Gündem

MADDİ VE MANEVİ YAPISI VE NİMETLERİYLE CENNET

رَسُولاً يَتْلُوا عَلَيْكُمْ اٰيَاتِ اللّٰهِ مُبَيِّنَاتٍ لِيُخْرِجَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ مِنَ الظُّلُمَاتِ اِلَى النُّورِۜ وَمَنْ يُؤْمِنْ بِاللّٰهِ وَيَعْمَلْ صَالِحاً يُدْخِلْهُ جَنَّاتٍ تَجْر۪ي مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُ خَالِد۪ينَ ف۪يهَٓا اَبَداًۜ قَدْ اَحْسَنَ اللّٰهُ لَهُ رِزْقاً

Allah, iman edip Salih amellerde bulunanları karanlıklardan nûra çıkarması için apaçık âyetlerini size okuyan bir elçi (olarak da Muhammed’i gönderdi).

Kim Allah’a iman edip Salih ameller yaparsa, (Allah) onu, içinde ebedî kalıcılar olmak üzere altından ırmaklar akan Cennetlere koyar. Allah, (Cennet’e koymakla) ona gerçekten ne güzel bir rızık vermiştir. (Talak 11)

KUR’ÂN’DA CENNET

 Ana Hatlarıyla Cennet (68)

Cennet:

Ebedî hayattır. Sonsuz mutluluktur.

Bitmez tükenmez nimetlerdir. Câzibeli eşlerdir,

Tasavvur edilemez güzelliklerdir.

Başta Peygamberler olmak üzere insanlığın yıldızları olan yüce şahsiyetlerle beraberliktir.

Bütün varlıkların yaratıcısı olan Allah’ın güzelliklerine bak- maktır. Onun sevgisiyle zirvede yaşamaktır. Bütün arzulara kavuşmaktır.

Başta, Kur’ân ve Sünnet çizgisinde özetlediğimiz Cennet olmak üzere bütün Âhiret Hayatı Mutlak Ğayb’tır: Akıl ve duyu organlarıyla kavranılamaz niteliklidir. Bu gerçek Kur’ân’da şöyle açıklanır:

Meryem 60-61

“Tövbe ederek ve îmanlarını pekiştirek salih amel işleyenler, yarattığı bütün varlıkları rahmetiyle kuşatan Allah’ın, kullarına, kendileri için Ğayb nitelikli bir mutluluk yurdu olarak söz verdiği Adn Cennetleri’ne hiçbir haksızlığa uğratılmadan gireceklerdir. Onun verdiği söz elbette gerçekleşecektir.”

Allah’ın Ğayb olarak vaad ettiği, ana hatlarıyla bizzat tanıttığı ve açıkladıklarının da temsîlî / örnek nitelikte olduğunu beyan ettiği Cennet’i biz, anlayabileceğimiz kavramlarla ancak bize anlatıldığı kadarıyla kavrayabiliriz. Biz de öyle yapacağız; Rabbimizin Kur’ânî açıklamalarını, Cennet’in kendisine gösterildiği Peygamberimiz Hz. Muhammed’in Kur’ân’a açıklık getiren beyanlarını esas alacağız.

Cennet, Yüce Allah’ın “Sen benim rahmetimsin. Seninle istediğim kuluma merhamet edeceğim.” buyurduğu, Peygamberimizin de “Bir kamçılık (veya bir yaylık) yerinin dünyadan ve içindekilerden daha hayırlı olduğunu” açıkladığı ebedî mutluluk yurdudur.69

Peygamberimizin hiçbir kulun doğrudan kendi amelleriyle ulaşamayacağını, ancak Allah’ın lütfunu çağlamasına sebep olacak amelleri ile varabileceğini bildirdiği Cennet, genel kabûle göre yara- tılmıştır. Çok çok yükseklerde, zaman ve mekân üstü bir âlemdedir. Şu anda var olduğu gibi ebediyyen de var olacaktır.70

Bu bölümün sonunda “Cennet Yaratılmış mıdır?” başlığı altında gerekli bilgiler verilecektir.

Kur’ân’da Cennet ve İsimleri

I- Cennet

(Cennet, namaz kılmak ve zekât vermek, zinadan ve faizden kaçınmak gibi İslâm Dîni’nin gerektirdiği salih amelleri yapan mü’minlere verilecek, ebedî mükâfat ve mutluluk yurdunun genel adıdır.)71

Örtmek ve gizlemek anlamlı bir kökten gelen Cennet sözcüğünün sözlük mânası, bitkileri toprağı örten bahçedir. Bu anlamda Kur’ân’da yirmibeş yerde kullanılmaktadır. Altı yerde ise Âdem ile Havva’nın çıkarıldığı Cennet mânasında yer almaktadır. Cennet sözcüğünün İslâm literatüründeki asıl anlamı “ebedî mutluluk yurdu” dur. Bir diğer anlatımla Rabbimiz onu, Kur’ân’da, salih ameller yapan mü’minlere verilecek ebedî mutluluk yurduna isim kılmıştır. Bu isimlendirmeyi, Secde sûresinin, “Hiçbir kimse Cennetlikler için… gizlenmiş olan mutluluk verici nimetleri bilmez.” anlamındaki 17. âyetinin ışığında şöyle yorumlayabiliriz:

“Cennet, içindeki eşsiz-görkemli ve ebedî olan maddî ve manevî nimetleri insan idrakinden gizlemiş yurttur.”

Kur’ân’ın beyanına göre Cennetliklerin yaptıkları ameller farklı olduğundan tabîi olarak girecekleri Cennetler de farklı olacaktır.

Maddî ve manevî nimetleri ile farklı olacak Cennetlerin isimleri de değişiktir. Kur’ân’da yer alan ve tekrarlanan başlıca isimleri Firdevs, Adn, Ne’îm ve Me’vâ’dır.

Biz bu isimleri, içinde geçtikleri âyet örnekleri ile açıklayacağız.

|Firdevs (Kehf 107)

“Îman eden ve Salih Ameller yapanlara; İslâm Dîni’nin emirleri ve yasaklarına göre yaşayanlara mükâfat olarak Firdevs Cennetleri verilecektir.”

Mü’minûn sûresinin ilk on âyetinde nitelikleri açıklanan kişilerin 11. ayette Firdevs Cennetine girecekleri açıklanmaktadır. Firdevs, bir hadîse göre, Cennetlerin ortasında yer almakta ve en yükseğini oluşturmaktadır. Cennet nehirleri de oradan akmaktadır. Muhammed sûresinin 15. âyetinde açıklanan Cennet nehirleri de muhtemelen- oradan çıkmaktadır.72

|Adn (Ra’d 23-24)

(Sürekli ikamet edilecek ebedî mutluluk yurdu)

“İşte onlara, âhiret yurdu olan Adn Cennetleri verilecektir. Gerçekten onlar Adn Cennetlerine, babalarından, eşlerinden ve çocuklarından / torunlarından iyi olanlarla birlikte gireceklerdir. Melekler de her bir kapıdan onların yanlarına gelecekler ve onlara şöyle diyeceklerdir:

– Kulluk çizgisinde gösterdiğiniz sabrınızdan ötürü size Selâm olsun. Âhiret yurdu ne güzeldir.”

Kur’ân, 10 defa yer verdiği Adn Cennet’ini, “Güzel Meskenler”i ve diğer Cennetlerle ortak olan özellikleri ile vasfeder. Sünnet ise onu, kendisinden Allah’ın güzelliklerine bakılacağı Cennet’lerden biri olarak niteler.73

|Ne’îm (Hac 56)

(Mutluluk veren ve bütün nimetleri içine alan Cennet)

“Egemenlik, o gün yalnızca Allah’ındır. Aralarında hükmede- cek olan da O’dur. Îman edip salih amellerde bulunanlar da, Ne’îm Cennetleri’nde olacaklardır.”

Kur’ân’da 11 yerde geçmektedir.

Me’vâ (Secde 9) (Sığınılacak, yerleşilecek yer)

“Îman eden ve Salih Ameller yapanlara, yaptıklarına karşılık armağan olarak Me’vâ Cennetleri verilecektir.”74

Cennetlerin Her Birini Kapsayacak Genel Vasıflar

Kur’ân’da örnekleri görüldüğü üzere aşağıda açıklanacak vasıflar, niteledikleri Cennetlerin yerine kullanılmaktadırlar ve bu vasıf- lar, -Doğrusunu Allah bilir-isimleri açıklanan bütün Cennet’lerin ortak özellikleridir.

