islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,5176
EURO
36,4214
ALTIN
2.963,66
BIST
9.142,22
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Az Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

MEKKE VE MEDİNE’NİN YENİDEN İNŞASI HAREMEYN’E HİZMET Mİ, TAHRİP Mİ?

MEKKE VE MEDİNE’NİN YENİDEN İNŞASI HAREMEYN’E HİZMET Mİ, TAHRİP Mİ?
7 Haziran 2023 09:00
A+
A-
Şehirlerin anası Mekke-i Mükerreme ve Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav)’in mübarek bedenini sinesinde barındıran Medine-i Münevvere, diğer bir tabirle Harameyn-i Şerifeyn, Devlet-i Aliyye-i Osmani’den sonra Suudi Krallığı tarafından yönetile gelmektedir. Var oluşlarından günümüze kadar bu iki kutsal beldeye hizmet edile gelmiş,  günümüzden kıyamete kadar da bu hizmete inşaallah devam edilecektir.
2008 yılından beri “Büyük Mekke Projesi” adı altında özellikle Mekke’de dağ, taş, mescit, kabir ve tarihi eser vb. ne varsa; yeni oteller, yeni alışveriş merkezleri için yerle yeksan edilmiş ve halen edilmektedir. Ancak bu arada takdir edilmesi gereken bir husus da, Harem-i Şerif’in büyütülmesi çalışmalarının bütün hızıyla devam etmesidir.
Âlemlere Rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed (sav)’e ev sahipliği yapan Medine-i Münevvere’deki Mescid-i Nebevi’nin de yıkılıp yerine dev bir cami projesi hazırlandığı ve yakında mevcut mescidin yıkılmasına başlanılacağı da dillendirilmektedir. Bu bilgiler basında da yazılıp çizilmekle kalmayıp bizatihi sahada gerekli çalışmalar, icraatlar yapılmaktadır. Efendimiz (sav)’in Kabri Şerifleri, Hz. Ebu Bekir (ra) ve Hz. Ömer (ra)’in kabirlerine nasıl bir müdahalenin yapılacağı, muammalığını korumaktadır. Yeşil Kubbenin tüm dünya Müslümanlarının gönüllerindeki yeri ve kalplerindeki izi herhalde Suud-i Hanedanı tarafından bilinmektedir. Umarım Müslümanların bu hassasiyetleri göz ardı edilmez. Ancak geçmişe baktığımızda pek de dikkate alınacağını zannetmiyorum. Bundan dolayıdır ki, dünya Müslümanlarının şimdiden, acilen önlem almaları gerekmektedir. Ebu Kubeys Dağını’in tepesindeki mescidi yıkıp yerine saray inşa eden, Ecdadımızın inşa ettiği Ecyad kalesini yerle bir edip üzerine Zam Zam Tower’i oturtan, Hz. Ebu Bekir’in evini yıkıp üzerine Hilton otelini yapan Suudi’ler, Mescid-i Nebevi’nin tümden yıkılarak yerine yenisinin inşası hususunda kimseyi dinleyeceklerini zannetmiyorum.
Mekke ve Medine’de tarihi eserlerin yaklaşık % 95’i, son otuz yılda yıkılmış, yerine yeni binalar, yeni alışveriş merkezleri inşa edilmiştir. Bütün bunların nedeni sorulduğunda, Hüccac’a, Müslümanlara hizmet için yapıldığı söylenmektedir. Ancak verilen cevapların hiçte doğru olmadığı, gerçeği yansıtmadığı icraatlarından ortaya çıkmaktadır. Haremeyn’in dokusunun tahrib edilerek, tarihi eserlerin yıkılarak, gerçekleştirilen bu tür projelerin amacının zengin hacılardan daha çok para kazanmak olduğu bilinen bir gerçektir.
