İstiklal marşı şairimiz Mehmet Akif Ersoy, vefatının 86. Yılında, hayatının son günlerini geçirdiği Mısır Apartmanın da anıldı.
İstanbul İl Kültür Turizm Müdürlüğü tarafından organize edilen program, Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı.
Anma etkinliğine Beyoğlu Kaymakamı Mustafa Demirelli, Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız, Fatih Belediyesi Başkanı M. Ergün Turan, İl Kültür Turizm Müdürü Coşkun Yılmaz ve Milli Şair’in torunu Selma Argon Ersoy katıldı. Beşiktaş Anadolu Lisesi öğrencilerinin de katıldığı anma programında, öğrencilerden Eray Bektaş’ın okuduğu “Ey Yolcu, uyan” şiiri, katılımcılara duygulu anlar yaşattı. İstanbul Devlet Tiyatroları oyuncusu Alp Ünsal, İstiklal Marşımızın tamamını okuyarak, Kurtuluş mücadelemizde ki ruhu katılımcılara tekrar yaşattı.
Kültür ve Turizm Bakanlığınca geçen yıl açılan “Mehmet Akif Ersoy hatıra evinin” bir yıl içinde elli bin kişi tarafından ziyaret edildiği kaydedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’da Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un vefatının 86. Yıl dönümünde bir mesaj yayınladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında “Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u ebedi aleme irtihalinin 86’ncı yıl dönümünde rahmetle, hürmetle, minnetle yad ediyorum” ifadeleriyle milli şairi yad etti.
HABER YORUM
Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy deyince ilk akla gelen, onun örnek kişiliğidir. Zira herkes bilmektedir ki o, yazdığı İstiklal Marşı için verilen ödülü kabul etmemiş ve “İstiklal Marşı benim değil milletimizindir” diyerek Safahat kitabına dahi almamıştır. Kanunen kaldırılması mümkün olmayan para mükâfatını Mehmed Âkif, fakir İslam kadın ve çocuklarına iş öğreterek sefaletlerine nihayet vermek amacıyla kurulan Darü’l-Mesâi adındaki hayır cemiyetine bağışlamıştır.
Milli mücadele esnasında yurdumuzun dört bir tarafına koşarak vaazlar veren Mehmet Akif Ersoy, Milli Mücadele noktasında halkımızı bilinçlendirmiştir. Hacı Bayram Camii’ndeki ilk vaazı üzerine, Darü’l-Hikmeti’l-İslâmiye’deki görevinden azledilmişti. Ama onun için önemli değildi bu azil. Önemli olan vatanın kurtulması ve selamet bulmasıydı. Bu fedakâr davranışlarıyla da Akif, milli mücadelenin mihenk taşı olma özelliğini perçinlemiş oldu.
27 Aralık 1936 yılında cenazesi defnedilen Milli şairimiz Akif’in cenazesine, devlet erkânından hiç kimsenin katılmaması ise ayrı bir garabettir. Mehmet Akif Ersoy’un cenazesine üniversite gençliği sahip çıkmış, talebe yurdundan getirilen bayrak tabuta örtülmüştür. Beyazıt camiinden kaldırılan cenaze esnasında ise İstihbarat görevlileri rapor tutmuşlar ve Ankara’ya bilgi vermişlerdir.
Cenaze merasiminden sonra Mustafa Kemal Atatürk, Üniversite rektörü Cemil Bilsel’e gönderdiği telgrafta şu ifadeleri kullanmıştır:
“Gençler, Mehmet Akif’in cenazesini üniversite binasının içine kadar sokmuşlardır. Bundan dolayı, gençlere teessüflerimi bildiriniz. Ve İstiklal Marşı şairine gösterdikleri kadirşinaslıklarından dolayı da, gözlerinden öptüğümü söyleyiniz.”
Mehmet Akif Ersoy’un cenazesine katılanların Ankara tarafından soruşturulması ise ilginç, ilginç olduğu kadar da dikkat çekicidir. Akif’in cenazesinde ateşli bir konuşma yapan Abdülkadir Karahan’da soruşturma geçiren gençlerden birisidir. Bizzat Atatürk tarafından çağırtılmış, haberi alan Karahan, kaçmış ve savcı yardımcılarından Karaşıhlı Ahmet Bey’in evinde saklanmış, olay sebebiyle de karakolda sorguya çekilmiştir.
Tek parti döneminde yaşanan bu olaylar ve Ankara’nın Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un cenazesinde ki tutum ve davranışı, “Mehmet Akif’in cenazesinden Ankara neden bu kadar korktu ki?” sorusunu akla getiriyor.
Mirat Haber olarak biz de, ahlakıyla, duruşuyla ve tavırlarıyla insanlığa örnek olmuş Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u rahmetle anıyor, onun sözü ve duasıyla haberimizi bitiriyoruz:
“ALLAH BU MİLLETE BİRDAHA İSTİKLAL MARŞI YAZDIRMASIN!”