Japonya’dan Hacca – 2
Peygamber Şehrine Varmanın Onur ve Mutluluğu
Kenawy, Müslüman hacıları Japonya’dan Mekke’ye götürme arayışında ısrar etti ve beş yıl sonra onun seyahat acentesi, Suudi hükümeti tarafından Japon Müslümanlar için hac ziyaretleri organize etmek üzere onay alan yalnızca iki kayıtlı şirketten biri oldu.
Kenawy’nin acentasını kullanan hacı sayısı yıldan yıla arttı, fakat onun için en cesaret verici gelişme, etnik Japon Müslümanların artışıdır.
“Şu anda yüzde 90 yabancı ve yüzde 10 [etnik Japon] var. Benim hayalim tam tersine sahip olmak -yüzde 90 Japon veya belki yüzde 99 Japon ve sadece yüzde bir yabancının olması.”
Eskiden vücut piercingi yapan 36 yaşındaki Abdullah Taki, 2006 senesinde İslam’a geçen biridir. Hac görevini 2007 yılında yapmıştır.
“Benim için Kâbe’yi ziyaret etmenin anlamı bir bina görmek değil, Allah’ın evini ziyaret etmek, Allah’a kavuşmak.” diyor.
“İlk başta uçakla ülkeye vardığımızda Mekke’ye girmeden önce Medine’ye girdik. Uçakta olduğum için bölgeyi göremesem de [oradaydık] anonsu duyunca istemsizce gözyaşı döktüm.”
“Tarif edilemez bir onur ve mutluluk duygusu hissettim. Çok derinden etkilendim.”
Japon Müslümanları Arasında Dostluk Duygusunun Kurulması
Kubo gibi Taki’nin de Japonya’daki Müslümanlarla teması esas olarak göçmen toplulukla başladı.
Her cuma Türkiye, Orta Doğu, Orta Asya, Çin, Hindistan, Pakistan, Endonezya, Bangladeş, Malezya ve Japonya’dan Müslümanlar, Türkiye’nin güzel Sultanahmet Camii’nden model alınan Tokyo’daki Cami Camisi’nde birlikte namaz kılıyorlar.
Etnik Japon Müslümanların sayısına dair resmi bir kayıt yok, ancak bazı tahminlere göre bu sayı 10.000, yani ülkenin toplam Müslüman nüfusunun yaklaşık onda biri.
Japon Müslümanlarının topluluğu o kadar küçüktür ki, yeni yüzlerle ilk kez karşılaştıklarında hemen bir dostluk duygusu kurulur.
Higouch-san 73 yaşında ve 45 yılı aşkın süredir Müslüman. Mahmuda Saito 63 yaşında ve 30 yılı aşkın bir süre önce Müslüman oldu. Her ikisi de Japonya’da İslam’ı yaşamanın ne kadar zor olabileceğini biliyor.
Higouch ve Saito Müslüman olduklarında tüm Japonya’da sadece iki cami vardı.
“Çok zordu. Biz Japonların kendi kültür ve gelenekleri var, bu yüzden günde beş vakit namaz kılmak ve bir ay oruç tutmak oldukça zor.” diyor Higouch.
“Tohumların Ekilmesi”
Saito ilk kez hacca gitmeye hazırlanıyor. Diğer birçok Japon Müslüman için olduğu gibi, bu çok fazla kendi kendine çalışma gerektirir.
“Bu normal bir tatil değil, bu yüzden kalbimi hazırlayarak başlamaya çalışıyorum.” diyor.
Hac ibadetlerini yerine getirmek için zihnimi nasıl hazırlayacağımı öğrenmek için her gün evde hac ile ilgili kitaplar okuyorum. Yolculuktan önce mümkün olduğunca Hac bilgisini özümsemek istiyorum.
“Bu benim son haccım olabilir… [bu yüzden] bu kutsal şehri, asırlar öncesindeki Peygamber ve ashabının hayatını hissetmeye çalışmak için ziyaret ediyorum.”
Kenawy, yedisi etnik Japon olan ve ilk kez hacca giden 120 hacı ile Japonya’dan ayrılacak ve bu sayının artmaya devam edeceğini umuyor.
“Tıpkı bir tohum ektiğinizde ve büyümesini izlediğinizde, o tohum kolayca ölebilir veya her şeyi kaplayan birçok dalı olan büyük bir ağaç haline gelebilir. Ama o henüz bir ağaç değil, şimdi kırılması çok kolay.” diyor.
“Ama tüm insanların desteğiyle, sanırım bundan 10 veya 20 yıl sonra, belki ben burada değilken, Singapur veya Endonezya’daki gibi Hacılar için bakanlık gibi bir organizasyon olacağını görebiliyorum.”
-Son
Çeviren: Zehra Kaya
Kaynak: https://www.aljazeera.com/news/2010/11/12/islam-in-the-land-of-the-rising-sun-road-to-hajj