Yaz tatili dolayısıyla Adana-Samsun hattında gerçekleştirdiğim sıla-i rahim ziyaretleri vesilesiyle ortak sılamız, mektebimiz, ocağımız, yuvamız olan imam-hatip okullarından birlikte mezun olduğumuz gönül dostlarım ve dava arkadaşlarımın bir kısmı ile de hasret giderip hasbihal etme fırsatları bulduk…
Adana İmam Hatip Lisesi’nde yıllarca aynı sıralarda beraber dirsek çürüttüğümüz dünya ve ahiret kardeşlerim Mustafa Ünsal ve Ahmet Şimşek’le Çifte Minareli Camii’nin revakları altında daldığımız doyumsuz muhabbet, eskimeyen dava aşkımızı ve şevkimizi tahkim etti. Adana’ya gidip de Ulu Cami külliyesi içindeki tarihi medresede -meşhur adıyla “Şadırvan”da- çay sohbeti yapmamak olur mu? İHH Adana şubesi ADYAR’ın vefakâr ve cefakâr yöneticileri Veysel ve Mahmut kardeşlerim, Ahmet (Sofi) ve Uğur gibi kadim dostlarım ve dava ehli diğer genç kardeşlerimle hoş sohbetin tadını çıkardık…
Anadolu Çınarı yaz kursu öğrencileri ile yaptığımız Adana Tekir yaylasındaki cami sohbetimiz için Seyda Hasan Hocama müteşekkirim. Rabbim gençlerimize zihin açıklığı versin.
O arada Pozantı’ya uzanıp Adana İmam Hatip Lisesi yıllarında davayı birlikte sırtlandığımız Mustafa Dündar ve Ekrem Açılgan ağabeylerim ve Mahmut Dündar ve Yusuf kardeşlerimle uzun aradan sonra hasret giderip verimli istişarelerde bulunduk hamdolsun…
Sıla-i rahim ziyaretlerimin ikinci durağı Samsun-Çarşamba’da İmam Hatip Okulu mezunlarının “pilav günü”ne katılma fırsatı buldum. Çarşamba İHL ve ortaokullarında yaptığımız “namazla diriliş” seminerlerinin neticelerinden yeni dönemde yapılabilecek etkinliklere kadar birçok konuyu, okulun emektarlarından Turan, Sezai ve Servet hocalarımla müzakere ettik. Asıl önemli olansa, okulun bahçesini hıncahınç dolduran mezunların heyecanlı ve samimi kucaklaşmaları idi. “İmam Hatipli” Kaymakam, Belediye Başkanı ve diğer önemli yetkilileri ile bu “öncü” neslin, ülkenin manevi geleceğinin inşasında büyük bir potansiyel imkâna sahip olduğunu müşahede ettik. Bu bağlamda Çarşamba Gençlik Merkezi Müdürü Ramazan Katoğlu’nun organizesi ile gençlerimize yönelik “Direnişten Dirilişe 15 Temmuz” konulu sohbetimiz inşaallah hayra vesile olmuştur. Yeri gelmişken, Kadir Bey kardeşimin mihmandarlığında incelediğimiz Çarşamba Belediyesi Yeşilırmak Doğal Yaşam Parkı içindeki muhteşem caminin “cami merkezli bir hayatın” inşasına katkı sağlamasını diliyorum.
Gerek bu yaz döneminde ve gerekse önceki aylarda özellikle “namazla diriliş” programları için uğradığım il ve ilçelerde gördüğüm manzara şu ki; Türkiye’nin manevi diriliş hamlesinde “öncülük” rolünü üstlenenler ve bu tarihi rolü daha “kuşatıcı ve etkin öncülük” biçiminde sürdürmeye aday olanlar, -bütün arızalarına ve eksikliklerine rağmen- İmam Hatip nesli, mezunları ve mensuplarıdır.
Ancak, Türkiye’nin manevi geçmişinde ve inşallah geleceğinde İmam Hatip neslinin belirleyiciliğini vurgulamak “imam hatipçilik” yapmak ve diğer hizmet gruplarını dışlamak olarak anlaşılmamalıdır. Tecrübe ve gözlemlerime dayanarak söylüyorum ki; İslâm davasına hizmet noktasında dar hizipçi anlayışları ve kalıpları aşacak, -15 Temmuz bağlamında ifade edersek- aklını ve iradesini birilerine kiraya vermeyecek ve toplumun her kesimini kucaklayıcı bir söylem ve eylem geliştirerek milletimizin manevi diriliş hamlesinde “kuşatıcı öncülük” misyonunu sırtlananlar İmam Hatipliler, İlahiyatlılar ve Diyanet Teşkilatı mensupları olacaktır, olmalıdır. Şer odakların ve yerli işbirlikçilerinin sıkça başvurdukları “imam hatipler kapatılsın!” kampanyaları da imam hatiplerin neden yaşatılması, güçlendirilmesi ve yaygınlaştırılması gerektiğini tersinden vurgular.
Milli Eğitim’in yeniden yapılandırılmasının konuşulduğu bu günlerde, teklifimiz şudur:
İmam Hatip okullarında uygulanan eğitim-öğretim müfredatı ve yöntemi yaklaşık 70 yıllık tecrübe ışığında geliştirilip güncellenerek ilk, orta ve lise düzeyindeki tüm okullarımıza teşmil edilmelidir. Tabir yerindeyse bütün okullarımız imam hatipleştirilmeli; yeni nesillerin İslâmî kimliğini dokuyacak dersler zorunlu kılınmalı ya da bu dersleri almak değil, almamak “seçmeli” olmalıdır. Dahası, lise ve üniversitelere giriş sınav sorularında bu dersler ağırlıklı olmalıdır.
NOT: 15 Temmuz’un sene-i devriyesinde okunacak üç kitap:
Abdurrahman Babacan, 15 Temmuz / Geçmiş – Gelecek (Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın yazılarıyla), Pınar Yayınları.
Ömer Naci Yılmaz, Reisle Görülen Hilâl ve Hüzünlerin Sultanı Abdülhamid, Yeni Türkiye Yayınları.
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi