Aklım erdiği günden bu tarafa İsrail Filistin Müslümanına ve Mescid-i Aksaya saldırıyor.
Dr. Vehbi KARAKAŞ
Aklım erdiği günden bu tarafa İsrail Filistin Müslümanına ve Mescid-i Aksaya saldırıyor. Bugün de hız kesmeden saldırılarına devam ediyor. Müslümanlar böyle darmadağın oldukları ve böyle kaldıkları müddetçe İsrail de bu kepazeliğine ve bu haydutluğuna devam edecektir. İsrail’i durdurmanın tek bir yolu var: Müslümanların akıllarını başlarına almaları, tefrikaya son vermeleri, birlik ve beraberliklerini oluşturmalarıdır. Bu birlik ve beraberlik, her İslam ülkesinin önce kendi halkları arasında olacaktır ve olmalıdır. Bunda başarılı olamayan İslam ülkeleri yöneticileri, İsrail’i kınamanın ötesine geçemeyecektir. Bu da İsrail’in daha fazla azmasına sebep olacaktır. İsrail’i kınamak yetmez. Onu durdurmanın, gurur ve kibrini kırmanın yolları bulunmalıdır.
“Allah’ım, Filistin Müslümanlarını ve Mescid-i Aksa’yı İsrail’in zulmünden ve saldırılarından koru ve kurtar” şeklinde dua etmek te yetmez. Evet Allah kurtarır, amenna ve saddakna ey Müslümanlar siz üzerinize düşen görevleri bilfiil yaparsanız Allah kurtarır.
Onun için benim içimden şöyle dua etmek geliyor: Allah’ım! İslam alemini, Müslüman milletleri ve İslam devletlerini içte ve dışta tefrika belasından, dağınıklık zafiyetinden koru ve kurtar. Neden böyle demek geliyor? Çünkü İslam alemi bu birlik ve beraberliği sağlasa, İsrail, bırakın Mescid-i Aksa’ya saldırmayı evinden dışarı çıkamaz. İslam aleminin dağınıklığındandır İsrail’in azgınlığı, sapkınlığı ve şımarıklığı. Yazık, yazık ki ne yazık! Mescid-i Aksa bütün Müslümanların ortak değeri iken İsrail’in saldırılarına karşı direnen, ölen, öldürülen sadece bir avuç kahraman Filistinli Müslüman, kahraman Filistinli çocuklar ve kahraman Filistinli kadınlar. İslam alemi için bu vaziyet ayıpların en büyüğü değil midir? İslam alemi bu ayıptan kurtulması için derhal derlenip toparlanmalı, birlik ve beraberliğini sağlamalı, İsrail’e haddini bildirmeli, mahzun Filistinlinin ve mahzun Mescid-i Aksa’nın yüzünü güldürmelidir.
Şu işe bakın: Tevhid akidesine mensup Müslümanlar tefrikaya düşmüş, dövülmeye devam ediyorlar; teslis akidesine mensup insanlar ABD’yi ve AB’yi kurmuşlar; dünya üzerinde etkinliklerini devam ettiriyorlar. Kur’an’ın: “Allah’ın ipine sımsıkı sarılın ve bölünüp parçalanmayın.” Ayetini Müslümanların uygulaması gerekirken, farkına varmadan gayr-ı müslimler uyguluyor. Allah’ın ahkâmını, Hz. Peygamberin ahlakını uygulamayan bir İslam toplumu nasıl başarılı olacak ve nasıl zalimlere galip gelecektir?