Neye küsüldüğü, kime küsüldüğü ise öğretmenin uzun çabaları sonucu ortaya çıkıyor ya da çıkamıyor. Çünkü küsme eylemi pasif-saldırgan bir davranışın göstergesidir. Temelinde kızgınlığın, öfkenin yattığı bir iletişim biçimi olarak tanımlanmakla beraber, aslında iletişimsizliktir. Hoşnutsuzluğunu, hayal kırıklığını ya da öfkesini ifade etmeyi öğrenemeyen ve çözüm üretemeyen kişilerin başvurduğu bir eylemdir. Bu yüzden de küsme eylemi çocuklara özgü bir davranış olarak görülür.
Oysaki, sen beni üzdün ben de sana küstüm, bugün yemeğini yemedin ben sana küstüm, sözümü hiç dinlemedin küstüm ben sana… çocukların ebeveynlerinden duyduğu cümlelerdir. Yani çocukça görülen küsme aslında çocuğun yetişkinlerinden öğrendiği bir davranış biçimidir.
Ebeveynler Küser mi?
Küsme bir iletişimsizlik biçimi olduğuna göre ebeveynlerin çocuklarına küsmeleri pasif bir cezadan öteye geçemez. Çocuk hatasının nedenini tam olarak anlayamaz. Cevabını alamadığı birçok soru ile baş başa kalır. Günlük hayattan bir örnek:
Baba 3 yaşındaki kızını akşamları parka götürmek, onunla vakit geçirmek istiyor. Ancak kızı her seferinde annemi istiyorum diyerek ağlıyor, baba da kızına küserek onu bir daha parka götürmüyor. Halbuki 3 yaşındaki çocuk babasının ona kırılmış olabileceğini anlayabilecek olgunlukta değil. Küçük kız tüm gününü anneyle geçirdiği için annesi olmadan da eğlenebileceğini henüz bilmiyor. Onun dünyasında park eğlenilecek bir yer ise annesinin de yanında olması gerekiyor kuralı var. Sonuçta baba küserek kızıyla zaten az olan iletişimini kesmiş ve ondan daha fazla uzaklaşmış oluyor.
Küsmek aynı zamanda kopukluktur. Hata karşısında terk edilmektir. Çocukların hatalarını düzeltmek, açıklamak, yol göstermek, ne olursa olsun onların yanında olmak ebeveynin görevi değil midir? Allah bu konuda ana babayı sorumlu tutmamış mıdır?
Bir ilave daha yapalım: küsme/darılma şeklindeki hataları yetişkinler olarak bizler de yapıyoruz. Oysaki üç günü aşan dargınlığın helâl bir işlem olmadığını Sevgili Peygamberimiz haber vermektedir. Yetişkinler olarak küsme eylemlerimizle çocuklarımıza da olumsuz örnekler verdiğimizi de unutmamalıyız.
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi