Ülkemizde ve bütün dünyada Korona’ya karşı çeşitli ölçülerde koruma sağladığı belirtilen aşılama kampanyaları başlatılmıştır. İki farklı Çin aşısı ve Rus aşısı gelişmekte olan ülkelerde uygulanırken bunlardan çok farklı yeni bir teknoloji uygulayan Avrupa ve Amerika aşıları Batı ülkeleri ve İsrail’de tatbik edilmekte.
Özellikle son dönemde gerek Sinovac aşısının başarı oranlarının Brezilya tarafından yarı yarıya ihtimal olarak gösterilmesi, aşı olduktan sonra bir ay boyunca ikinci kez aşı oluncaya kadar bir koruma sağlamaması, ikinci aşıdan sonra da aşının etkisinin birkaç ay içinde kaybedilebilmesi, aşı maddesi içinde domuz jelatini bulunması halkın endişelerine yol açtı. Buna karşın ülkelerin diyanet işleri fetva heyetlerinin yayınladıkları fetvalar ve ülkelerin devlet başkanları ve başbakanlarının aşı kampanyaların en ön sırada yer alan fotoğraflar vermeleri, bu endişeleri halk nezdinde azalttı.
Aşılama kampanyası öncelikle sağlık kesimi, ardından devlet memurları, ardından da halkın üzerinde uygulanacak. Gelişmeler başlarda bunun zorla olmayacağı yönündeyken, giderek bunun zorlamaya dönüşeceği endişeleri de belirmekte. Öncelikle kendinden geçen bazı jakoben tıp insanlarının halka üstten bakan sözleriyle başlayan bu zorlamaların resmen zorunlu değil ama mecburen yapılması gerekli hale getirilerek sürdürülmesi tehlikesi belirmekte.
Aşının gayrıresmi zorlamalarla yapılması insan haklarına aykırıdır. HES kodları kullanılarak, aşı olmayan devlet hizmetlerine baş vuramaz, aşı olmayan otobüse binemez, aşı olmayan yiyecek almak için mağazaya giremez denilerek, insanları zorla aşılamak doğru değildir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun bütün toplu taşımada HES kodu işlenmiş kartların kullanılması zorunlu aşılamaya doğru ilerleyen bir yoldur. CHP belediyesinin bu adımı, tıpkı Komünist devletlerin Balkanlarda ve Orta Asya’da yaptığı başörtünü çıkarmazsan ekmek almak için fırına girmen yasak gibi, ya da 28 Şubattaki gibi bir zorlamadır.
Eğer aşı %50.4, %78 veya %91 değil de %100 başarılı olsaydı, eğer sadece ikinci aşıdan sonra iki ay süreyle değil, tek aşıyla yaşam boyu koruma sağlasaydı, bu da kesin bilimsel olarak kanıtlanmış olsaydı, hiçbir yan etkisinin de bulunmadığı ortaya konsaydı belki aşı yaptırmamanın akla mantığa aykırı olduğu iddia edilebilirdi. Ancak o durumda bile insanların belirli ek tedbirler alması karşılığında aşı yaptırmama hakkı korunmalıdır.
Devletimizin halkı korumak için yaptığı çabaları bütünüyle destekliyor ve iftihar ediyoruz ancak insan haklarının korunması temelinde ve tepeden inmeci jakoben devlet kültürünün uygulanmaması şartıyla.
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…