KÜLTÜR

MİRAÇ GECESİ

Önümüzdeki 27 şubat, 26 recep Pazar günü inşaallah Miraç kandilini idrak edeceğiz. Mekkeli Müslümanlar, her konuda müşriklerin zulüm ve boykotuna maruz kalmışlardı. Bu sıkıntılar içinde iken Efendimiz (s.a.v.), önce amcası Ebu Talibi, sonra da hanımı Hz. Hatice’yi kaybetmişti. Onların himayesini kaybetmenin ağır üzüntüsünü yaşıyordu. İşte böyle bir zamanda Yüce Rabbimiz, sevgili Peygamberimizi İsra ve miraç ile şereflendirdi. Nazil olan ayet-i kerimede:

“Bir gece, kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye (Muhammed) kulunu Mescid-i Haram’dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allah noksan sıfatlardan münezzehtir; O, gerçekten işitendir, görendir. Buyruluyordu.( İsra Suresi 17/1) 

Miraç hadisesini akılları almayan müşrikler,  onu alay konusu yapmak istiyorlardı.    

“Resulullah’ın Miraca gittiği gecenin sabahında Ebu Cehil, gelerek,   

“Yeni bir şey var mı?” diye sorar. 

“Evet, bu gece Mescid-i Aksa’ya götürüldüm” dediği zaman, alaycı bir eda ile  “Sonra da aramızda oldun öylemi der.!” 

“Evet!” cevabını alınca  

“Kavmini çağırsam bu hikâyeni onlara da anlatır mısın?” der. 

“Evet!” cevabını alınca şaşkına dönerler: 

“Bize Mescidi aksanın vasıflarını tarif eder misin?” Derler.

Cenab-ı Hak Beytu’l-Makdis’i gözünün önüne getirir. Ve onlara cevap verdirir.   Konu ile ilgili hadis-i şerifte:

“Kureyş beni yalanladığı vakit, Hıcr’da doğruldum. Allah Teala hazretleri Beytu’l-Makdis’i bana tecelli ettirdi. Ben onlara onun alâmetlerini birer birer haber vermeye başladım. Ben Beytu’l-Makdis’e  bakıyor hem de haber veriyordum.” Buyrulmaktadır.( Buharî, Menakıbu’l-Ensar , Tefsir, İsra 3; Müslim, İman,  Tirmizî, Tefsir, Benî İsrail,) 

Mirac hadisesi ile alay etmek isteyen müşrikler, kendilerine destek olması için, olayı Hz. Ebu Bekir (r.a.)’e anlatırlar. Hz. Ebubekir, “Ben şahadet ederim ki, o sadıktır, doğru sözlüdür!” der. Bunun üzerine müşrikler hayal kırıklığına uğrar,  Hz. EbuBekir de   sıddık sıfatına nail olur.

Miraç Hadisesi ayetlerle tespit edilen en büyük mucizelerden biridir. İlahi bir lütuf olarak bizim Peygamberimize nasip olmuştur. Biz de böyle bir peygambere ümmet olmakla iftihar ediyor, Rabbimize şükrediyoruz. Miraç, rahmet ve hikmetlerle dolu bir gecede, maddeden uzaklaşarak manaya ulaşmak; fânî olandan vazgeçip bâkî olana yönelmek demektir.

Miraç; Cenab-ı Hak’tan gelen davete icabet eden Peygamberimizin her adımda O’na yaklaşması demektir. Miraç, gönül dünyamıza yaptığımız yolculukla imanımızı güçlendirmek demektir.

Miraç, Mekke ile Kudüs arasındaki mukaddes yolculuk bağının korunması demektir. Bundan dolayı Kudüs, bizim dilimizdeki dua, yüreğimizdeki yaramızdır. Zira mümin miraçsız,  mirâç da Mescid-i Aksâ’sız olmaz. Bu yönüyle Kudüs ve Mescid-i Aksa, bize sevgili Peygamberimizin emanetidir. Asırlar boyunca Müslümanların idaresinde iken barış ve huzur yurdu olarak anılan Kudüs, işgal altında bulunduğu için, Müslümanlara yapılan zulüm, şiddet ve acının merkezi haline getirilmiştir. Miraç; Allah Resulünün Mescid-i Aksâ’dan Rabbimize doğru yükselip, vahiy alması demektir. Bu durum Necim Suresinde:

“Battığı zaman yıldıza Andolsun ki; Arkadaşınız (Muhammed) sapmadı ve bâtıla inanmadı. O,arzusuna göre de konuşmaz.O (nun bildirdikleri) vahyedilenden başkası değildir.. Çünkü onu güçlü kuvvetli biri (Cebrail) öğretti. Ve üstün yaratılışlı(meleklik şekliyle), doğruldu. Kendisi en yüksek ufukta iken. Sonra (Muhammed’e) yaklaştı,(yere doğru)sarktı.
O kadar ki (birleştirilmiş) iki yay arası kadar, hatta daha da yakın oldu.
Bunun üzerine Allah, kuluna vahyini bildirdi. (Gözleriyle) gördüğünü kalbi yalanlamadı.
Onun gördükleri hakkında şimdi kendisi ile tartışacak mısınız?”Buyrulmaktadır.
(Necm, 58/1- 12).

Miraç Peygamberimizi, yakınlarını kaybetmenin üzüntüsünden kurtarıp, yeniden yola koyulmasını sağlamıştır. Peygamber(s.a.v.) Efendimizin miraçtan getirdiği hediyeleri kısaca arz edelim. Miracın birinci hediyesi: Bizim miracımız ve dirilişimiz olan beş vakit namazdır. İkinci hediyesi: Allah’a ortak koşmayan kimselerin, günahlarının bağışlanacağı ve sonunda cennete gireceklerinin müjdelenmesidir. Üçüncü hediyesi: Her gün yatsı namazının arkasından okuyarak, imanımızı dile getirdiğimiz Bakara suresinin son iki ayetidir.

Müminler için ikramlarla dolu olan miraç gecesi için,  özel bir ibadet şekli yoktur. Kaza ve nafile namazı kılmalı, Kur’an okuyup, sadaka verip, dua ve tövbe etmek suretiyle günahlarımızdan kurtulmaya çalışmalıyız. İnsanların unvanları büyüdükçe inkârları da büyük olmaktadır. Maalesef günümüzde din adına konuşan insanlardan, miracı inkâr edenlerde vardır. Allah onları ıslah eylesin.

Rabbimiz, Miraç Gecesi’ne ulaşıp, feyiz ve bereketinden istifade etmemizi cümlemize nasip eylesin.

Emekli Müftü ALİ KARA 

 

 

Recent Posts

  • Gündem

KUR’ÂN ARAŞTIRICISIYDI BEL’AM MI OLDU!

Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…

18 dakika ago
  • Gündem

YALNIZCA VE SADECE MİLLETİMİZİN ASKERLERİNE MUHTACIZ

Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…

4 saat ago
  • Gündem

İBB Meclisi’nde İstanbul’da Suya Her Ay Zam Yapılacak

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…

5 saat ago
  • Gündem

Marmara’da Lodos: Deniz Ulaşımı Olumsuz Etkilendi

İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…

6 saat ago
  • Makale

Evrensel Bir Kişilik Profili: Ebu Leheb ve Karısı (1)

Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…

6 saat ago
  • Makale

Bünyamin’in Alıkonma Süreci ve Su Kabı Meselesi-2

Önceki yazımızda Yûsuf 12/76 ayetini kısmen ele almıştık. Bu yazımızda ise ayetin ele almadığımız yönleri…

6 saat ago