Beytullah’a tepeden bakarcasına, adeta Kâbe’nin üzerine çullanmışçasına, mimari estetikten uzak, göz dolduramayacak bir şekilde inşa edilmiş binaların/otellerin yapılmış olması ve yapılmaya da devam edilmesi, Harem-i Şerife saygısızlık ve kendini bilmezlikten, mütekebbirlikten başka ne olabilir ki? Kâbe’nin çevresinde bulunan mesken alanlarının, otellerin, alışveriş merkezlerinin Harem-i Şeriften daha uzak alanlara intikali, inşa edilmesi ve buna ilaveten de ulaşımın rahatlatılması ve bila bedel hale getirilmesi, hem Harem-i Şerif açısından hem de hacılara büyük bir hizmet olacağından, aynı zamanda suretsizliğin bir sembolü olan Beytullah’a, Harem Bölgesine de saygı ve hürmetin tesisinin yeniden inşasını oluşturacağından Müslümanlar tarafından fevkalade hüsnü kabul görüp, takdire şayan olacaktır. Ecdadımızın Harameyn’e yaptığı hizmetler, bütün dünya Müslümanları tarafından bilinmektedir. Kâbe’nin revaklarına bakıldığında, boyları Kâbe’den yüksek değil, Kâbe’den daha alçak olarak inşa edilmişti. Bunun nedeni ise; Beylullah’a ve Kâbe’nin Rabbine olan tazim ve hürmetten başka ne olabilirdi? Şimdi onlardan da eser kalmamış ancak, sembol olarak bir kısmını yeniden inşa etmişler. Ecdadımızın  Mescid-i Nebevi’de de hizmeti/saygısı Kabeden farklı değildi. Hicaz demir yolu inşası sırasında raylar üzerine, gürültünün izalesi için keçe döşendiği ve tren Medine’ye yaklaştığında o keçelerin üzerine gül suyu döküldüğü ve Medine’nin gül kokusuna büründüğü malumdur. Ecdad bu hassasiyeti, Resulüllah (sav)’ın huzurunda yüksek sesle konuşmanın yasak olmasından 1 yola çıkarak, O’na olan sevgi, saygı ve bağlılık açısından ve ruhaniyetinin incinmemesinden dolayı böyle bir icraat gerçekleştirmişlerdir.
Sözlük manası “yasaklanmış, korunmuş, dokunulmaz” anlamına gelen “Harem” tabirinden de bahsetmemiz gerekir. Mekke ve Medine şehirlerinin barındırdığı, çevrelerindeki belirli bölgeler için kullanılır Harem tabiri. Bizzat Hz. Peygamberimiz (sav) tarafından çizilen harem hudutları dâhili, tabir caizse bir nevi sit alanı, isteyenin istediğini yapamayacağı bir bölge, bir alan. Zararlılar dışında canlıların öldürülmesi ve bitki örtüsüne zarar verilmesi haram kılınmıştır. Bundan dolayıdır ki, Mekke’ye el-Beledü’l-Haram, çevresindeki mescid de el-Mescid’ul-Haram diye anılmaktadır. Mekke hareminin dışında kalan bölgeye ise Harem’deki yasakların buralarda kalkması nedeniyle “Hil” denilmiştir. Mekke Haremi, İslam âlimleri arasındaki genel kabule göre “âlem”lerle sınırlı çevresi Allah tarafından Harem kılınmıştır. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de Yüce Rabbiz, “Biz onları, kendi katımızdan bir rızık olarak her şeyin ürünlerinin toplanıp getirildiği, güvenli, dokunulmaz bir yere (Mekke-i Mükerreme’ye) yerleştirmedik mi? Fakat onların çoğu bilmezler”.2 Diğer bir ayette: “Çevrelerinde insanlar kapılıp götürülürken, bizim (Mekke’yi) güven içinde dokunulmaz bir yer yaptığımızı görmediler mi?” 3 mealindeki ayetler Mekke’yi dokunulmaz ve güvenli (Heremen Aminen) bir bölge olarak nitelendirmektedir. İbn Abbas (ra)’tan rivayet edilen bir hadis-i şerifte ise, Hz. Peygamberimiz (sav) Mekke’nin fethedildiği gün yaptığı bir konuşmada, Allah’ın bu beldeyi yerleri ve gökleri yarattığı gün harem kıldığını ve kıyamete kadar da harem kalacağını belirtmiştir.4 Harem’in kendine has özelliği dolayısıyla gerek bu alanda barınan halkın gerekse hac, umre veya başka bir amaçla Harem’i ziyarete gelenlerin riayet etmesi gereken özel hükümler bulunmaktadır. Harem’deki evlerin satılması veya kiraya verilmesi, Hanefi mezhebine ve Ahmed b. Hanbel’den gelen bir rivayete göre caiz değildir. İbn Abbas, Said b. Cübeyr ve Katade b. Diame (ra), “…yerli ve taşralı bütün insanlara eşit (Kıble ve Mabed) kıldığımız Mescid-i Haram’dan (insanları) alıkoymaya kalkanlar (şunu bilmeliler ki) kim orada zulüm ile haktan sapmak isterse ona acı azaptan tattırırız”5  mealindeki ayetin, Mekke’nin yerlileriyle dışarıdan gelenler arasında ikamet hakkı bakımından eşitlik bulunduğuna işaret ettiği görüşündedir. İbnü’l-Cevzi ayrıca Hz. Peygamberimiz (sav)’in, “Mekke harem kılınmıştır; evlerinin satışı haram, meskenlerinin ücreti haramdır” 6 hadisiyle bu konuyu açık bir şekilde hükme bağlamıştır. Şafiiler ise Mekke’deki evler üzerinde sahiplerinin diledikleri gibi tasarrufta bulunmasını caiz görmüşlerdir. Caiz görmeyen âlimler, hac ve umre mevsimlerinde ziyaretçilerin mağdur edilmemesi bakımından konuyu ele almışlardır. İbadetlerin ifası bakımından maddi anlamda bir zorluk hâsıl olmaması içindir. Caiz gören fakihler ise, özel mülkiyet hakkına ilişkin genel ilkelerden yola çıkarak hareket etmişlerdir.
Mekke ve Medine’nin yönetim statüsü yeniden inşa edilmeli/düzenlenmeli. İslam Ülkeleri öncülüğünde/İslam Ümmeti tarafından özel bir yapıyla, ümmetçe katkı sağlanarak yönetilmesi ve bu yönetimin mübadeleyle/el değiştirmek suretiyle yapılmasının faydalı olacağı kanaatindeyim. Haremeyn bölgelerine inşa edilmesi gereken bina vb. yapılar Uluslararası ehil, uzman bir heyet tarafından karara bağlanmalıdır. İki büyük mescidin imam ve müezzinleri dünyaca ünlü kurra hafız, âlim ve muhlis ulemadan seçilmeli. Belediye hizmetleri, temizlik ve benzeri hizmetler de aynı şekilde icra edilmelidir. Hacılara birçok hizmet fahiş fiyatlarla sunulmamalı, hatta fakir hacıların ibate ve iaşe masrafları her yıl Hac için oluşturulacak bütçeden karşılanmalıdır.
Suudi Arabistan her ne kadar Bağımsız bir ülke olsa da, bağımsızlığını zedelemeden, Müslümanlara daha iyi hizmet verilmesi bakımından ikna edilmeleri hususunda, dünyaca ünlü aktörlerin özellikle sözü dinlenir devlet ricalinin ve diğer zevatın devreye girerek, Suud-i Hanedanının, Kraliyet ailesinin, aynı zamanda Suudi halkının da ikna edilmesi gerekmektedir. Böyle bir girişimin netice vermesi halinde, Müslümanların diğer hususlarda da kolektif akılla, ortak hareket edebileceği ve ezilmeyecekleri sömürülemeyecekleri ve kanlarının artık akıtılamayacağı anlamına geleceğini, İttihad-i İslam’ın yeniden inşasının bir başlangıcı olacağını bütün dünya müşahede edecektir.
Abdulgafur Levent
Mekke-i Mükerreme
Kaynakça:
1- Hucurat Suresi 49/2.
2- Kasas Suresi 28/57.
3- Ankebut Suresi 29/67.
4- Buhari “Sayd”, 10; Müslim “Hac”, 445, 446.
5- Hac Suresi 22/25.
6- Darekutni, III, 57.
ETİKETLER: ÜSTMANŞET, yazarlar
Yorumlar
  1. Ahmet TARHAN dedi ki:

    Hocam bu metindeki bütün görüşlerinize yürekten katılıyorum. Zaman zaman bu görüşlerinizi benzer konuları arkadaşlar arasında konuşuyoruz. Yürekten katılıyorum saygılar.

  2. Halil Kendir dedi ki:

    Hocam Allah razı olsun. Müslümanların ortak dileğini ifade etmişsiniz; Harem bölgesi, Mekke ve Medine bütün Müslümanların ortak değeridir. Bir devletin sınırları içinde olsa da orada dilediği gibi tasarrufta bulunamaması gerekir. Ortak bir komisyon kurulması en isabetli olandır.

  3. kavz dedi ki:

    Saygıdeğer hocamızı tebrik ediyoruz. Meseleyi vazıh bir şekilde izah etmişler. selam ve dua ile Allah razı olsun.