islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4751
EURO
36,2672
ALTIN
2.955,33
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
10°C

Marmara depremi için korkutan uyarı: 10 kat fazla

Marmara depremi için korkutan uyarı: 10 kat fazla
10 Şubat 2022 14:39
A+
A-

Marmara Bölgesi’nde gerçekleşmesi beklenen olası İstanbul depremi, yaratacağı etkiler dolayısı ile gündeki yerini koruyor. Türkiye’nin kalbi konumunda bulunan Marmara Bölgesi, milyonlarca kişilik nüfusa sahip olmasının yanı sıra pek çok sanayi tesisine de ev sahipliği yapması nedeniyle sarılması zor yaralar ile karşı karşıya kalma riski taşıyor. Uzmanlar, Marmara’da yaşanacak olası bir depremin sadece İstanbul’u değil, tüm bölgeyi etkileyeceğini ifade ederken, yetkililerin depremden sonra yapılacaklardan ziyade depremden önce yapılması gerekenleri planlaması gerektiğine dikkat çekiyor.

‘HERKES KUZEYE BAKIYOR, GÜNEY KOLDA DA BİRİKİM VAR’

Marmara Bölgesi’nde bulunan fay hatlarının sürekli takip edildiğini ifade eden Bilim Akademisi Üyesi, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Maden Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Naci Görür, yapılan pek çok çalışmanın Marmara’da bulunan fay hattının Kuzey koluna odaklandığını ama güney hattında bulunan fay hattında da birikme olduğunu ifade etti.

Prof. Dr. Görür, “Şimdi herkes kuzey koluna bakıyor oysa Marmara’daki stres birikimi sadece kuzey hattında gerçekleşmiyor. Marmara’nın güney hattında da stres birikimi var. Depremi kuzey kolda beklememiz doğru, bilimsel veriler bize büyük bir olasılık payı ile bu bölgeyi işaret ediyor ama bu, Marmara’nın güney bölgesi emniyettedir anlamına gelmiyor. Marmara Denizi’nde stres birikimi asimetrik şekilde, bu anlamda bakarsak eğer halkımız ve yöneticilerimizin ‘Deprem nasılsa kuzeyde olacak’ şeklinde bir rehavete kapılması yanlış. Deprem beklediğimiz fayın güney alanları neredeyse 10 kat daha fazla stres biriktiriyor’ diyerek açıklamalarına devam etti.

Tüm bunların yanı sıra güney alanlarda hiç düşünülmeyen boyutlarda hasar yaratma ihtimalini doğurduğu belirten Prof. Dr. Naci Görür, “Bu ihtimali göz önüne alarak güney kısımda bulunan yerleşimlerin yani Bursa, Balıkesir, Bandırma, Mudanya, Gemlik özetle Marmara’nın güneyinde deprem önlemleri özellikle de deprem odaklı kentsel dönüşüm çalışmaları ihmal edilmemeli’ dedi.

Yetkililere bu konuda büyük görevler düştüğünü ifa eden ve altını özellikle çizen Prof. Dr. Görür, deprem olmadan önce alınabilecek önlemlerin ancak sahada yürütülecek çalışmalarla belirlenebileceğini söyledi. Prof. Dr. Naci Görür, “Deprem öncesinde alınabilecek önlemleri masada belirleyemezsiniz. Masada yapılacak planlamalar ancak deprem sonrasında yürütülecek çalışmaları içerir. Afetler yaşandıktan sonra müdahale etmek konusunda oldukça başarılıyız ama bu yetersiz. Deprem olduktan sonrasını değil, depremden öncesini planlamalı ve kayıplarımızı en aza indirmeliyiz’ ifadelerine yer verdi.

Deprem uzmanı Prof. Dr. Görür, ‘1939 yılından yani Erzincan depreminden bu yana bu strateji değişmiş olsa 1999’daki Marmara depreminde 100 bin insan ölür müydü? Biz hep deprem olsun sonrasına bakarız diye beklemişiz. Bu konuda artık değişmemiz gerekiyor. Doğru olan bir afetin nereden geleceği, nereleri yıkacağı, ne kadar insanı etkileyeceği gibi sorulara cevaplar bulup bu doğrultuda önlemler almak. Bu bilimsel olarak mümkün. Depremi durdurmazsınız ama vereceği zararı belirleyebilirsiniz. Son dönemde bu doğrultuda çalışmalar yapılıyor ama bu daha ciddi şekilde ele alınmalı’ dedi.

Depremin yaratacağı etkilere karşı tüm dünyada oldukça etkili planlama yöntemleri olduğunu ifade eden Prof. Dr. Görür, Türkiye’nin de bu tarzda bir planlama yaparak kayıplarını azaltabileceğini belirtti. Görür, ‘Depreme karşı yapılacak planlama tüm ülkeyi kapsamalı. Sadece şehirler değil, tüm yerleşim alanları önlem kapsamına dahil edilmeli. Deprem bölgelerimiz belli. İlk etapta buralarda tehlike analizi yapılmalı, bu başlı başına yıllarca sürecek bir çalışma. Tüm yönetim birimleri sorumlu olduğu alanlarda yapmalı. Bu analiz her bölgedeki fay hatlarının ayrıntılı olarak incelenmesine olanak sağlar ve oradaki fayların derinlikleri, boyları, deprem üretme süreleri ve diğer özelliklerinin belirlenmesini sağlar. Önce yaşam alanlarımızın ne gibi bir tehlike ile karşı karşıya olduğunu tespit etmemiz lazım. Tehlike analizi yapıldıktan sonra yapılacak ise bu tehlike gerçekleştiğinde oluşabilecek zararların belirlenmesi gerekiyor. Bunların tümüne mikro bölgeleme çalışması diyoruz’ dedi.

‘ÖNLEM ALINMAZSA KAYIPLAR BÜYÜK OLUR’

‘Marmara’da yaşanacak bir depremde oluşacak kayıplara dair birçok çalışma yapıldı. İstanbul’u nüfusu ve yapı stoğu bakımından ele alırsak İstanbul’da bulunan binaların yüzde 60’ı mühendislik hizmeti görmemiş’ diyen Prof. Dr. Görür, ‘Yani bu demektir ki gecekondu mantığıyla zemin etüdü doğru düzgün yapılmayan veya imara aykırı inşa edilmiş çok sayıda yapı var. İstanbul’da toplam yapı stoğu 1 milyon 100 bin kadar. Biz 1 milyon olarak alalım. Bu 1 milyonun diyelim ki yüzde 1’i çok zayıf olsun. Yüzde 1’i 10 bin bina yapar, her bina dört katlı olursa 40 bin kat yapar, her bir kat 2 daire olursa 80 bin daire demek, her daireye 4 kişi koyarsan 320 bin insanın hayatı tehlikede demek. Bu sadece yüzde 1 üzerinden yola çıktığımız ihtimâl’ diyerek önlemlerin artmaması halinde Marmara Bölgesi’nde beklenen depremin etkilerinin ağır olacağını düşündüğünü belirtti.

‘MARMARA SÜREKLİ TAKİP EDİLİYOR’

Deprem bilimci Prof. Dr. Şener Üşümezsoy da Marmara Denizi’nde bulunan fay hatlarının sürekli olarak yakından takip edildiğini ve yaşanan gelişmelerin kayıt altına alındığını vurguladı. Prof. Dr. Üşümezsoy, “Marmara’da gerçekleşen her deprem hem AFAD tarafından hem Kandilli tarafından hem de uluslararası otoriteler tarafından kayıt altına alınıyor. Bu anlamda tansiyonu ölçülen bir hasta gibi sürekli olarak Marmara’da yaşanan hareketlilikler ölçülüyor” dedi.

