Millî Mücadele’mizin manevi lideri Milletin Sesi Mehmet Akif Ersoy’u ebedi âleme irtihalinin 86.yıl dönümünde hürmet, rahmet ve minnetle yâd ediyoruz.
Mehmet Akif, sadece kendi çağının değil sonraki nesillerin inşasına da katkıda bulunan eserleriyle gerçek bir mütefekkirdir.
Davası ve derdi olan “ İslam Şairi” Burdur Milletvekilimiz ,27 Aralık 1936’da sona eren dünya hayatının her anı mücadele ve murakabe ile geçmiş; muzdarip ama daima umutlu, samimi ve ahlaklı bir ömür sürdürmüştür.
İstiklalimizin şiirini yazmak da Mehmet Akif’e nasip olmuş ve bir dönüm noktasında İstiklal Marşı, Türk milletinin kükreyen sesi olmuştur.
Bu vesileyle;
Safahat adlı Destansı Külliyatında ;duygu,düşünceleri ve verdiği mesajlar,günümüzde neye işaret etmektedir?
Müsaadeniz olursa birlikte bir göz atalım …
Değerli Dostlarım!
Bir İstikbal Marşı Olarak Safahat
Prof. Dr. Yavuz Bayram, Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Fen ve Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Samsun/Türkiye, ybayram@omu.edu.tr)özetle diyorki:
“İstikbal Şairi Olarak Mehmet Akif
İstiklal Marşı dışındaki şiirlerini topladığı Safahat(Akif , 2010); onun istikbal anlayışı ve istikbale dair tespitleri, değerlendirmeleri öneri bağlamında incelecektir.
Bir Istikbal Marşı olarak Safahat:21.Yüzyılın Safahatını Safahat’ tan Okumak
Mehmet Akif gibi öz’ü sözü bir, samimiyet ve özveri sahibi rol modellere son derece ciddi düzeyde ihtiyaç olduğu gözönünden bulundurulduğunda onun günümüz meselelerine yönelik öneri ve değerlendirmeleri de önem kazanmaktadır.
…
Mehmet Akif’ in Safahat’ ta dile getirdiği duygu ve düşünceleri ve verdiği mesajları 21.yüzyıl şartlarında nasıl algılanmalıdır? sorusuna cevap aranacaktır…
21.yüzyılın sosyal, kültürel, siyasal ve ekonomik gündemine bakan yönleriyle değerlendirilmiştir.
Zalime Karşı Mazlumun Yanında
Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem.
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
(Asım, başlıksız;384)
Bu iki mısra, Mehmet Akif’ in şahsiyetine dair önemli ip uçları veriyor.
Mısralar çalışma arkadaşına yapılmış bir haksızlık sebebiyle memuriyetten istifa etmiş biri olarak onun zulüm ve haksızlık gördüğü durumlarda nasıl bir tavır koyduğuna işaret etmektedir.
Söz konusu mısralardaki mesajın günümüz için de geçerli ve güncel olduğunu gösteren pek çok kanıttan biridir.
…
Sorumluluk Bilinci
Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta çiğerim.
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim.
“ Adam aldırma da geç git!” diyemem; aldırırım.
Çiğnerim çiğnenirim; hakkı tutar kaldırırım. ( Asım, başlıksız:384)
Akif ,hayatı boyunca her zaman sorumluluğu üstlenen bir tavır içinde olmuştur.Bu onun bize örnek olarak beklenen bir kişilik özelliğidir.
Hakikatin Peşinde
Hayır hayal İle yoktur benim alışverişim .
İnan ki her ne demişsem görüp de söylemişim.
Şudur cihanda benim en beğendiğim meslek:
Sözüm odun gibi olsun, hakikat olsun tek.(Fatih Kürsüsünde, İki Arkadaş Fatih Yokunda:227)
Her zaman hakkın ve hakikatin yanında olmak, Mehmet Akif’in bir yaşam felsefesi olmuştur.”
Nitekim;
“Hakîkat herkese lütfedilmez, hakîkat hak edene lütfedilir. Hakîkati hak etmek için çilesini ve bedelini ödemek gerekir. “işaret ederek, Yusuf Kaplan Hocamız , günümüze ışık tutmaktadır.
“Eğitim ve Bilim
Felaketin başı, hiç şüphe yok, cehaletimiz.
Bu derde çare bulunmaz ne olsa mektepsiz.( Fatih Kürsüsünde , Vaiz Kürsüde;266)
Milletin başına gelen her türlü felaketin cehaletten kaynaklandığına, bu felaketlerden kurtulmanın eğitim dışında bir yolu olmadığına değinmektedir.
Herhangi bir ırk ayrımı olmaksızın bütün milletin okuma yazma bilmemesinden ve kitaplara yeterince zaman ayırmamasından yakınmaktadır.
