islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,5031
EURO
36,4292
ALTIN
2.955,81
BIST
9.302,94
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

LEHV (OYALAYAN-OYALAYICI) KELİMESİ

LEHV (OYALAYAN-OYALAYICI) KELİMESİ
27 Eylül 2023 09:00
A+
A-

‘Lehv’ kelimesinin kökü olan ‘lehâ’; sözlükte, bir şeyle oynamak, bir şeyden pek hoşlanarak onunla avunup durmak anlamına gelir.

‘An’ ile kullanılırsa, bir şeyden gafil olmak, bir şeyden yüz çevirmek demektir.

Aynı kökten gelen ‘elhâ’; oyalanmak, bir kimseyi sazlarla veya oyun aletiyle oyalamak, meşgul etmek,

‘lehhâ’; bir şeyle oyalandırmak, eğlendirmek anlamlarına gelir.[1]

‘Lehv’; insanı faydalı ve önemli şeylerden meşgul eden şeydir. “Şu şeyle oyalandım”, yani “onunla eğlenerek meşgul oldum” şeklinde söylenilir.[2]

Yine bu kökten gelen ‘el-lahvu’; insanı, kendisini ilgilendiren ve endişenlendiren, ya da huzursuz eden, hüzünlendiren bir şeyden uzaklaşıp meşgul eden, dikkatini başka bir şeye çevirmesine sebep olan şey demektir. “Bir şeyle ilgilendim, bu nedenle ondan dikkatimi bir başka şeye yönelttim” gibi…

‘Lehv’ insanın kendisinden faydalandığı şey hakkında da kullanılır.

‘el-lehve (çoğulu: luhye)’; değirmen taşı boşa dönmesin diye ağzından çıkanı geri koyarak taşı oyalamaktır. Ayrıca buna benzetilerek atıyye, hediye, ihsan, bahşiş gibi şeyler de ‘luhveh’ diye adlandırılır.[3]

Faydalı veya faydasız bir işle meşgul olmak anlamındaki ‘şuğl’dan farklı olarak, sadece faydasız işler için kullanılır.[4]

Bir başka deyişle ‘lehv’; eğlence demektir. Kendisinden insanın zevk alıp eğlendiği, ama bitip sona eren şeydir,[5] insanı neşelendiren ama başka (önemli) şeylerden alıkoyan oyundur.

Araplar insanı lüzümsıuz yere meşgul eden her şeye ‘lehv’ derler.[6]

“Onlar bir ticaret ve lehv gördükleri zaman ona koşuştular ve seni ayakta bıraktılar.” (Cumua 62/11) âyetinde geçen ‘lehv’, ticaret kervanının geldiğini haber vermek üzere çalınması adet olan kös, def, dümbelek veya davul gibi çalgı aleti olarak da tefsir edilmiş.[7]

‘Lehv’, A’raf 51. âyette ‘ittehaze-edinmek’ fiili ile beraber ‘eğlenceye, alaya almak’ manasında geçiyor.

  • Kur’an’da lehv

Kur’an‘da ‘lehv’ kelimesi fiil ve isim olarak oyalama, alıkoyma, eğlenme, eğlenceye dalarak oyalanma, meşgul olma, yüz çevirme anlamlarında geçiyor. Fiil olarak beş âyette… Mesela;

“Ey iman edenler! Mallarınız ve evlatlarınız sizi, Allah’ı zikretmekten alıkoymasın (lâ tülhiküm). Her kim bunu yaparsa, işte onlar ziyana uğrayanların ta kendileridir. (Münafıkûn 63/9)

Sen ondan yüz çeviriyorsun (telahha).” (Abese 80/10. Ayrıca bkz: Tekâsür 102/1. Nûr 24/37. Hıcr 15/3.)

İsim ve masdar hâlinde ise onbir defa geçmektedir.

‘lehv’ olarak; “Şüphesiz dünya hayatı bir oyun ve eğlence (lehv)den başka bir şey değildir. (Müttakiler için)  elbette âhiret yurdu daha iyidir. Düşünmüyor musunuz?” (6 En’am/32. Ayrıca bkz: Ankebût 29/64. Lukman 31/6. Muhammed 47/36. Hadid 57/20. Cumua 62/11.

‘Lehven’ olarak: Dinlerini oyun ve eğlence (lehven) edinenleri ve dünya hayatı kendilerini aldatmış olanları bırak….” (En’am 6/70. Ayrıca bkz: A’raf 7/51. Enbiyâ 21/17. Cumua 62/11)

‘Lâhiyeten’ şeklinde: Rab’lerinden kendilerine yeni bir öğüt (bir uyarı) gelmez ki, onlar mutlaka onu alaya alarak, kalpleri de gaflette (lâhiyeten) olarak dinlemesinler. O zulmedenler gizlice şöyle konuştular: “Bu da ancak sizin gibi bir insan. Şimdi siz göz göre göre sihre mi kapılacaksınız?” (Enbiyâ 21/2-3)

  • Hadislerde lehv

Hadislerde ‘lehv’ daha çok ruhsat verilmiş ölçülü ve meşru, hatta faydalı eğlenceler ve meşguliyetler manasında geçiyor. İşte bir kaç örnek:

Aişe’nin (r.anhâ) rivâyet ettiğine göre o bir kadını Ensar’dan bir adamla evlendirirken Peygamber (sav) ona şöyle dedi: “Ey Aişe, Yanınızda eğlence (lehv) yok mu? Ensar elbette eğlenceden (lehv’den) hoşlanır.”[8]

Burada ki ‘lehv’ şüphesiz ki meşru, ölçülü eğlence türünden şeylerdir. Yoksa insanın aklını çelen, onu aşırı meşgul edip ibadetten ve asıl görevinden alıp uzaklaştıran ölçüsüz eğlenceler değildir.

Nitekim aşağıdaki rivâyette Allah Rasûlü (sav) zararlı lehv’in sınırların bir ölçüde çiziyor.

Ukbe b. Âmir Rasûlüllah’ın şöyle dediğini rivâyet ediyor: “… Şu üç şey ile meşgul olmak ‘lehv’-boş eğlence ‘ değildir: Bir kimseninn atını terbiye etmesi, ehli (ailesi) ile oynaması,  yay ile ok atması… (Yani bu meşguliyetler lehv türü eğlence sayılmaz)” [9]

Buhârî’de, içinde ‘lehv’in geçtiği iki bâb (alt başlık) var. Birisi: “Allah’a taatten alıkoyan her türlü lüzumsuz meşguliyet lehv”dir şeklinde. Bu babın altına da “İnsanlardan bazısı vardır ki ‘lehve’l-hadis’i satın alırlar…” (Lukman 31/6) mealindeki âyet yer alıyor.[10]

İkincisi:  “Mızrak ve benzerleri ile eğlenme” babı (alt başlığı). Ebu Hureyre’nin rivâyetine göre bir defasında Habeşliler Peygamber’in (sav) yanında oynuyorlardı. O sırada Ömer (ra) içeri girdi ve sür’atle yerde çakıl taşlarından aldı ve onlara attı. Peygamber (sav): “Ya Ömer, onları rahat bırak” dedi.”[11]

Âmir ibnu Said diyor ki: “Kuraza b. Ka’b ve İbni Mes’ud el-Ensârî’nin bir düğünde iken yanlarına uğradım. Cariyeler şarkı söylüyorlardı. Onlara dedim ki: “İkiniz de Peygamberin arkadaşı ve Bedir ashabındansınız. Yanınızda bu yapılan ne?” Şöyle cevap verdiler: “İstiyorsan otur ve bizimle birlikte dinle, istiyorsan git. Bize düğünlerde bu gibi lehv’e (bu tür eğlenceye) ruhsat (izin) verildi.”[12]

Hüseyin K. Ece 

[1] Heyet, Mu’cemu’l Vasít, Çağrı Yay. İstanbul 1992, 2/843

[2] İbnu Manzur, Lisânu’l-Arab, Mektebetu’l-Hilâl, Beyrut Thr.13/246

[3] el-Isfehânî, R. el-Müfredât, Kahraman Yay. İstanbul 1986, s: 688

[4]  İslâmoğlu, M. Hayat Kitabı Kur’an, Düşün Yay. İstanbul 2008, 2/1297

[5] Cürcânî, S. Şerif. Kitâbu’t-Tarifât, İstanbul1997, s: 196

[6] İbnu Manzur, Lisânu’l-Arab, 13/246

[7] İbnu Manzur, Lisânu’l-Arab, 13/246

[8] Buhârî, Nikâh/63 Nr. 5162

[9] Ebu Dâvûd, Cihad/23 nr: 2513. Nesâî, Hayl/8 nr: 3608

[10] Buhârî, İsti’zan/52

[11] Buhârî, Cihad/79 no: 2901

[12] Nesâî, Nikâh/80 no: 3385

ETİKETLER: ÜSTMANŞET, yazarlar
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.