Yalnızca ophiocordyceps mantarlarının zihin kontrolü yapıp zombileştirerek topraktan tam 25 santim yukarıda köleleştirdikleri karınca operasyonları bile Allah’ın üstün aklını, onun kurduğu doğadaki yasaları, hücreler dahil her canlının daha geniş bir sistem altında yardımlaştığını, Allah’ın yaradılış mükemmelliğini bize göstermektedir.
Yalnızca ophiocordyceps mantarlarının zihin kontrolü yapıp zombileştirerek topraktan tam 25 santim yukarıda köleleştirdikleri karınca operasyonları bile Allah’ın üstün aklını, onun kurduğu doğadaki yasaları, hücreler dahil her canlının daha geniş bir sistem altında yardımlaştığını, Allah’ın yaradılış mükemmelliğini bize göstermektedir.
Cemil Ufuk Bakırçay
Kainat Allah’ın koyduğu değişmeyen düzenliliklerle işler. Adına doğa da dediğimiz bu düzenlilikler, Allah’ın yasaları, bize hikmeti gösterir. Allah’ın yaratmasını anlatır. Bunlar üzerinde düşündükçe şuur ve ferasetimiz artar.
Mantarlar kanıksadığımız, önemsemediğimiz, bazen pişirip yediğimiz, yer yer iğrendiğimiz, çok geniş bir canlılar âlemidir. Ne bitki, ne de hayvandırlar. Kendi başlarına, çok çeşitli bir grup canlıdır. Mayalamada kullanılanları, iyi birer besin olanları bulunduğu gibi derimizde, içimizde parazit olanları da vardır.
Mantarlar çok önemli bir görevle donanmışlardır. Mantar alemi, karaları bitkiler ve hayvanlardan önce, onlara hazır hâle getirdiler. Kayaları yediler, onları parçaladılar, toprak haline getirdiler. Bitkiler okyanuslardan ziyade karaların canlılarıdır. Bunlar, mantarların bu öncü görevi sayesinde topraklaşan karalarda yaşamaya hazırlanmıştır.
Ancak bitkiler alemi mantarlar alemine sadece bundan dolayı bağlı değildir. Toprak çok zengin, içinde çeşitli canlılar barındıran büyük bir ortamdır. Bu ortamda bakteriler, hayvanlar, bitki kökleri, mantarlar bulunur. Bitkiler, özellikle ağaçlar, aralarında iletişim yapmaktadır, birbirleriyle temel maddeler konusunda yardımlaşmaktadır. Bazen fedâkarlık yapıp kendi hakkını muhtac olan başka ağaca, hem de farklı cinsten bir ağaca iletmektedir. Mecazi değil gerçek anlamda. Bu yardımlaşmayı kökleri arasında iletim ve iletişim yapan, mycorrhiza adı verilen ortamdaki mantarlarla gerçekleştirirler.
Küf ya da fungus adları da verdiğimiz mantarlar orman ekosistemlerinde en az bitkiler ve hayvanlar kadar önemlidir. Kuşkusuz hayvanlar bitkilleri çiftleştirerek, tohumlarını yayarak ormanın hareketinde, yaralarının onarılmasında vazgeçilmezdir. Ancak mantarlar ağaçların birbiriyle konuşmasında, hayvan ve bitkilerin nüfusunu kontrol etmede, ormanın tek bir canlı gibi davranmasında hayvanlardan daha da önemlidir.
Mantarların yaratılışındaki üstün aklı anlamak için bazı parazit mantarların böcekleri nasıl zombi yani yaşayan ölü haline getirdiklerine bakmak yeterli olabilir. Ophiocordyceps (ofyokordiseps) adlı mantar, Brezilya ormanlarında karıncaları tamamen denetleyerek onları kendileri için çalıştırırlar. Bunlar tek hücre spor olarak karıncalara yapışır, kanına karışır ve içinde ürerler. Bir süre sonra karıncanın beyninin kaslarına emir vermesini engeller ve birlikte hareket eden mantar hücreleri, tek bir canlı gibi karıncayı ele geçirir, kimyasallarla ne yapacağını emreder.
Mantar kolonisi, yerleştiği karıncaya, kendi yuvasını üstlerinde bir yerde, topraktan tam tamına 25 santimetre yukarıda bir yaprak bulup, ona düşmeyecek şekilde tutunmasını emreder. Bu esnada karıncanın beynine zarar gelmez, hayvan herşeyi hisseder, ama kaslarına emir veremediğinden kendi vücudunda çaresiz hapis olmuştur. Bir süre sonra mantar kolonisi karıncayı tam sömürüp büyünce içinde patlar. Ortaya yayılan sporlar, yani mantar yumurtaları, yuvadaki diğer karıncalara düşer ve onları zombileştirir.
Tek bir canlı dahi olmayan bu mantar hücreleri karınca yuvasının yukarısındaki tam 25 santimetreyi nasıl biliyor, hesaplıyor ve zombi karıncaya emredebiliyor? Neden 26, 27, 28 cm veya 48 cm değil? Gözü olmayan mantar 25 santimetre duyusunu nasıl karıncayla paylaşabiliyor? Kaslara emirleri hangi kimyasal yöntemle veriyorlar? Karıncanın bir yaprağa çenesiyle kilitlenmesini nasıl sağlıyorlar? Evrim gerçek olsa bütün bu karmaşık zombi tasarımlarını nasıl deneye yanıla oluşturabilirdi? Evrim gerçek olsa karıncalar yüzmilyonlarca yılda neden buna karşı evrimsel savunma ‘geliştirmediler’? Sayıları artan karıncaların ormanda sabit oranda kalmasını sağlayan bu akıllı, ileri, bizim hâlâ nasıl çalıştığını anlamadığımız korkutucu akıl nereden geliyor? Bu işin yaratılmasındaki kader, yâni mikdar, yâni ardındaki matematik nedir?
Kuşkusuz bunlarda düşünen, akleden bir insan için tek bir cevap var: orman ekosistemlerini de bütün canlıları da birbiriyle etkileşimli olarak tek bir organizma gibi yaratan, mutlak bilgi ve kudret sahibi olan Allah.
Tek başına ophiocordyceps mantarının 25 santimde asılı karınca zombileri bile Allah’ın üstün aklını, onun kurduğu doğadaki yasaların ardındaki üstünlüğü, hücreler dahil her canlının üst bir sistem altında yardımlaştığını, kısaca Allah’ı tesbih ettiğini göstermektedir.