Mart 1971’e doğru kendilerini Türkiye’nin kurtarıcısı gören bir grup Marksist subay, yazar, bürokrat, ülkenin Baas Partisi’ne benzeyen, Sovyetler Birliği güdümünde bir rejime dönmesi için darbe planlamaktaydı. Cuntanın solcu Yön dergisi merkezli sivil ayağının lideri Doğan Avcıoğlu’ydu. Askeri kanadı uzun yıllardır emekli subaylardan Madanoğlu koordine ediyordu, başına da en üst rütbeli olan Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Faruk Gürler geçmişti. Önemli bir beyin Hava Kuvvetleri Komutanı Org. Muhsin Batur’du. Hedef olarak 9 Mart 1971 seçilmişti, hazırlıklar bitmişti. Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç’ı kontrol altına alacaklarını düşünüyorlardı.
Hesapta olmayan Birinci Ordu Komutanı Orgeneral Faik Türün’dü. Türün eski tarz bir insandı, antikomünistti, Komünizme karşı silahlı çatışmada bulunmuş, Çin kolordusunu Kunuri geçidinde durduran Kore Türk Tugayı’nın kurmay başkanlığını yapmıştı. İstihbaratı alınca sol darbeyi önlemek için Ankara’daki komutan kardeşiyle cunta karargahını sardı, tek başına içeri girdi sol darbe durmazsa kendisi dahil binadaki herkes öleceğini bildirdi. Cunta geri adım atınca, uzlaşma yönünde daha yumuşak ama o zaman artan teröre karşı bir muhtıra önerdi ve 12 Mart’ta hükümetin kstifasını istedi.
Adalet Partisi’nin tek başına iktidardaki başbakanı Süleyman Demirel 12 Mart muhtıra mektubunu okuyunca istifa etti. Onun yerine teknokratlar hükümetleri kuruldu. Demirel’i izleyen muhtıra başbakanları, Nihat Erim, Ferit Melen ve Naim Talu oldular. Yıllar sonra Nihat Erim sol terör tarafından katledildi ve korkakların infazına kurban giden ikinci başbakan oldu. 12 Mart’ta CHP’nin başında İsmet İnönü son dönemini yaşıyordu. Dolaylı yoldan destekledi. Sol kanatın lideri Genel Sekreter Bülent Ecevit ise CHP’nin tepki göstermemedi üzerine istifasını verdi.
İki yıla yakın bir süre Faik Türün Türkiye’nin en güçlü kişisiydi. Ancak esas hedefi 9 Martçılardı. Genelkurmayı pasifize etti. Yön dergicileri topladı ve Ziverbey Köşkünde sorguladı. Ancak 9 Martçılar pes etmediler, 1973 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sol cuntanın adayı Faruk Gürler oldu. Muhsin Batur cumhurbaşkanlığı seçimini etkilemek için TBMM üzerinden jetlere pike yaptırdı. Ancak meclis bu kez direndi ve Demokrat Parti döneminde saygın biri olan emekli Oramiral Fahri Korutürk’ü seçti. Bu seçimle 12 Mart dönemi sona erdi.
Gençlerimiz için bu yakın dönem ne yazık ki bir bilinmeyendir. Hatta siyaset bilimciler bile olayları fazla bilmez. Oysa geçmişten ders almamız gerekir. Sonuçta bir avuç kendinden menkul aşırı solcu ve hırslı insan bir darbeyle ülkeyi komünist bloka sokacakken son anda Türün’ün karşı müdahalesiyle önlenmişti.
Allah bize feraset versin, darbeler, muhtıralar, hain planları 15 Temmuz’daki gibi önlemeyi nasib etsin.