Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, ” Yarından (Bugünden) itibaren biz sahadayız. Yanlış yapan bizi hisseder. Hazine ve Maliye’nin Maliye tarafı sahaya inerse fena iner” dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, CNN TÜRK’te yayınlanan Tarafsız Bölge programında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Gazeteci Ahmet Hakan’ın sorularını yanıtlayan Nureddin Nebati, “Bugün dolar kurunda görülen artış, kurun 18 liradan inmesinin doğal salınımıdır” dedi.
Bakan Nureddin Nebati, “Türkiye’de cımbızlama bir hastalık haline dönüştü. Bir bakıyorsunuz bir cümleyi almış bunu kullanıyorlar. Bunu hastalıklı bir şekilde ortaya sürmek, hastalık diyorum buna. Sosyal medyada kim olduğunu belli olmayan birileri, hakaret ediyor, cımbızlama yapıyor buradan algı operasyonu yapmaya çalışıyorlar” dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin konuşmasından satır başları şu şekilde:
Bugün, Merkez Bankası 12 Lira olarak açıklamıştı. Artık insanlar dolar indi mi çıktı mı diye bakmayacak. TL mevduat sahipleri koruma altında, yükselişten etkilenmeyecek. 18 liraya gider iken rakamlar sürekli değişti ve yukarı doğru değişti. Dolardaki bu radikal düşüşten sonra bunun salınımlarının hafif gelmesi beklenemez. Salınımı görebiliyoruz, takip edebiliyoruz. Her şey kontrol altında. Türkiye’nin gerçekliği ile uyuşmayan yapay bir fırtına estirildi. Piyasayı izliyoruz, ikaz ediyoruz, sonra gereğini yapıyoruz. Biz dış saldırı yapacak bütün yolları kapattık. Çok net bir şekilde işimize hakimiz.
Merkez Bankası müdahale ederse açıklamak zorunda, dolaylı müdahale de belli bir müddet sonra zaten gözüküyor. Kesinlikle hiçbir şekilde kura müdahale edilmedi. Çok sığ bir piyasa ve insanların psikolojisi ile oynuyorlar. Dövizi bilerek yükseltmek intihardır, böyle bir şey olmaz. Türkiye’de herkes dolara bakar. Döviz değil direk dolara bakar. Bizim bir hocamız vardı. “Ne zaman ki televizyonu açtınız, doları görmeye başladınız homoekonomikus olmuşuzdur.” derdi.
Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere hep şunu söyledik. Tamamen psikolojik bir harp haliydi, 20 Aralık gecesine kadar. Katar ile sahte belgeler yayınladırlar. Psikolojik harp uyguladılar. Küçük yatırımcıları döviz almayı teşvik ettiler. Küçük yatırımcı için 50 bin lira bütün varlığıdır belki de. Bunun hakkını nasıl ödersiniz.
Küçükler büyüklerinden peşinden koşup giderler. Medya kanallarında ‘dolar gidiyor bir an önce gidin dolar alın’ deniyorsa, bir eski Merkez Bankası başkanı ‘gidin dolar alın’ diyorsa… Hayatının en büyük falsosunu yaptı. Bak size kılavuzluk yapanların derdi siz değilsiniz, derdi başka bir şey. Bundan keyif aldılar ve küçükleri yaktılar. Döviz gidiyor’ diyene dava açın. Zarar eden küçük yatırımcı kendisini yanıltana dava açsın.
Dünya ekonomi modelleri sürekli olarak değişiyor. Kullanılan ekollerin hangi şartlarda, hangi sonuçlar doğuracağına dair beklentilerdir. Türkiye 2002 yılında yola çıkarken bir model çizdi ve bu model ile yürüdü. Cari açık fazla, dışardan bol bol döviz geliyordu. O dönemdeki şartlar ve beklentiler, iç dinamikler bunu gerektiriyordu. 2013 yılında Türkiye bir şeyin farkına vardı. Enflasyon düşmüş, faiz onun da altında. Şahane bir tablo var. Cumhurbaşkanımız sorunları görüyor. Rakamlar imdat demeye başlıyor. Türk liram çok değerli bir yanlışlık var. Ekonomi imdat üretim yok diye bağırıyor. En tehlikelisi çok fazla sıcak para var. Haberli gelmediği gibi, habersiz de gidiyor. Cumhurbaşkanımız da bu yönde adımlar atmaya başlıyor. 14 Mayıs’ta söz aldım o gün dedim ki “Türkiye siyasal bağımsızlığını kazanmıştı, bugün de ekonomik bağımsızlığını kazandı.” IMF’ye son taksit ödenmişti.
Ben faizin artırılmaması gerektiğine inanıyorum. Türkiye’nin en önemli markaları ile toplantı yaptım. Modelimiz bu, faiz artırımı olmayacak. Hazırlıklarınızı buna göre yapın dedik. Bankalarla toplantı yaptık. Kararlılığımızı gördüler. Biz buradan asla geri adım atmayacağız. Ekonomi yönetiminde tam bir uyum var. Kendi kararları ile kendilerini yaktılar. Döviz alan onlar, satan onlar, durumu gören onlar. Akşam rahat uyumak istiyorsunuz kur korumalı mevduat hesabına geçin. Türkiye’de serbest piyasa koşullarından geri adım atacak hiçbir iktidar, ayakta kalamaz.
Bu hikaye, Türkiye’de yaşayan, bu toprakların insanlarına yönelik bir çözümdür. Türk insanı faize mi önce bakar dövize mi? Türk insanı dövize bakıyor. Madem ki dövize bakıyorsun, sana onun, bunun etkilerinden arındırılmış bir imkan vereyim diyoruz. Dövizini likidite çevirme, sana o günkü döviz kuru üzerinden fiyat yapalım diyoruz. 10 bin doların varsa 3 ay, 6 ay sonra 10 bin dolar garantisi verelim sana diyoruz. Doları 10 liradan aldın, 9 liraya düştüyse 10 bin dolarını yine alıyorsun.
Hazine’ye zarar veriyorsunuz diyenlere net bir soru soruyorum: 84 milyon insana dolar 1 lira artarken 450 milyar liralık bir borcu yüklemek mi iyi yoksa döviz gene yükselsin, aradaki farkı Hazine veya MB ödeyecek, bu aradaki farkı 84 milyona yüklemek mi daha iyi?
Adam dolarla hiçbir şey almıyor, döviz arttığı kadar fiyatları arttırmış. Bununla yanlış yapıyorlar. 2022’ye girerken Türkiye enflasyon hariç bütün sorunlarını temizlemiş.
2022’ye çok düşük bir cari açıkla giriyor, bütçe açığı sınırların altında, dünyayla karşılaştırmasında en önemli büyümeyi gerçekleştiren ülke, pazartesi günü bir rekor daha açıklanacak. Turizm gelirlerinde patlama bekleniyor. Tarihinde ilk defa İspanya’dan fazla turist çekti bu yıl. Türkiye 2022’de cari fazlaya doğru koşuyor. Döviz fiyatlarındaki bu köpükten dolayı 3, 6, 9, 12 ay sonra benim zarar etmem mümkün değil.
TL mevduat sistemi ortak aklın eseri. Sayın Cumhurbaşkanımız dünyaya meydan okumuş. ‘Dünya 5’ten büyüktür’ demek çok büyük bir sözdür. Bunları söylüyor birileri ama demek ki zaman, mekan, şart, bunların bir araya gelmiş olması gerekiyordu ki bu olsun. Karşı çıkanlar hala kendilerini New York’ta, San Fransisco’da bir üniversitenin kampüsünde sanıyorlar.
MB artık müdahale etme zamanının geldiğini gördü. Artık MB’nin sadece tedbir almasıyla çözülebilecek noktayı aştığı anda biz devreye girdik. 16’dayken MB müdahil oluyordu. Bir destek kuvvet olarak geldi.
