Milletin Menfaatine Olan, Seçim Yatırımı Olarak Değerlendirilemez

Başbakan Bin Ali Yıldırım, yaklaşık 300 milyarlık bir yapılanma ile devlet ile vatandaş arasında oluşmuş borç ilişkisinin yeniden yapılandırılarak, seçimler sonrası yeni siyasi yönetim biçimi olan Başkanlık sistemine hazırlar mahiyetinde açıklama yaptı.

Yeniden Yapılandırma diyebileceğimiz; maliyeyle işi olan, gümrükte sorunu olan, sigortaya borçlu olan vatandaşların borç ilişkisi ile; devlet kurumları ile sorunlu konuların vergi ve prim borçları yeniden yapılandırılacak. Trafik cezası borçları yeniden yapılandırılacak.

Sayın Başbakanın “vatandaşlarla el sıkışacağız”tanımlaması ile atılan bu adım 31 Mart 2018 tarihi başlangıcı olarak kabul edilip, vatandaş borcunun 36 ay taksitle veya peşin olarak ödeyebilecek. Halkın devlete olan yaklaşık 13 milyar TL motorlu taşıtlar vergisi, 3.4 milyar trafik cezaları dahil yeniden yapılandırma kapsamına alınarak halkla devletin el sıkışmasının gerçek bir örneğini teşkil edecek.

Bu süreç bize Ak Parti’nin “sessiz yığınların sesi” sloganı ile iktidara geliş günlerini hatırlattı. Önü tıkanmış bir siyasetin yeniden yapılanma süreci ile dış ilişkilerde; emir alan bir Türkiye değil, kazan kazan ilişkisi ile dünya siyasetinde ağırlığını koyan bir Türkiye oldu.

Kimsenin beklemediği kadar etkin bir siyasetin yapıldığı o günlerde, devrimsel mahiyette ekonomik adımlar atılmaya çalışıldıkça, ekonomi sistemini kontrol eden küresel faizci yapı, siyasal başarıların önüne sürekli bir engel olarak ekonomik tehdit oluşturdu.

Faiz, döviz, borsa üçgeni ile reel ekonominin önünde sürekli engel oldu. Bölgesinde ve dünya siyasetinde etkin Türkiye, reel ekonomiye her desteğini arttırdıkça, içerideki kripto finans sistemi faiz ensturmanı ile yatırımcının belini kırmıştır.

Şimdi görünen o ki, Sayın Başbakanın yaptığı bu açıklama, kotlanmış klasik uygulama olan sürekli borçlanarak reel sektörü desteklemeanlayışının dışına çıkan, tabana yönelik halkla bütünlük sağlayacak atılmış ekonomik adımlardır. Bu tamamen halkın menfaatine olan bir yapılanmadır. Kurulu faizci sistem bunu istemez.Faizci düzen, seçili milli irade ile halk arasında sürekli bir çatışmanın olmasını ister. Bunun temel nedeni oynanan büyük finansal oyunun görülmesinin istenmemesidir.

İçerideki dışa bağımlı kripto finans ve bürokrasinin hedefi, halkla seçili milli iradenin asla sağlam bir devlet vatandaş ilişkisinin olmamasıdır. Borsada, dövizde, reel sektörün kredilendirilmesinde, halkın kredilendirilmesinde heden budur. Başbakanın yaptığı 300 milyara yakın bu yeni yapılandırma, direk tabana yöneliktir. Bu onları ve siyasal temsilcilerini son derece rahatsız edecek, bunun seçim yatırımı olduğunu ifade edeceklerdir.

Ben şimdi soruyorum; bir hükümetin amacı milleti ekonomik olarak refah düzeyini yükseltmek değil mi?

Devletle vatandaş arasındaki barışı sağlamak değil mi?

Kurulu faizci sistemin halkın üzerine bindirilmiş faizli borçları kaldırmak değil mi?

Hükümetin temel hedefi ve görevleri arasında bu olduğu halde, hiç bir kaygı haklı eleştiri olarak kabul edilemez. Bir eleştiri yapılacaksa o da bunun geciktiği konusudur.

Burada asıl rahatsız olan kurulu faizci finans sistemi olup; kontrol ettikleri para ile oluşturdukları baskıcı para politikalarının güdümünden çıkmış bir maliye politikasının, halkın menfaatine yansıma yönüdür. Onlar asla böylesine kapsamlı bir ekonomik kararla halkın menfaatine alınmış kararlardan razı olmaz.

Yapılacak seçimlerle geçeceğimiz yeni siyasi sistemin, yeni ekonomik sistemi olmak zorundadır. Bu kararlar bunun işaretini veriyor. Buraya ancak faizciler itiraz eder. 15 Temmuz sonrası ve öncesi olarak zihinsel kotlarımıza baktığımızda; devletin yeniden yapılanması, siyasi yönetimin yeniden yapılanması, ekonomik sistemin yeniden yapılanmasını da kaçınılmaz kılmıştır.

Bu adımlar siyasi bağımsızlığın yansıması olarak; ekonomik bağımsızlığımız için halka yönelik atılmıştır. Kurulu finansın öğreti ve öngörülerini ezip geçmiştir. Yeni iktisadi yapılanmanın işaretleri olmuştur.

Tam bağımsızlığımız için, iktisadi bağımsızlığımız şarttır.

Selam ve dua ile…

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi