Kan ve yıkım, 16 devlet, üç resmi dil, 400 milyon nüfus, 10 trilyonluk ekonomiyle ve hızlı büyümesiyle bir Orta Doğu iktisadi ve sosyal birliğini önlemeye yönelik
Bizi bir türlü almadıkları, 1963 Ankara Anlaşmasından bu yana 55 senedir oyaladıkları Avrupa Birliği’nebir bakalım.
Nüfus 510milyon, 28devlet,24resmi dil var.
Gayri safi milli hasılası satınalma gücüne göre 20 trilyonun üzerinde. Büyüme hızı yüzde bir civarlarında. 72 senedir barış var.
Şimdi bir de Ortadoğu ülkelerine bakalım. Aslında merkez ülkelerdemek daha doğru, çünkü burası Avrupa’ya göre Orta Doğu. Yoksa insanlık tarihinden bu yana, son birkaç yüzyıl haricinde hep merkez olmuş. Haritaya bakmak yeterli.
Merkez ülkeler: Türkiye, Mısır, İran, Suudi Arabistan, Irak, Suriye, Yemen, Azerbaycan, Ürdün, Lübnan, Umman, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Kuveyt, Bahreyn ve Filistin.
Toplam nüfus yaklaşık 400 milyonlaAvrupa Birliği’nin %80’ine yakın. Ancak nüfusu hızla artıyor.
Resmi dil olarak sadece üç dil, Arapça, Farsça ve Türkçe var.
72 yıldır Yugoslavya’nın parçalanmasıyla olan savaş ve soykırımın dışında hiçbir savaş çıkmayan Avrupa’ya karşın Merkez ülkelerde 15 savaş ve iç savaş oldu. Bunlara ek olarak bir o kadar kanlı ihtilal de eklenebilir. Darbeleri saymıyorum bile. Hatta şu anda üç ülkede savaş en ağır şekilde devam ediyor, diğer ikisi de işgal altında.
Bütün bu korkunç yıkımlara engellere rağmen satınalma gücüne göre gayrı milli hâsıla 9 trilyon $civarında. Bu da dünyanın en zengin ekonomisi Avrupa Birliği’nin yarısına yaklaşıyor.
Şimdi bir de savaşların olmadığını, iç savaşların yaşanmadığını, darbelerin ve ihtilallerin tezgahlanmadığını düşünelim.
Buna ek olarak ortak para birimi olduğunu, küresel bankacılık sisteminden kurtulduğunu, arasında ticaret yaparken AB ve ABD’ye komisyon vermediğini, ürün alırken önce birbirinden aldığını, ortak projeler yaptığını, biri zor durumda olduğunda diğerlerinin keseyi açtığını düşünelim.
Hiç şüphe yok ki böyle bir durumda Avrupa Birliği’yle aynı düzeye geleceği açıktır.
24 dilli, 28 ülkeli ve tarihte hiç aynı çatı altında olmamış Avrupa, ortak çıkarları için birleşirken 3 resmi dilli 16 Merkez Ülkesineden bir araya gelemiyor?
Bir araya gelmek için niyet bile gösterilse tepemize çöküyorlar. Türkiye Suriye’yle sınırları kaldırdı, “rejim düşmesine aylar yok haftalar var, bu fırsatı kaçırma” diye kandırdılar, iç savaş çıkardılar. Biraz insanlar yakınlaşır gibi oldu, mevcut devletler de üçer beşer parçaya bölecekplanlar yaptılar.
Fakat Merkez Ülkelerin birleşmesi akıl ve mantıkgereğidir. Eninde sonunda elitler bunun kendi çıkarlarına da olduğunu idrak edecekler.
Türkiye’nin yeri Avrupa’nın kıyısında beklemek değil, ateşi söndürmek, bir daha hiç oyunlara gelmemek ve Merkez Ülkeler ittifakınıoluşturmak olmalıdır.
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi