Kitabın ortasından başlayalım bugünkü haber yorumumuza…
Geçen Nisan ayında yani tam bir sene önce Meral Akşener meclis kürsüsünden Afet İnan’ın “Medeni Bilgiler” adlı kitabını sallayarak, “Bunu alacaksınız; tüm teşkilatlarımıza, genç teşkilatlarımıza dağıtacaksınız. Bundan sonra hediyemiz Nutuk’un yanına budur. İnşallah iktidar olduğumuzda bunu ders olarak okutacağız” demişti.
Yeni Şafak gazetesinden Hüseyin Likoğlu, İslamı ve Müslümanları tahkir eden kitap hakkında ki bu olayı tam bir sene sonra köşesine taşıyarak gündeme getirdi…
Hüseyin Likoğlu, İYİ Parti genel başkanı Meral Akşener’in “Ben hacıyım, 7 yaşından beri beş vakit namaz kılıyorum, Allah herkese nasip etsin” sözlerine de değinerek, Akşener’in dini istismar ettiğine vurgu yaptı.
Kaldı ki İslam’a, Müslümanlara ve peygamberimize (SAV) hakaretler içeren “Medeni Bilgiler” kitabını iktidara geldiğinde okullarda okutulacağını beyan eden biri için ilk akla gelen, din istismarcılığıdır. Ya da Sayın Akşener, eline tutuşturulan kitap hakkında içeriğine bakmadan, meclis kürsüsünden ahkam kesmiştir. İki durumda da sonuç vahimdir.
Pekiyi sözü edilen “Medeni Bilgiler” kitabında neler var? İsterseniz kitaptan, okuyucularımızın dikkatine birkaç paragraf sunalım.
“Türkler Arapların dinini kabul etmeden evvel de büyük bir millet idi. Arapların dinini kabul ettikten sonra, bu din ne Arapların ne aynı dindeki Acemlerin ne de Mısırlılar ile sair milletlerin Türklerle birleşip bir millet teşkil etmelerine hiçbir tesir etmedi. Bilakis, Türk milletinin milli rabıtalarını gevşetti, milli hislerini, milli heyecanını uyuşturdu.”
“Muhammed’in kurduğu dinin amacı, bütün ulusların üstünde yaygın bir Arap ulusçuluğu politikasına dayanıyordu. Bu Arap düşüncesi, ümmet sözcüğüyle dile getirildi. Muhammed’in dinini kabul edenler, kendilerini unutmaya, yaşamlarını Allah sözcüğünün her yerde yükseltilmesine adamaya zorunlu idiler.”
“Türk ulusu birçok yüzyıl boyunca ne yaptığını ne yapacağını bilmeksizin, adeta bir sözcüğünün anlamını bilmediği halde Kur’an’ı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndüler.”
“Bir yandan Arapları zorla buyrukları altına aldılar, bir yandan Avrupa’da, Allah sözcüğünün kutsal parolası altında Hristiyan ulusları yönetimleri altına aldılar…. Mısır’da belirsiz bir adamı halifedir diye yok ettiler, hırkasıdır diye bir palaspareyi hilafet belirtisi ve ayrıcalığı olarak altın sandıklara koydular. Halife oldular…. Kimi zaman Doğu’ya, kimi zaman Batı’ya ya da her yana birden saldıra saldıra Türk ulusunu Allah için peygamber için topraklarını, benliğini unutturacak, yalnız Allah yolunda kılacak derin bir gaflet ve yorgunluk beşiğinde uyuttular.”
Bu satırlardan sonra yorumu siz değerli okuyucularımıza bırakıyoruz!
MİRATHABER.COM