Ülkede mevduat hesaplarının yüzde 70’i dövize doğru gidiyor. Siz TL’den dövize kaçan bir millet görüyorsunuz. Yastık altında dünya kadar dolar, altın var. Bunu ekonomiye bu şekilde kazandıracağım.
Bir ülkenin iktidarı kumar oynar mı parayla? Bu, Türk vatandaşının dövize karşı oynanan bu oyunlardan korumadır. Türk ekonomisinin birilerin oynayabileceği bir yere götürmekten engelleyen en önemli adımlardandır. Bunların şaşkınlığı anlayamamalarından kaynaklanıyor.
O akşam tedbirler açıklandı. Binlerce insan hesabını internet üzerinden bozdurdu. Bunun dışında izah edilecek bir şey yok. MB yapmadı. O gün yapılan ve başımıza gelen güzel şeyin, öncesinden bu kadar net, sert olacağını kimse tahmin edemez. Dramatik bir düşüştü. Birkaç gün içinde görülmesi beklenen etkiyi bir saatte yakaladık. O akşam benim cebime bir lira girmedi. 6 x 450 milyar lira milletin cebine geri gelmiş oldu.
Dövize bağlı mevduat hesapları zaten küçük yatırımcıları korumak üzerine yapıldı. Büyükler, yani finansal okuryazarlığı olanlar bu işin köpük olduğuna inanıyorlar zaten. Küçük yatırımcıları onlar bilerek tuzağa düşürdüler.
Manipüle ediyorlar, oralara sevk ediyorlar, döviz yükseldiği gün onlar alıp kârlarına kâr katıyorlar, sonra da diyorlar ki ‘Önceden haber verdiniz’. Bunlar ne yaptıklarını biliyorlar, üzerinden oynadıkları insanlardan nasıl kâr ettiklerini bildikleri için bizim de öyle yaptığımızı sanıyorlar.
20 Aralık’a kadar bunlar sözlerini doğru kabul ettirdiler. İnsanlar bu söylemlere inanarak peşlerine takıldı.
Türkiye serbest piyasaya sahip bir yapı. Bu yapıda oyuncuları serbest bırakırsanız optimal noktaya kendi kendine gelir. Köpük gitti, gidiyor, gitmeye devam edecek. Şu rakamda sabitlenmesini beklemek gibi bir şey doğru değil. Uluslararası konjonktür, dünya ekonomisi, salgının seyri, bunlar göstergeleri her zaman etkiler. TL şu anda normal değerlerine göre değersiz.
Köpüğün devam ettiğini söyleyeyim. Küçük yatırımcılara diyorum: Bu finansal enstrümanları kullanın ve sakın onların peşine takılmayın.
TL vadeli mevduat sistemine katılım bugün 59.8 milyar liraya geldi. Bireysellerin 162 milyar dolara düşmüş durumda, 169’lardan geldi.
Bankadaki dövizini TL’ye çevirip döviz korumalı şekilde tutması istediğimiz şey. O zaman optimal noktaya gelir, zorlarsanız da gitmemeye başlar. Bizim için önemli olan bireylerin TL’nin dövize gitmesini engellemekti. İkincisi de dövizi olanların dövizini bozdurup TL mevduat hesabına geçmesiydi, bu da çok iyi gidiyor.
‘Gözler bir aynadır, ruhun aynasıdır’
Gözler bir aynadır, ruhun aynasıdır. Göz her şeyi anlatır. Birinin gözlerinden okursunuz mutlu mu mutsuz mu olduğunu. Rakamlarla ilgili bir şey sordu. Rakamı size söyleyeyim de bunun ötesinde bir şey var; siz benim enerjimi görmelisiniz, hissiyatımı hissetmelisiniz. Çünkü ekonomi rakam demek değildir. Ekonomide güven rakamlardan daha önemlidir. 18 Aralık’a kadar aynı rakamlarla, makroekonomik göstergelerle yürüyoruz, dolar 18 lira. Cumhurbaşkanımız tedbir paketini sunuyor, sabah dolar 11 lira.
Yarından itibaren biz sahadayız. Yanlış yapan bizi hisseder. Hazine ve Maliye’nin Maliye tarafı sahaya inerse fena iner. Şimdi eylem zamanı. Kamu otoritesini hissetmediğiniz anda o ülke çöker. Yanlışlık yapanların tespitinde Ticaret Bakanlığı çalışıyor. Fahiş işi yapanlar tespit edilmiş durumda. Zannediyorlar ki Ticaret Bakanlığı’nın kestiği ufak bir cezayla kurtulacak, hayır. Bundan sonra Maliye bu işin içine girer. Bize ihbar geliyor, şu firma şu yanlışları yapıyor diye. Vergi incelemesinden tutun da diğer her türlü enstrümanın kullanılacağı alan oluşturulmuş demektir bu.
‘Fahiş fiyat sorunu var, tespiti yaptık’
Fahiş fiyat sorunu var, tespiti yaptık. Piyasada fiyatlama o günkü kur üzerinden yapılmadı. Dolar 12 lira, bu nasıl olsa yükselecek diye fiyatlama 14 üzerinden yapıldı. O psikoloji kötü bir şeydir, şimdi onu yıktık. İkincisi, dövizle hiç işi olmayanlar bile fiyatını dövize göre arttırdı. Onun hepten indirmesi lazım. Köpük kalktıysa sen de oradaki uygun köpüğü kaldır diyoruz. İhbarları değerlendireceğiz artık. Bu çok sert bir mücadele yöntemi. Fiyat artışlarına yönelik çok sert bir mücadele yöntemi yarından itibaren başlıyor.
Enflasyon aralık ayı itibarıyla 1 birim yüksek gelmiş olacak. Bu yükseklik kısa sürede negatife dönecek çünkü özellikle yüksek bazla gideceğiz. Bu enflasyona karşı bizim sıkı mücadelemiz başlayacak. Bu kara tablonun üzerinde gelecek her şey bizi ak tabloya doğru götürecek.
TÜİK 550 bin kalemde fiyat sorgulaması yapıyor. Aralık ayının ilk üç haftası çıktı, dördüncü haftasında daha fiyat düzeltmeleri yapılmadı. Fiyat düzeltmeleri yapılmadığı için enflasyon aralık ayına yapıştı. Döviz kurunun yüksekliğinden kaynaklanan sıkıntı giderildiği için köpükler gidiyor, enflasyona bunun da pozitif yönde etkisi olacak.
‘2023’e girerken enflasyon diye bir olgumuz kalmayacak’
2023’e girerken enflasyon diye bir olgumuz kalmayacak. Çünkü bu, olumlu bir kısır döngüye girdi. Makroekonomik göstergelerde problemimiz yok; tüketicide, bireylerde psikoloji düzeldi; salgınla ilgili ciddi bir savaşım var; turizm gelirlerinde patlama bekliyoruz; emtia fiyatlarında düşme eğilimi başladı; tüm bunları topladığımızda biz bunun enflasyona yansımasını pozitif şekilde göreceğiz. Bundan sonraki aylarda düşme, 2023 Ocak ayına geldiğimizde bu işlerin çok iyi bir noktaya geldiğini hep beraber göreceğiz.
Yaza şunu göreceğiz… Bizim enflasyonla ilgili bir avantajımız var: Yaşadık ve çözdük. Sorunu biliyoruz, çözümünü biliyoruz. Cari fazlaya gittiğimiz bir dönem olacak yaza doğru.
Enflasyondan etkilenen kesim sabit gelirlilerdir, dar gelirlilerdir. AK Parti hükümetleri dar gelirlerin ücretini hep enflasyonun üstünde tuttu.
Münazara ortamından tartışma dönen bir Türkiye’deyiz. Benim böyle bir dünyam yok; ben dinlerim, konuşurum, anlamaya çalışırım, cevap veririm. Diyorum ki Hazine ve Maliye Bakanı olarak 20 Aralık akşamı hiçbir şekilde müdahale olmadı. TC bireyleri kendileri muhteşem bir davranış sergilediler. Müdahale edilmesi gereken dönemlerde zaten açıkça söylüyoruz.