Ayrılık Değil Birlik
Girmeden tefrika bir millete düşman giremez.
Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez.(Süleymaniye Kürsüsünde;184)
Mehmet Akif, birlik beraberlik ruhuna değer veren ve bunu şiirlerine yansıtan şairlerimizin başında gelmektedir.
Bir toplumun birlik ve beraberlik içinde üstesinden gelemeyeceği bir engel yoktur.
21.yüzyıl şartlarında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak herkesin bu birlik bilinci içinde hareket etmesi beklenir.
Çalışma ve Gayret
Allah’a dayan, sa’ ye sarıl, hikmete ram ol…
Yol varsa budur, bilmiyorum başka yol.(Gölgeler, Yeis Yok;449)
Safahat’ ta Mehmet Akif’ in en çok üzerinde durduğu hususlardan biri de gayreti elden bırakmadan çalışmanın önemidir.
Allah’ a dayanmak yanında çalışmaya sarılmak gerektiğine işaret etmiştir.
Akif’ in çalışmaya ve ümitvar olmaya ne kadar önem ve değer verdiğini gösteren somut örneklerdir.
Ona göre gerçek Vatanseverlik en verimli bir biçimde çalışmakla mümkündür.
Bu gün İçin de azimle ve sebatla çalışmaktan başka çaremiz yoktur.
Asım’ın Nesli ve Nevruz
Asım’ın nesli, diyordum ya, nesilmiş gerçek.
İşte çiğnetmedi vatanını, çiğnetmeyecek.(Asım, başlıksız: 410)
…
İhtiyar amcanı dinler misin, oğlum, Nevruz?
Ne büyük söyle, ne çok söyle; yiğit işde gerek.
Lafı bol, karnı geniş soyları taklid etme;
Sözü sağlam, özü sağlam, adam ol, ırkına çek.(Gölgeler, Nevruz’a; 495)
Asım’ ın nesli Çanakkale’ de İngiliz ve Fransız güçlerine karşı “ Çanakkale Geçilmez” diyen nesildir. Sonra bu nesil, Milli Mücadele Döneminde başta Yunanlılar olmak üzere
Anadolu’ da gözü olan tüm ülkelere gereken dersi veren nesildir.
Hayat Arkadaşı
Seni bir nûra çıkarsam, diye, koştum durdum,
Ey, bütün dalgalı ömrümde, hayat arkadaşım!
Dağ mıdır, karşı gelen, taş mı, hep aştım, lâkin,
Buruşuk alnıma çarpan bu sefer kendi taşım!(Gölgeler, Hayat Arkadaşıma;497)
Akif’ in bu tavrı, günümüzde her fırsatta eşine karşı şiddet uygulayan sorumsuz, kaba ve düşüncesiz hoyrat insanlara ders niteliğindedir.
İman ve Ahlak
İmandır o cevher ki İlâhî ne büyüktür…
İmansız olan paslı yürek, sinede yüktür!(Safahat, Tevhid yahu Feryad;33)
İnsanların gerçek anlamda iman ve ahlak sahibi olmamalarıdır. Ona göre iman eşsiz bir değerdir. Çünkü sahibine irfan ehli ve ahlaklı insan olma haysiyetini kazandırır.
Allah’a gönülden inanmış bir insan; haksızlık, zulüm, cahillik, kabalık, tembellik, istismar gibi kötülüklerden uzak durur. Başkalarının haklarına saygı duyar. Elinden geldiğince ihtiyaç sahiplerine yardımcısı olmaya çalışır. Bu onun imanın gereğidir. Yirmi birinci yüzyıl şartlarında sözde ve söylemde değil özde ve eylemde iman sahibi olanların varlığına şiddetle ihtiyaç duyulmaktadır.
Hak Yolda Sebat
Değil mi cenge giden Çerkes’in, Laz’ın, Türkün,
Arab’la, Kürd ile bakidir ittihadı bugün;
Değil mi sinede birdir vuran yürek… Yılmaz!
Cihan yıkılsa, emin ol, bu cephe sarsılmaz!(Hatıralar, Berlin Hatıraları: 328-329)
Bu mısralar Mehmet Akif’ in sırat-ı müstakim olarak da adlandırılabilecek olan hak/Hak yolunda kararlı bir insan olduğuna işaret niteliğindedir.
Gerçekte ise bu mısralar,20.yüzyılda olduğu gibi 21.yüzyılda da yediden yetmişe herkes için önemli bir hatırlatma ve örnek niteliğinde değerlendirilmelidir.
Hangi İslam ? Hangi Müslüman?
Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz:
Gelmişiz, dünyaya milliyet nedir öğretmişiz!
(Hakkın Sesleri, başlıksız: 213)
…
Zira çağın Müslümanları İslam’ı gerçek anlamda temsil edecek olsaydı milyonlarca Müslüman canını kurtarmak ve karnını doyurmak için Batı ülkelerine sığınmak için ölümü bile göze alarak ülkelerini terk etmezlerdi.
İslam Ülkelerinin Durumu/Ümmetin Hal-i Pür-Melali
Müslüman mülkünü her yerde felâket vurdu… Bir bu toprak kalıyor dînimizin son yurdu! Bu da çiğnendi mi, çiğnendi demek Şer’-i mübîn; Hâk-sâr eyleme yâ Rab, onu olsun… (Süleymaniye Kürsüsünde;194) 21.yüzyıl İslam dünyasını ve Türkiye’yi işaret etmektedir. Bu durumda Bülbül başlıklı şiirinde bülbüle “Matem senin hakkın değil; benim hakkım”demesi gayet doğaldır.
Çevre Bilinci:
Eteklerinde zığın saklı bildiğin orman, Bugün barındıramaz hâle geldi bir tavşan! O, sırtı hiç de güneş bilmeyen yeşil dağlar, Yığın yığın kayalardır: Serâblar çağlar!(Fatih Kürsüsünde,İki Arkadaş Fatih Yolunda;227)
Onun çevreye karşı duyarlı olmanın bir göstergesi olarak değerlendirilebilir.
Çanakkale Şehitlerine
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhîd’i…
Bedr’in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi…
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
“Gömelim gel seni târîhe” desem, sığmazsın.
(Asım,başlıksız;412)
Akif bu tür şiirleri, 21.yüzyıl insanları olarak bize aklımızı başımıza almamızı, bu vatanın nasıl ve ne pahasına kazanıldığını ve nasıl korunduğunu unutmamamızı hatırlatıyor.
Tarihten İbret Almak
Geçmişten adam hisse kaparmış… Ne masal şey!
Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?
“Tarih”i “tekerrür” diye tarif ediyorlar;
Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?(Gölgeler, Kıssadan Hisse:477)
Akif’ in bu mısraları, değişmez bir gerçeğe işaret etmektedir.
Her türlü hatırlatmalara ve uyarılara rağmen tarih, zaman zaman tekerrür etmiştir. Oysa insan yaşananlardan ders alması yönüyle diğer canlılardan ayrılan bir varlıktır.
İnsanlık
Ölen insan mıdır ondan kalacak şey eseri, bir eşek göçtü mü ondan da nihayet semeri.(Gölgeleri, Ne Eser Ne De Semer;485)
Ona göre insan, öldükten sonra geride hayırla anılmasını sağlayacak şeyler bırakmaya gayret etmelidirler.
Şairin dediği gibi ne yapıp etmeli insanlığı ve insani değerleri yaşamalı ve yaşatmalıyız.
Hangi Aydın? Hangi Din Adamı?
“Sizde erbab-ı tefekkürle avâmın arası, Pek açık. İşte budur bence vücudun yarası Milletin beyni sayarsak mütefekkir kısmı, Bilmemiz lazım olur halkı da elbet cismi.” (Süleymaniye Kürsüsünde başlıksız; 187)
Ona göre aydınların halkla arasında uçurumlar vardır. Üstelik bu sözde Aydınlar, kendi değerlerini tanımadıkları , bilmedikleri, temsil etmeleri beklenen toplumdan ve toplumun değerlerinden çok uzaktır.
Öğretmen
Muallim ordusu derken, çekirge orduları Çıkarsa ortaya, artık hesap edin zararı! ‘Muallimim’ diyen olmak gerektir imanlı, Edepli, sonra liyakâtli, sonra vicdanlı. Bu dördü olmadan olmaz: Vazife, çünkü büyük… (Fatih Kürsüsünde ,Vaiz Kürsüde;267)
Şaire göre Öğretmen olmanın şartları vardır. Öğretmen sarsılmaz bir imana sahip olmalıdır.
Ve bu bağlamda topluma örnek olması beklenir.
Böyle öğretmenlere 21.yüzyılın başlarında da ciddi düzeyde ihtiyaç bulunmaktadır.
Adalet
Şu eşsiz kubbenin altında insandan eser yokmuş!
Diyorduk: “Bir buçuk milyar!” Meğer tek bir nefer yokmuş!
Bu hissiz toprağın üstünde mazlumîne yer yokmuş!
Adâlet şöyle dursun, böyle bir şeyden haber yokmuş!
Bütün boşlukmuş insanlık, Ne istersen meğer yokmuş!(Hakkın Sesleri, başlıksız:198)
Adalet başlığı altındaki bütün örneklerde yer alan tespit ve değerlendirmelerin 21.yüzyıl dünyası İçin de geçerli olduğunu söylemek mümkündür.
Ezan
Artık ey milleti merhume, sabah oldu uyan!
Sana az geldi ezanlar diye ötsün mü bu çan?
Ne Araplık ne de Türklük kalacak, aç gözünü!
Dinle Peygamberi zîşânın ilahi sözünü.
Türk Arapsız yaşayamaz, kim ki yaşar der delidir.
Arap’ın Türk ise hem sağ gözü hem de sağ elidir.
Veriniz baş başa, zira sonu hüsranı mübîn,
Ne hilafet kalıyor ortada, billahi ne din!
Medeniyet size çoktan beridir diş biliyor,
Evvela parçalamak, sonra da yutmak diliyor.
Arnavutlar size ibret olacakken hâlâ,
Ne bu şûrîde siyaset ne bu fasit dava?
Görmüyor gittiği yanlış yolu zannım çoğunuz,
Size rehberlik eden haydudu artık kovunuz!
Bunu benden duyunuz, ben ki Arnavut’um,
Başka bir şey diyemem. İşte perişan yurdum!
Ezan kelimesi , İslamı temsil etmek üzere kullanılmıştır.
Akif’in İstiklal Marşı’nda dediği gibi, ebediyen okunma kararlılığı korunmaktadır.
Namaz
Yetişmemiş bile olsak, kazası mümkündür.
Hayır, yetişmeli, madem edası mümkündür.(Fatih Kürsüsünde, İki Arkadaş Fatih Yolunda:237)
Nitekim, Akif’de her işini zamanında ve halkıyla yapmaya son derece önem göstermiş örnek bir şahsiyettir.
Kaldıki namazın zamanında kılınması noktasındaki hassasiyet aynı ölçüde devam etmektedir.
Kur’ an
Ya açar nazmı celilin bakarız yaprağına Yahut üfler geçeriz bir ölünün toprağına .
İnmemiştir hele Kuran şunu hakkıyla bilin :
Ne mezarlıkta okunmak ne de fal bakmak İçin.(Süleymaniye Kürsüsünde:175)
Ona göre Kur’anı Kerim, sırf mezarlıklarda okunmak İçin değildir.Hele hele onu birtakım hurafelere alet etmek asla kabul edilemez.
Vatan
— Ah! Karşımda vatan nâmına bir kabristan. Yatıyor şimdi… Nasıl yerlere geçmez insan? (Hakkın Sesleri, başlıksız:201)
Yirmibirinci yüzyıl başlarında yaşayan herkese bir uyarı niteliğindedir.
Hali hazırda İslam ülkelerinin hali perişanlığını ortaya koymaktadır.
Dua
O nûru gönder İlâhî, asırlar oldu, yeter! Bunaldı milletin âfâkı, bir sabâh ister.
(Hatıralar,Necid Çöllerinden Medine’ye:335)
Safahat’ ta sıklıkla ve dua ifadelerine rastlanmaktadır.Daha çok İslam ülkelerinin içinde bulundukları karanlıklardan kurtulmalarına yönelik dilekler dualarında yer almaktadır.
Milletin ve ümmetin geleceğine dair beklentilerle hareket etmiştir.
Rahmetle Anılmak
Toprakta gezen gölgeme toprak çekilince,
Günler şu heyulâyı da er, geç, silecektir.
Rahmetle anılmak, ebediyyet budur amma,
Sessiz yaşadım, kim beni, nerden bilecektir?
(Gölgeler ,Resmim için;477)
Öldükten sonra anılmak, üstelik rahmetle anılmak: her müslümanın ümidi ve davasıdır.
Onun da dediği gibi işte “ Ebeddiyet, budur”
Sonuç ve Değerlendirme
Özellikle milletin istiklaliyle ilgili söyledikleri nin 21.yüzyılın başlarına kadar uzanan süreçte geniş kitlelerde yankı ve karşılık bulduğu, dikkate alındığı ve nihayet İstiklal mücadelesinde sonuca tesir ettiği söylenebilir.
Mehmet Akif’ in istiklale dair söyledikleri yanında istikbale dair söylediklerinin de dikkate alınıp değerlendirilmesinde yarar olacaktır.”
Mehmet Akif Ersoy
Hayatı, Düşünceleri, Eserleri,
(TBMM Basımevi-1.Baskı Haziran 2022(sahife; 49-75) adlı Eserden, siz kıymetli kardeşlerimiz, güzide okuyucularımız İçin, özetle sunmaya gayret ettim.
Milli Şairimizin işaret ettiği imanlı ve inançlı, davası ve derdi, aziz milleti, devleti, vatanı ile Şanlı Türk bayrağının sonsuza dek dalgalanmasına alın ve akıl teri dökecek çift kanatlı 21. Yüzyılımızın Asım’ın Nesline,İstiklal ve
İstikbalimizin Şafak Yağmurlarına
Selam olsun…
Niyet Hayır Akibet Hayır !
Olur inşallah.
Kalın Sağlıcakla
Adnan Yılmaz
Allah razı olsun güzel bir değerlendirme