Kuzey Irak, Kürtleri Sömürme Merkezine Dönüşmüş

Kürt halkının haklarını savunma adı altında onlarca yıl milyonlarca Kürdü ölüme gönderen Kuzey Irak Kürt yönetiminin ağa babalarının tamamı milyarlarca dolar çalarak dünyanın sayılı zenginleri arasında yer aldılar. Kuzey Irak’taki Kürtler, açlık ve yoksulluktan dolayı Suriyeli mülteciler gibi Belarus üzerinden Avrupa’ya göç etmeye çalışıyorlar. Havaların soğumasıyla birlikte bir çok Kürt mültecinin soğuktan donarak öldükleri bildiriliyor.

Ve Kuzey Irak’ta savaş baronları ve Kürt kanı tüccarları arasında başlayan savaş, bu aşiret liderlerinin ve hırsızlar çetesinin kirli çamaşırlarının tek tek ortaya dökülmesine sebep oluyor.

Irakın Kürt bölgesini Barzani ailesi ile paylaşan Talabani ailesinin yanaşmalarından ve bu ailenin partisi olan YNK’da eş başkan olan Lahor Şêx Cengi’ye yönelik yapılan operasyonlarda Kuzey Irak Kürt Bölgesel yönetimin kirli çamaşırları ortaya saçıldı.

Sıradan biri olan Lahor Şêx Cengi’nin YNK’da başa çıkması ve paritinin sahibi Talabani ailesi ile çatışması ile birlikte aleyhine başlayan süreç, 20 ton altınına peşmerge adıyla bilinen Talabani’nin silahlı çeteleri tarafından bir otelin mahzeninde el konmasıyla birlikte Talabani ve Barzani ailesinin yanısıra hem KDP hem de YNK partilerinin ileri gelenlerinin Irak halkına ait çaldıkları on milyarlarca doların varlığı ortaya çıktı.

Şêx Cengi’nin Talabani ailesi ile siyasi çatışmasından sonra partiden ihraç edilmesi ve TalaTalabani ailesine bağlı Peşmerge isimli çetelerin Serçınar Tepesi’ndeki Lalezar otelin mahzenine yaptıkları baskında Lahor Şêx Cengi’ye ait olduğu belirtilen 20 ton altına el kondu.

Cengi’ye ait Süleymaniye ve etrafında bulunan 80 ton altına daha ulaşılmaya çalışıldığı öğrenildi.

Ulaştığımız Cengi, telefonla verdiği cevahta, sözkonusu altının kendisinin olmadığını, Altın ticareti ve nakliyatı yaptığını, el konulan altının ise Körfez ülkelerine ait olduğunu iddia etti.

Muhabirimizin, geriye kalan 80 ton altın ile sorusunu geçiştiren Cengi, kendisinin hırsız olmadığını asıl hırsızın Talabani ve  Barzani ailelerinin olduğunu” belirtti. Cengi, her iki ailenin yarım yüzyıldan fazladır Kürtlerin kanını emdiğini, özerk yönetimden sonra da Bütün güney Kürdistan’ın gelirlerinin iki aile arasında pay edildiğini, en büyük payı Barzani ailesinin aldığına” dikkat çekti.

Barzani ailesinin bu anlamda dünyanın en büyük hırsız ailesi olduğunu ikinci büyük hırsız ailesinin ise Talabanilerin olduğunu belirterek şunları söyledi:

“Barzani ailesi, bölgeyi bir aile şirketi olarak görüp gelirlerini tamamen sömürmeye çalışıyor. Ancak bunu çok ustaca yapıyor. KDP adlı sözde parti, özde ailenin oyuncağı olan kurum aracılığı ile etrafına bir hırsızlar çetesi kurmuş durumunda. Ve KDP’nin yönetim kadrosuna oturttukları şahısları da bu hırsızlığa ortak ederek kendi sömürü düzenini kurmuşlar.”

AKO MUHAMMED DÜZENİ

Muhabirimizin bu iddialarının inandırıcı olmadığını ve inandırıcı olması için örneklendirilmesini istediği sorusuna Cengi şu cevabı verdi:

Rudaw tv.nin başındaki Ako Muhammed bunun en somut örneğidir. Ako, kadın iç çamaşırı satan seyyar satıcıydı. dikiş tutturamayınca Avrupa’ya gitti, PKK saflarına katıldı. PKK’nın Avrupa kanadında da istediğini koparamayınca, bölgeye geri dönerek Neçirvan Barzani’nin kanatları altına girdi. daha önce ekmek parası bulamayan biriydi, Şu anda on milyonlarca doları var. Avrupa’nın en pahalı yerlerinde kendine mülkler aldı. Türkiye’den de almaya teşebbüs etti. Ancak PKK’daki geçmişinden korktuğu için bundan vazgeçti.

Düşünün bir seyyar satıcı Avrupa’da bir çok ülkede milyonlarca euroluk gayrimenkul alıyor ve nakit olarak da on milyonlarca Dolara hükmedebiliyor. Bunun adı hırsızlık ve soygun düzenidir. Ako Muhammed Düzeni diyorum buna ben. Yani baldırı çıplak birinin bir anda yüz milyonlarca dolarla oynamasıdır bu düzenin adı.

Bölgenin yıllık ortalama sadece petrol geliri 55 milyar dolar civarındaydı. Bu paralar nerede: Barzani ailesinde. yılda bölgeye üç beş milyar dolar harcıyorlar. gerisini aile kendi arasında paylaşıyor ve KDP yönetimine de birer yağlı kemik atıyorlar.

Ama ben bütün paramı ticarette kazındım. Tek kuruş haram yoktur. Avrupa’dan Türkiye’den Irak’tan Körfez ülkelerine ürün sattım. oradan da tekrar batıya mal ihraç ettim hizmet aldım. Her kuruşum kayıt altındadır. Ama ne Barzani, ne Talabani Ne de Ako Muhammed Düzeni’nin bir yağlı kemik toplayıcısı milyarlarca dolarlık servetlerini açıklayamazlar.”

Lahor Şêx Cenği, Eş Başkanlık görevinden alınan ve partisinden ihraç edildikten sonra Talabani ailesine bağlı silahlı milisler tarafından yasadışı yöntemlerle kendisinin ve ailesinin mallarına silah zoru ile el konularak iç edildiği belirtiliyor.

Diğer yandan Emperyalizm işbirlikçisi ve İran’ın has adamı olduğu belirtilen YNK’nın yeni başkanı Bafil Talabani, eski Eş Başkan Lahur Şêx Cengî’yi kendisini zehirlemek ve parti içerisinde darbe yapma girişiminde bulunduğu gerekçesiyle görevini dondurduğunu açıkladı. Ardından YNK Politbürosu Lahur Cengi’nin YNK içerisindeki tüm görevlerinden azlederek partiden ihraç etti.

Bafil Talabani’nin bu altın soygununu Dilêr Seyîd Mecîd isimli YNK’li yöneticinin yardımıyla gerçekleştirdiği öne sürülüyor.

Bafil Talabani’ye yakın medyada yer alan haberlere göre; 20 ton altına el konuldu ve söz konusu altınların ne olduğuna dair herhangi bir açıklama yapılmadı.