Mirat Haber’den: Avrupa’da Türklere ve Müslümanlara Yönelik Şiddet

Avrupa kıtasında ve Avrupa kökenlilerin yaşadıkları Kuzey Amerika, Okyanusya gibi bölgelerde İslamofobi ve Müslümanlara yönelik şiddet vakaları çok hızlı biçimde artmaktadır. Gün geçmemektedir ki Avrupalıların ülkelerinde İslam’a karşı aleni hakaretler, cami cemaatlerine saldırılar, sokakta yürüyen başörtülü kadınlara şiddet, Müslüman gençerin sokaklarda kimliklerinden dolayı öldürülmesi, Müslüman göçmenlerin haklarının gasp edilmesi hatta polis tarafından dövülmeleri batırılmaları öldürülmeleri vakaları yaşanmasın. Bunlar gazetelere dökülen açık şiddet suçları. Her an her dakika Müslüman olanlara yönelik işyerlerinde, devlet dairelerinde, okullarda ayırımcılık ve hak gasplarını saymıyoruz.

Son 20 yılda sistematik olarak İsrail devleti, Amerikan Yahudi Lobisi, Hindistan gibi noktalardan (Kuran Yahudi ve Müşriklerin amansız düşmanlığını haber vermiştir) finansmanı yapılan ve küresel medya tarafından pompalanan İslamofobya, yani İslam düşmanlığı, bireylerin ve grupların şiddete başvurmları, toplu katliamlar bile yapmalarına zemin hazırladı. Pek çok ülkede bu zihniyete sahip olan polis teşkilatları genelikle Müslüman karşıtı şiddeti ve bu yönde organize terör örgütlerini araştırmamakta, araştırsa da eylemlerini görmezden gelmektedir. Halktan devşirilen şiddet hareketleri bu şekilde son 20 yılda devletlerin eylemsizliğiyle gelişmiştir.

Ancak son yıllarda farklı bir haraket tarzı başlamıştır. Bu da doğrudan Devlet İslamofobisi. Dünya devetlerinde İslamofobi ve açık Müslüman düşmanlığ yeni değil. Hindistan, İsrail, Myanmar, Çin ve pek çok Asya ülkesi açıkça İslamiyetle sıcak savaş yapmakta, yüzbinlerce Mümini katletmekte. Hindistan bölgede 600 milyondan fazla insan tarafından yaşanan İslamiyeti bir din olarak görmediğini 2019 yılı sonundaki göç yasasının içine koydu. Ancak Avrupa da ilk kez buna girdi, şimdi devletler olarak açıkça İslam’ı diğer dinlerden farklı, din olarak değil terör ideolojisi olarak ele almaya başladı.

Bunun örneği olarak Macron’un açık İslam Düşmanı taaruzu sadece sözde değil, bugün 140 caminin kapatılması süreciylei her camiye polis baskınları ve “teftişlerle” bu hafta içinde resmen başlamış durumda. Geçtiğimiz haftalarda Türk çocuklarına inançlarının sorulması ve polis baskısı altına alınması yaşanmıştı. Kısaca, Müslümanlık dinine inanç Fransa’da da diğer Avrupa ülkelerinde de suç olarak alınma süreci içinde. Almanya geçtiğimiz aylarda Şiilerinin camilerine “Hizbullah etkisi var” diyerek polis özel hareket baskınları yaptı.

Oysa terörizmle mücadele ayrıdır, dini haklar ayrıdır. Ayrıca Batı Avrupa’da yaşayan 20 milyondan fazla müslümanın binde biri terörizmle ilgili, Müslümanların %99.9’u teröre karşıyken bunu dine mal etmek kuşkusuz bir bahanedir. Avrpa içine girdiği yaşlanma, sapıklaşma, manevi çöküntü ve ekonomik gerilemeyi, 20 milyon Müslüman’ın mallarına el koyarak, soykırımla, kalanları köleleştirerek telafi etmeye çalışıyor. Daha önce de Avrupa içine girdiği büyük krizleri azınlıklara yönelik katliamlar ve soykırımları izleyen el koymalarla aşmıştı. Şimdi ilaveten buna teşvik eden küresel Satanist güçler de destek vermekte.

Müslümanlar olarak bir yandan durumu iyi anlayarak sonraki adımlarımızı düşünmeli, mücadeleyi her zamanki gibi devlete bırakıp durumu pasif olarak izlememeliyiz. Durum ciddi.