LİNÇ KÜLTÜRÜ DEĞİL, BİLİNÇ KÜLTÜRÜ GELİŞTİRELİM

Linç kültürü değil bilinç kültürü geliştirelim.
“Nefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı.” (Nikola Tesla)

Zor günlerden geçiyoruz. Bazı kişilere öfkeli olmamızın kendimizce açıklanabilir nedenleri bulunabilir fakat enerjimizi boşaltacak yer ararken bunu sağlıksız davranışlarda bulmamız hiçbir zaman affedilir değildir. Şu günlerde bizlere musallat olmuş linç kültüründen kurtulmak zorundayız. Bu linç kültürüne hizmet eden her davranışın oluşturacağı anarşist iklimden, sürecin yaşatacağı psikolojik, sosyolojik, ekonomik refahımızı olumsuz etkileyecek dönüşümün vebalinden, kendimizi ve toplumumuzu korumak zorundayız. Bakın bu tehditlere karşı hiçbir “ulus” kendi imkânları ile ayakta kalamaz; ta ki Allah’ın yardımı onlara ulaşsın da kurtuluşa erenlerden olalım. Neyi beslersek mutlaka bir gün ona maruz kalacağız. Onun adına algoritma diyorlar. O zaman yapacağımız şey aslında çok basit. İçimizde duyguya dair biriken enerji var ise onu yıkmak, dağıtmak, parçalamak üzere harcamak yerine üretmek amacıyla kullanmanın formülünü düşünmeliyiz. Nikola Tesla’nın o veciz sözü ne kadar kıymetli: “Nefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı.”

Yıllardır millet olarak azımsanmayacak bir toplulukla beraber kötülerin peşinden onlara küfür etmek için koşup duruyoruz. Bu durumda değişen ne oldu diye dikkatle analiz etmeliyiz. Ne yazık ki gelinen sonuç: Evlatlarımız üzerinde küfür etmenin ve sadece söyleyerek izlemenin modelini geliştirmiş olduğumuzu ve boynuzun kulağı çoktan geçmiş olduğunu görüyoruz. İyilik, erdem, bilinç bulaşıcıdır. Marie Curie evrensel bir ihtiyaç olan gelişimin kaçınılmaz sebebi olarak yardımlaşma ve iyilik parametrelerinin ısrarlı olarak yutulmasından bahseder:
“Her birimiz kendi gelişimimiz için çalışmalıyız ve aynı zamanda tüm insanlık için genel bir sorumluluk paylaşmalıyız. Bizim özel görevimiz en yararlı olabileceğimizi düşündüğümüz kişilere yardım etmektir.”

Kuantum fiziğinden de bu durumu örneklendirelim. Kuantum fiziği bazı ilginç ve sıradışı fenomenlere işaret eder. Bu fenomenlerden biri ‘’kuantum dolanıklığı”dır. İki parçacık arasında kuantum dolanıklığı olduğunda, bir parçacığın durumu diğerine anında etki eder, adeta bir telepati gibidir. Karanlığa karşı mum yakmayan, kötülüğe karşı iyinin safında durmayan, bir başarı yahut güzellik karşısında haset ve garezin tüm yıkıcılığı ile saldıran nesiller kazandırıldı bu necip topluma. An evvel linç toplumundan bilinç toplumuna geçiş yapmanın ivedi tedbirlerini almalıyız.

Hz. Ebubekir zamanında yaşlı bir ama kadın varmış. Halife Ebu Bekr her gün kadına hurma götürürmüş. Hz. Ebubekir vefat ettiğinde Hazreti Ömer bu görevi devralmış. Kadın: “Arkadaşın öldü mü?” diye sormuş. Hazreti Ömer: “Nereden bildin?” diye sorunca kadın:” Ebu Bekir hurmanın çekirdeğini çıkarırdı.” demiş. İşte kısacık kıssadan uzunca bir hisse çıkaralım:
Yaptığın hayırda sana dair erdemli bir iz bırak ki seni hatırlatsın.

Bu müthiş örnekten erdeme dair çıkarılacak çok sayıda tespit var. Yazımızın hacmi buna yetmez fakat erdemli insanların düşüncesine dair bir ışık yakarak yolumuzu aydınlatalım. Doğru yolda erdemi kuşanmanın, erdemli insanlarla yol almanın çabasına duralım. O zaman enerjimiz sağlıksız şeylerde tükenip anarşist bir toplumun zeminini hazırlamaz. “Karanlığa lanet okumaktansa bir mum yakmak yeğdir.”
Erdemli insanların dokuz düşüncesi vаrdır:
1. Bаktıklаrındа berrak görmeyi düşünürler.
2. Dinlediklerinde iyi duymayı düşünürler.
3. Görünüşleri bakımından cana yakın olmayı düşünürler.
4. Dаvrаnışlаrındа saygılı olmayı düşünürler.
5. Konuşmаlаrındа doğru sözlü olmayı düşünürler.
6. İşlerinde ciddi olmayı düşünürler.
7. Kuşkuyа düştüklerinde sorulаrı nаsıl sorаcаklаrını düşünürler.
8. Öfkelendiklerinde sorunlаrı düşünürler.
9. Kаzаncı gördüklerinde аdаleti düşünürler.
Kendimizi birilerinin bize daha dayattığı ve provoke ettiği hadiseler üzere kullanmasına izin vermeyelim. Yeteri kadar linç kültürüne maruz kaldık biraz da bilinç kültürü geliştirelim bir şeylerin değişmesini istiyorsak. Işık olalım ya da ışık olanlara destek olalım.
Yazımızın sonunda ekolojik dünyanın vazgeçilmez hayat okumalarına bizleri sürükleyen hayvanlar aleminden ‘’Kartal ile Kuzgun’’ dan örnek vererek sizleri selamlayalım:

Kartalı gagalamaya cesaret eden tek kuş kuzgundur, kartalın boynuna biner ve onunla beraber uçarken bir taraftan gagalar.
Kartalın bu durumda yapabileceği pek bir şey yoktur ve hiç karşılık vermez, onunla savaşmaz. Kuzgun için enerji harcamaz.
Sadece kanatlarını açar, gökyüzünde daha, daha yüksekten uçmaya başlar.Uçuş çok yüksektir, kuzgun için sonun başlangıcıdır bu durum çünkü kuzgun kartalın uçtuğu yükseklikte oksijensiz kalır ve nefes alamaz, sonunda düşer.
Allah’ın yardımının bize ulaşması için daha akıllı, daha dürüst ve daha cesur olalım. Ötekilerin peşinden gitmeyelim, ötekilerin haksızlıklarına karşı susanlardan da olmayalım ki içimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden onlarla aynı akıbeti paylaşmayalım.
Bizimle savaşmaya, bizi eleştirmeye çalışanlara cevap verip enerjimizi harcamamız gerekmez.
Onlarla zaman harcamayı bırakalım.
Biz, bizde var olan gücü kullanalım yeter.
Bilelim ki Allah zalimler ve cahillere yardım etmez.
Selam ve dua ile kalınız.

#bilinç #linç #erdem #nefret #insan #iyilik