‘Bu milletle dalga geçmeye, bu millete zarar vermeye başlarsan fena bir tokat atar’
59.8 milyar çok çok iyi bir rakam, katlanarak da gidiyor. Şu anda vatandaş güvende, vatandaş dövizini bozuyor, TL mevduat hesabından faydalanmaya başladı, vatandaş bu işi yapıyor artık. Karşı tarafın söyleyebileceği bir argüman kalmadı artık ellerinde. Bu milletle dalga geçmeye, bu millete zarar vermeye başlarsan fena bir tokat atar. 20 Aralık’ta bu millet fena bir tokat attı, karşı taraf bunu hazmedemiyor. İktidara geleceğim diye hayal kuranlar var ya, 3 ay o kadar kaptırdılar ki kendilerini, 3 ay mutlu yaşattık onları, iktidar sarhoşluğu yaşattık onlara. Biz 3 ay boyunca yaşadığımız sıkıntıları bertaraf etmeyi başardık. Bu başarının birinci sebebi sayın cumhurbaşkanımız ise ikinci sebebi 84 milyon içinde sağduyulu olanlardır.
Erken seçim yok. 2023 Haziran ayında tam zamanında ve güçlü bir şekilde biz seçime gideceğiz. Cumhurbaşkanımız bunu 3 yıldır söylüyor. Erken seçim diye bir şey yok. Aradan alacağınız hiçbir ima ile bu olmayacaktır.
Gerçekten çok ses getirecek, KDV’nin sadeleştirilmesi piyasadaki başta üreticileri tüketicilerin başta olmak üzere herkesin ittifak edebileceği yalın bir sistem getireceğiz.
‘Yastık altında tuttuğun altının sana bir katkısı yok’
Yastık altında tuttuğun altının sana bir katkısı yok. Altının olduğunu, likidite olduğunu ve dövizden kaynaklı arttığını biliyorsun. Paraya ihtiyacın var gidip bozduruyorsun. Nasıl bozduruyorsun alım satım farkıyla. Ekonomiye kazandıramadığın için atıl duruyor. Altını getir, 14 ayardan şu kadar. Safa döndürelim sertifikanı verelim. Sen bu sertifikayla git altınını ya da bileziğini al istediğin zamanda. Böylelikle alım satım farkından kurtuluyorsun. Senin hiçbir kaybın yok, kârı da var. 5 bin ton diyoruz. Tahminler yapıyoruz. Döviz karşılığı 280 milyar dolar. Yüzde 10 girse dolar aşağı doğru kaçar. Siz de peşinden kaçarsınız. Bu tutacak bir enstrüman. Bunu geliştirip, çeşitlendiriyoruz. Önümüzdeki ay devreye girecek. Ayrıntılarını, işlemin nasıl olduğunu anlatacağız.
Araç satışlarında bir düşme yok, araç kuyrukları var ve talepleri karşılayamıyorlar. ÖTV’yi niye düşürelim?
Türkiye’de yaşadığımız bir problem attığınız geçici adımları, kalıcılaştırmak yönünde baskı yapıyorlar. Geçici olduğunu bile bile normale döndüğünüz zaman, her taraftan ses çıkıyor. Biz petrol üreticisi değiliz. Doğalgaz üreticisi değiliz. 2023’te doğalgaz üreticisi olacağız. Şu anda doğalgazı döviz fiyatıyla alıyorum. Almanya’da, euro, dolarla alıyor. ABD’de de dolarla alıyor. Kim olursa olsun dövizle alıyor ben de dolarla alıyorum. Bunu nereye kadar sübvanse edebilirim? 10 milyar doların karşılığı 125 milyar TL.
Biz serbest piyasayı her alanda gözetiyoruz. Eğer bulunduğu konum itibariyle 5 liraya satması gereken fiyatı 16 liraya satıyorsa bu fahiştir. Şimdi bir su fiyat 2 lira diyelim. Gittiğiniz lüks bir otelde kahve içmek istediğinizde yanındaki suyu 25 lira derse bu fahiş midir?
Rakamla ilgili Çalışma Bakanımız önerilerde bulunuyor. Kendi bütçemize bakacağız biz de. Optimal nokta nereye geliyorsa…
TL mevduatından dövize gidecekler buraya geliyor. Doları olup da bozdurup gelen var. Dengeli bir şekilde gidiyor. Önemli olan sisteme katılımın 59.8 milyar TL olması.
SWAP anlaşmaları yapılıyor karşılıklı olarak. Gizli saklı yapılmıyor. Bizim cari açığımız bu yıl 12 milyar dolar, önümüzdeki yıl cari fazla vereceğiz. Türkiye’nin paraya ihtiyacı kalmadı. Bizim için artık 3-5 milyar dolar, rakam değil. SWAP anlaşmasından Katar ismini kaldırın, G. Kore koyun, kimseye bir şey demiyor. Başka ülkelerle de SWAP anlaşmaları yapılabilir.
Bence bağımsız. Dünyadaki bütün merkez bankaları hükümetin amaçları doğrultusunda araçsal bağımsızlığa sahiptir. MB de T. C.’yi kuran iradenin amaçları doğrultusunda araçlarını bağımsız şekilde kullanır. Paradigma değişikliğini görmek istemiyorlar. TCMB, Londra’da, şurada burada yazılmış kurallarla yönetilecek banka değil. Bunların evrensel kurallarına göre dünyadaki 125 ülke yanlış yapıyor, enflasyonun altında faiz veriyor. Nasıl evrensel kural oluyor bu? Biz o uydurulan çerçevenin dışına çıktık. Bağımsızlık, kullandığı araçlardadır. Amerikan merkez bankası da böyle davranıyor.
T.C.’deki kurumlar dışarıyla sadece ve sadece kendi bağımsız duruşlarıyla karşılıklı ulusla çıkarlarını gözeterek iş ve eylemde bulunurlar. İkincisi, ekonomi kutsal bir metin değil.
Biz kutsalın dışına çıkıyoruz. Bizim paradigmamızda inancımız dışında ekonomiyle ilgili kutsallar yok.
TÜSİAD şundan dolayı bizi üzdü; onlar da bir telefon görüşmesiyle siyasal iktidara ayar vermeye çalıştılar. Kendi yönetim kurulunuzdan habersiz bir mektup yayınlarsanız birilerinin telefonuna göre tavır takınmaktır bu. Bir STK siyasal iktidarla iletişimini kesiyorsa bu şahsi zararlarına da zarar verir, kendi üyelerine de zarar verir. İletişimi kesmiş değiliz, görüşeceğiz.
Turizmi bilirim çünkü rahmetli babamın oteli vardı dayımlarla. Otomobil işini bilirim. MÜSİAD’da çok önemli bir deneyim elde ettim. Tüm bunlar beni piyasanın bir parçası haline getirdi. Refah Parti’den geliyorum siyasete. Bakırköy İlçe Başkanı’ydım. Fazilet Partisi’ni de ilçe başkanı olarak ben kapattım. AK Parti’nin kuruluşundan itibaren ilde görev aldım, milletvekilliği yaptım, MKYK üyesi oldum, genel başkan yardımcısı oldum.
3.5 yıl Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı’ydım. Sadece 3.5 yıllık sertifikamla dünyanın neresine gidersem bana ekonomide görev verirler. Berat beyin döneminde önüm oldukça açılmıştı, Lütfü bey de beni rahat bıraktı açıkçası. Ben hiperaktifim, Berat bey benden hiperaktif. Lütfü bey saygı duyduğum, sevdiğim bir beyefendi ama olaylara farklı bakıyoruz. Ben piyasada beklentilere uygun adım atma yönünde hayalim vardı, hayalimi gerçekleştirdim.