Mirat Haber Ajansı
İnsan Hakları İzleme Örgütü, iki ana rakip tarafın ateşkes anlaşması imzaladıktan sonra Libya’nın yıllardır süren çatışması sırasında işlenen suçlarda adalet ve hesap vermenin barış ve normalleşme için anahtar olduğunu söylüyor. Haklar grubunun kıdemli Libya araştırmacısı Hanan Saleh Perşembe günü, adaletin yerine getirildiğini görmemenin sadece kalıcı barış isteklerini engelleyeceği konusunda uyardı. Libya, 2011’de NATO destekli bir ayaklanmanın kıdemli lider Muammer Kaddafi’yi devirip öldürmesinden bu yana şiddete maruz kalıyor. O zamandan beri, Kuzey Afrika ülkesine silahlı gruplar hâkim olmuş, yerel çatışmalarla parçalanmış ve birbirine şiddetle zıt iki yönetim arasında bölünmüştü: Başbakan Faiz el-Sarrac başkanlığındaki BM tarafından tanınan Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) ve darbeci general Halife Hafter ile bağlantılı doğudaki isyancı yönetim.
UMH ve Hafter’in sözde Libya Ulusal Ordusu geçtiğimiz Cuma günü Cenevre’de BM’nin sponsorluğunda yapılan görüşmelerin ardından kalıcı bir ateşkes anlaşması imzaladı. Anlaşma, Hafter’in Rusya ve Birleşik Arap Emirlikleri destekli güçlerinin, yüzlerce kişiyi öldüren ve on binlerce kişiyi yerinden eden bir savaş olan başkent Trablus’u ele geçirme girişimlerinden vazgeçmesinden dört ay sonra geldi. Düzinelerce Libyalı delege, dönüm noktası niteliğindeki anlaşmanın ardından seçimlerin yapılmasına yönelik bir adım olarak Pazartesi günü video konferans yoluyla siyasi bir diyalog başlattı. Ancak Saleh, ateşkesin açık bir taahhüt ve dış destekli savaşan taraflarca işlenen ciddi suçlar için adalete hesap verebilirliğe giden bir yol arz etmediğini kaydetti. Buna sivilleri öldüren ayrım gözetmeyen saldırılar, kritik altyapının tahrip edilmesi, kaybolmalar, keyfi gözaltılar ve yasadışı cinayetler de dahildir. Haklar grubuna göre diğer bir kusur, anlaşmada terhis edilecek ve devlet güvenlik güçlerine entegre olacak savaşçıların hesap vermeleri üzerine yakalama taahhüdünün olmaması.