Resmi olarak kendisine hiçbir suçlama yapılmamasına rağmen, Suudi hükümetinin terörizmle bağlantısı olduğu iddiasıyla tutuklattırdığı Yemenli siyasi tutuklu protesto etmek amacıyla açlık grevini yaparken Maldivler’de hayatını kaybetti. Yasir Yahya Saleh, Mart 2017’de ailesi tarafından yayınlanan bir açıklamaya göre tutuklandı, yetkililerden bir ay içinde ülkeyi gerekçesiz olarak terk etmesi istendi ve medyaya gitmemesi konusunda uyarıldı. Bu olay Suudi Arabistan Kralı Salman Bin Abdülaziz’in Maldivler’e yapacağı resmi ziyaretle çakışmıştı. Bununla birlikte, 2014 yılında ülkeye turist vizesi ile giren Saleh, o yıl bir Maldivli kadınla evlenmiş ve Maldiv İslam Üniversitesi’nde hocalık yapmıştı. Karısı da tutuklandığı sırada yedi aylık hamileydi ve hapishane yönetmeliklerine aykırı şekilde, her tutuklu için her ay aileye en az 12 saat özel bir zaman sağlanması gerekirken için eşinin ziyaretine izin verilmedi.
Sınır polisine göre, El Kaide ile bağları olduğu iddiaları üzerine polis tarafından izleniyordu. İçişleri Bakanı İmran Abdulla daha önce yetkililerin Salih’in insan haklarından hiçbirini ihlal etmediklerini iddia ederek, en hafif koşullarda gözaltında tutulduğunu da ekledi. Ancak aile avukatı Ahmed Nimal, Maldiv göçmen yasasının uzun süre tutuklanmasına izin vermediğini, mahkeme kararı olmaksızın 24 saatten fazla gözaltında tutulmasının da anayasaya aykırı olduğunu paylaştı. Nimal şu anda Salih’in karısının tutuklandığı sırada hamile olduğunu ve ülkesi Yemen’in savaş halinde olduğunu göz önünde bulundurarak, akrabaları ile Salih için adalet aramanın olası yasal yollarını tartışıyordu. Salih, geçen yıl hastaneye kaldırılmadan önce geçen yıl açlık grevi başlatmış, geçen ay tekrar hastaneye kaldırılmış, sağlığının son üç yıl içinde kötüleştiği belirtilmişti. Eşinin ailesi, hükümetin eylemlerini Maldivlerin siyasetinin Suudi Arabistan gibi baskı rejimlerinden ülkelerden etkilenmesi olarak nitelendirdi. Birçok kişi Maldivlere Demokrat Parti liderliğindeki yeni hükümet iktidara geldiğinde, serbest bırakılacağını veya en azından bir mahkemede kendini savunma şansı verileceğini düşündü. Ancak, yeni hükümet de petrol parasını insan haklarından önde gördüğünden bu olmadı.