Prof. Dr. Üşümezsoy, Kumburgaz çukurunda bulunan fayı işaret etti ve “Yapılan çalışmalar bize Kumburgaz çukurunda bulunan faya dikkat etmemiz gerektiğini gösteriyor. Bu benim ortaya attığım tez. Bana karşı olarak sunulan tez ise Kumburgaz’da bulunan fay hattının Silivri-Yeşilköy arasında bulunan fay ile birleşmesi üzerinden ilerliyor. Bu durumda 7.2 ila 7.6 büyüklüğü arasında bir deprem gerçekleşeceği üzerine tespitler yapıldı. Ben buna katılmıyorum. Yani Adalar’dan gelip Bakırköy’e kadar uzanan, oradan da Büyükçekmece bölgesine kadar giden fay ölü bir fay. Ancak bütün senaryolar Adalar’ın önünde bulunan fayda deprem olacağı üzerinden şekillenmişti. Mudanya’da yaşanan son depremler bu konuda herkesin dikkatini o bölgeye topladı ve yıllardır anlatılan senaryonun sorgulanmasına sebep oldu’ şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, ‘Biz yaptığımız araştırmalarda Marmara’nın güney bölgelerinde de risk olduğunu daha önceden ifade etmiştik ama bu o dönem çok dikkate alınmamıştı. Depremin kuzey hattında yaşanacağını düşünenler, Adalar güneyinden geçen fay üzerine yoğunlaşmışlardı. Yeşilköy’den başlayıp Gaziköy’e kadar giden fayın kırılacağı üzerine çalışmalar yapılıyordu. Oysa bunun da hatalı olduğu ortaya çıktı. 1912 yılında Tekirdağ ve Silivri’de bulunan fay kırılmış. Kumburgaz’da bulunan fay hattı ile Avcılar açıklarında bulunan fay bir düşünülerek senaryolar yapılıyordu ama bizim son çalışmalarımıza göre Avcılar açıklarında bulunan bir fay yok’ detayını paylaştı.

Prof. Dr. Üşümezsoy, ‘Benim tezlerime göre Marmara’da fay Yalova-Çınarcık hattından güneye doğru gidiyor. Orta Marmara’da olduğu söylenen 50 ila 70 kilometrelik fay bulunmuyor. Sadece Kumburgaz çukurunda 30 kilometrelik bir fay var ve bu 6.5 büyüklüğü civarında bir deprem üretebilir. 3 yıl önce Silivri açıklarında gerçekleşen depremin de durumun benim düşündüğüm gibi olduğunu gösteriyor’ bilgisini de sözlerine ekledi.

Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Marmara’nın güney kısmındaki Mudanya bölgesinde bulunan hâlâ faal olduğunu belirtti. Üşümezsoy, “Son depremler bize gösterdi ki buradaki fay çok faal olmasa da hâlâ aktif olarak çalışıyor. Benim çalışmalarım gösteriyor ki Kuzey Anadolu fayının güney kolu dediğimiz İznik’te bulunan fay, 1999’da enerjisini boşalttı ama Esenköy’de batıya doğru giden hatta stres var. Fay bu noktada Armutlu bölgesinden dönerek batıya doğru seyrediyor’ yorumunu yaptı.

Kuzey Anadolu fayının Marmara’da üç farklı kola ayrıldığını belirten Jeoloji Yüksek Mühendisi Prof. Dr. K. Erçin Kasapoğlu da, “Depremin kuzey kolunda Adalar’ın bölgesinde gerçekleşmesi bekleniyor. Bu deprem gerçekleşirse özellikle Marmara’nın kuzey kısımlarında ciddi şekilde hissedilecek. Güney bölgesinde de hissedilmesi oldukça muhtemel ama ben güney hattında ciddi bir hasar beklemiyorum. Benim tahminlerime göre beklenen depremin büyüklüğü 7.4’ten küçük olacak. Ben 7.0 büyüklüğünde bir deprem yaşanacağını düşünüyorum’ şeklinde konuştu.