1- Dârul-Mukâme (Fatır 33-35)

(Yerleşilerek ebediyen yaşanılacak yurt)

(İslâm’ın ve ortak aklın gösterdiği hayırlarda yarışanlar) Adn Cennetlerine girecekler, orada altın bilezikler ve incilerle süsleneceklerdir. Orada elbiseleri de ipekten olacaktır. Onlar da şöylece hamd edip övgüde bulunacaklardır:

– Bizden hüznü gideren Allah’a hamd olsun. Hiç şüphesiz Rabbimiz çok bağışlayan ve şükrün karşılığını bolca verendir. O, lütfuyla bizi Dârul-Mukâme olan Cennet’e yerleştirdi. Orada ne yorgunluk çekecek, ne de usanç duyacağız.”

Yukarıda meâlleri verilen âyetlerde Adn Cennetleri’ne girecek mü’minlerin diliyle, girilecek Cennetlerin Dârül-Mukame olarak vasfedilmesi, Dârül-Mukâme ve aşağıda sunulacak benzerlerinin Cennetlerin müşterek nitelikleri olduğuna işaret etmektedir.

2-Dârus-Selâm (Yûnus 25)

(Eksik görülebilecek, üzüntü duyulabilecek ve zaaf oluşturtabilecek bütün oluşumlardan korunmuş, Allah’ın, Melekleri ve mü’minle- rin “Selâm”ı ile özellikli barış yurdu. Bir ismi de Selâm olan Allah’ın esenlik Cennet’i) “Allah ise Dârus-Selâm’a çağırmaktadır. O, isteyeni dosdoğru yola iletir.”

3-el-Hüsnâ (Yûnus 26) (Tüm güzellikleri içine alan)

“İslâmî çizgide hayatlarını güzelleştirenlere (güzellikler yurdu olan) el-Hüsnâ ve Fazla’sı vardır. Onların yüzlerini ne bir kara leke ve ne de aşağılık bürüyecektir. Çünkü onlar Cennet sahipleridir ve orada sürekli kalacaklardır.”

4-Mekâmin-Emîn (Duhan 51)

(İçinde güven duyulacak yerleşim birimi) “Müttakîler Mekâm-ı Emin’dedirler.”

5-Cennetül-Huld (Furkan 15)

(Yeri, nimetleri ve içindekileri ebedî olan Cennet)

“Onlara sor bakalım, (atıldıklarında ölümü çağıracakları Cehennem mi) yoksa Müttakîlere vaad edilen Cennet’ül-Huld mü daha hayırlıdır? Ebedî Cennet olan Cennetü’l-Huld onların mükâ- fatı ve dönüş yeridir.”

(YAZIMIZ DEVAM EDECEKTİR)

ALİ RIZA DEMİRCAN

DİP NOTLAR

68- Bütün Topluluklara Peygamber Gönderilmiştir

Kur’ân’a göre istisnasız bütün topluluklara Peygamber / Nezîr gönderilmiştir. (Fatır 24) Peygamberler teblîğ ettikleri, -Kur’ân’daki özel adı İslâm olan- ed-Dîn ile Âhiret Hayatı’nı; Cennet ve Cehennem’i bildirmişlerdir. Bu sebeple başta Eski Mısır, Roma, Aztek, Hind, Çin ve Japon kültürleri olmak üzere dünyanın bütün kültürlerinde -aslî özelliklerinden uzaklaştırılmış olsa da- Cennet inancı vardır. (T. D. V. İslâm Ans. 7374-376)

Mevcut yapısıyla bâtıl olan Mazdeizm’in kurucusu Zerdüşt’ten (Doğumu M. Ö. 628) vereceğimiz örnek de bu gerçeği kanıtlamaktadır. Ona göre:

“Öldükten sonra her ferdin yaptığı işleri Raşnu adında bir Melek hata yapmayan bir terazi ile tartacak ve layık olduğu dereceyi tayin edecektir. Bu mahkemeden kurtulan rûh, Cehennem üzerinde bulunan Sinva köprüsünden geçmeğe mecburdur. Günahkârlar bu köprüden (geçerken) düşecek, faziletkârlar (inançlılar ve amelliler) ise Seauşa, İzed, Akşaspand adlı melekler vasıtasıyla Cennet’e gireceklerdir. (Cemil Sena Ongun, Buda ve Konfüçyüs, İst. 1941, s. 18.)

Neredeyse bütünüyle Kur’ân ve Sünnet ile örtüşen bu ifadeleri, Zerdüşt’ün bir Peygamber veya Peygamber Elçisi olabileceğini akla getirmektedir.

69- Tirmizi, Cennet 22; Müslim, Cennet 34, Buhârî, B. Halk 8, Hn. 3250, Bir diğer hadîste (Buhari, Cihad 5-6) şöyle buyrulmuştur:

“Cennet’te bir yay kadar yer, üzerine güneşin doğup battığı her şeyden daha hayırlıdır. ”

70- Kürs Âlemi: Kur’ân’ımıza göre Allah’ın Kürs âlemi, gökleri ve yeri içine almaktadır. Sevgili Peygamberimizin açıklamasına göre O’nun Arş âlemi de Kürs âlemini içine almaktadır; onu, çölün bir demir yüzüğü kuşattığı gibi kuşatmaktadır. Arş, Allah’ın, kavrayamayacağımız İstiva’sının da üzerinde gerçekleştiği âlemdir. İşte bu Arş âlemi, Cennetlerin üstündedir. Bir diğer anlatımla Cennetler, onun altındadır. Doğruları en iyi bilen Allah’tır. (Bakara, 255, Taha, 5, Buhârî, Tevhid 22, İ. Kesir, Bakara, 255)

71-Mü’min kullar için hazırlanmış âhiret yurdu mânasına Cennet ve çoğulu olan Cennât kelimelerinin herbiri Kur’ân’da yaklaşık olarak elliyedişer (57) defa geçmektedir. Firdevs tek başına ve Cennâtül-Firdevs şeklinde zikredilir. Me’vâ, tekil olan Cennet ve çoğul olan Cennât kelimeleri ile, Cennetül-Me’vâ ve Cennâtül- Me’vâ şeklinde kullanıldığı gibi, Ne’îm de aynı şekilde Cennetü-ü Ne’îm ve Cennâtün-Ne’îm şeklinde kullanılmaktadır. Adn ise Kur’ân’da yalnızca çoğul olan Cennât kelimesi ile, Cennât-ü Adn şeklinde yer almaktadır. Cennet kelimesi tekil olarak kullanıldığında bir bütün halinde Cennet kastedilmektedir. Cennât şeklinde çoğul olarak kullanıldığında ise her bir Cennet’in bölümleri ve dereceleri ifade edilmektedir. En doğrusunu Allah bilir.

72- Buhârî Cihad, Derecatül-Mücahidîn.

73-Tevbe 72, Saff 12, Buhârî Tevhîd, 24

74- Me’vâ, Secde 9’da çoğul olan Cennât kelimesi ile Cennâtül Me’vâ şeklinde geçerken, Necm sûresinin 15. âyetinde ise tekil olan Cennet kelimesi ile Cennetü’l-Me’vâ şeklinde zikredilmektedir.

 

Recent Posts

  • Makale

RABBİM’İN HİKMETİNE BAKIN Kİ!

Eğer denizler mürekkeb, ormanlar kalem olsa, Rabbimin nimetlerini saymakla, yazmakla bitiremezdik. Ve yarattığı herşey’in, kendine…

8 saat ago
  • Gündem

Yahya Sinvar’ın Şehadeti İddiaları: İsrail ve Hamas’tan Farklı Açıklamalar

Yahya Sinvar'ın Şehadeti İddiaları: İsrail ve Hamas'tan Farklı Açıklamalar İsrail'den Yahya Sinvar İddiası İsrail medyası,…

10 saat ago
  • Gündem

Depremler: Bilimsel Gerçekler ve İlahi İkazın Mesajı

Depremler: Bilimsel Gerçekler ve İlahi İkazın Mesajı Depremler Nasıl Oluşur? Depremler, yer kabuğundaki ani kırılmalar…

15 saat ago
  • Gündem

Kanser, Meğerse Hastalık Değilmiş

Kanser, Meğerse Hastalık Değilmiş ilim İnsanlarından Tarihi Keşif: Kanser Hastalık Değil, Dosttur!   Kanserin Öldürücü…

16 saat ago
  • Gündem

Sivas’ta 4,7 Büyüklüğünde Deprem Gerçekleşti

Sivas'ta 17 Ekim 2024'te sabah saatlerinde, 4,7 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. AFAD verilerine göre,…

19 saat ago
  • Gündem

ERDAL İNÖNÜ: TANRI’YA İNANMAK İSTİYOR YOK OLMAK İSTEMİYORUM

ERDAL İNÖNÜ, yıllar önce KÖPRÜ dergisinde kendisiyle yapılan söyleşide “Ölüm ve ölüm ötesi hayat hakkında…

20 saat ago