Gelişen yeni teknolojiler sayesinde eğitim ve öğrenim her yerde aynı standartlarda ve ücretsiz olarak verilebilecek hale geldi. Simülasyonlar, bilgisayar oyunları, videolar, eğitim yönelimli sosyal medya uygulamaları ve öğrenme yönetim sistemlerinin etkin kullanımıyla çok zor olan konuları daha hızlı ve verimli aktarmak mümkün. 1980’li yıllardan beri var olan bu yöntemleri verimli kullanım henüz yaygınlaşmadı. Devlet bunun için var.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın teknolojiye yaklaşımı stratejik değil, sadece bir taktik amaç için. Bütün yöntemler, gelenekler, tanımlar aynı kalırken, teknoloji bir hızlandırıcı, bir çoklaştırıcı olarak görülüyor.
Bunun tipik örneği Fatih Projesi’nde tabletlerin yeri. Bu küçük ve pratik bilgisayarlar, çoklu bir kitaptan farklı görülmemekte. Benzer bir durum da sözde “akıllı tahta”. Bunlara yaklaşım, bir piyanonun, davuldan başka bir müzik aleti kullanmamış bir grup tarafından davul olarak kullanılması, sadece kapağına vurarak müziğe katkı sağlaması gibi.
Oysa bilgisayarlar, kitap ve tahta gibi araçların taklit edilmesinin çok ötesinde bütün eğitim sürecini değiştirecek bir etki sağlayabilir.
Bunların arasında en önemlisi bilgisayarlar üzerinden yapılan eğitsel oyunlar ve simülasyonlardır. Eğitsel oyunların tarihi insanlık tarihi kadar eskidir, hatta ondan da eskidir. Birçok canl çeşitli oranlarda yavrularını eğitmek için oyunlardan yararlanır. Bunlar eğlenceli, zevkli ama öğrenmeye yönelik uygulamalardır.
Okullarda eğitsel oyunlar da çok eskidir. Günümüzdeki bütün sporlar, özellikle takım sporları, savaşa hazırlık için birer eğitim uygulamasından çıkmadır. Örneğin futbol, İngiliz elit okullarında subaylığa hazırlanan üst sınıf çocuklarının takım koordinasyonu için geliştirilmiştir. Prusya askeri liselerinde zorunlu ders olarak okutulan satranç, askeri strateji sanatını öğreten bir oyundur.
Ancak bilgisayarlarla eğitsel oyunların olanakları çok artmıştır. Bir eğlence olarak çok karmaşık konuları, örneğin belediye yönetimini, diz kapağı ameliyatını, nükleer reaktör kullanımını çok hızlı anlatmak mümkün.
Simülasyonlarla, yani gerçeğe yakın uygulamalarla bu daha da ileri gitti. Amerika’da otomobil ehliyeti artık bilgisayar üzerinde veriliyor. Yolcu uçağı pilotları eğitimlerini n büyük bölümünü simülatörlerde alıyorlar. Satış elemanı eğitimlerinde simülatörler 20 senedir kullanılmakta. İşletme yüksek lisans programları da çok uzun süredir çoklu simülasyon oyunlarıyla stratejik yönetimi öğretmekte.
Orduların oyun ve simülasyon kullanımıysa çok ileri boyutlarda. Amerikan ordusu bütün kuvvetlerine, özellikle işgalde kullanacaksa, zorlu konularda, içinde yerel halkla iletişim de dahil simülasyonlara girmesini emrediyor. Bununla eğitimde milyarlarca dolarlık verim sağlıyor. Bugün internet kafelerde binlerce gencin birbirini vurarak eğlendiği silahlı oyunlar askeriyedeki özel kuvvetlerden çıkma.
Çoklu oyunlar da eğitici oyun ve simülasyonların bir türü olarak, çok sayıda kullanıcının, hatta milyonlarca kullanıcının birbiriyle gerçek hayattaki gibi etkileşimi, yarışması ve mücadelesine dayalı oyunlar. MMORPG kısaltması verilen bu oyunlar tamamen eğlence yönelimli olabileceği gibi eğitime yönelik de kullanılabiliyor.
Bilgisayar oyun ve simülasyonlarındaki verim, üç ayda anlatılan ve öğrencinin öfleye pöfleye zorla çalıştığı, tam anlamadığı ve hafızasından kolayca kaçan bir konu, bilgisayarlı yöntemlerle, büyük bir eğlence, hatta rekabet, hayat memat meselesi haline getirilerek, bir hafta sonunda ve akıldan çıkmayacak şekilde öğretilebiliyor.
E-öğrenme üretimi de 1970 ve 1980’lerdeki ilk ev bilgisayarlarından bu yana var. Ancak çeşitli nedenlerle, tarihsel engellerle, tam olarak anlaşılamamaktan dolayı, çok alt düzeylerde, beklenenin altında bir verimle, 100 milyarlık eğitim pastasının ancak binde biri kadar bir oranında kullanılmakta. Oysa bu oranın çoktan %50’ye çıkması gerekirdi.
Bunun nedeni, eğitimi, oyunu ve bilgisayarı tam olarak anlayan ve buna göre içerik oluşturacak kalitede ekiplerin olmaması. Oysa her tür teknoloji hazır.
Bir başka önemli eğitim kanalı da, videolar ve canlı yayınlarla çok geniş kitlelere erişmek. Birçok kaliteli üniversite kendi nitelikli eğitimcilerinin eğitimlerini on yıldan fazla süredir bilgisayar İnternet ücretsiz olarak yayınlamakta.
Bunların ışığında 21. Yüzyılda elimizde hazır olan ve yüzyıllardır geliştirilmiş teknoloji ve yöntemlerin tam olarak kullanılmadığı, bunların çok eskimiş eğitim süreçlerini yeniden tanımlamak değil, mevcut yapı değişmeden makyaj olarak kullanılacak şekilde görüldüğünü anlıyoruz.
Yeni dönemde bu değişmek zorunda.
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi