Saadet Partisi ülkemizde oy oranının çok üstünde potansiyeli olan bir siyasi harekettir. Bunun nedenleri
1. 50 yıllık etkin ve zinde bir parti örgütünün hala devam etmesi,
2. kendisinden ayrı olmasına rağmen ileride bütünleşebileceği Yeniden Refah gibi çeşitli dinamik grupların bulunması,
3. iktidardaki AK Parti’nin köken olarak bu hareketten kopmuş olmasından dolayı organik bütünlüğü bulunması,
4. AK partinin savunma sanayii gibi ana projeleri ve yaklaşımların Saadet başkanı Erbakan’ınkiler üzerine kurulu olması,
5. alternatif para, iktisat, kalkınma, İslam birliği alanlarında Erbakan kökenli projelerin Milli Gmörüş Saadet camiasında günümüze uyarlanmasıdır. Bu nedenle Cumhurbaşkanımızın Saadet’in Millet ittifakından çıkıp Cumhur İttifakına girmesini görmek istemesi doğaldır. Bu nedenle partinin ve hareketin en üst organının başkanı Oğuzhan Asiltürk’le görüşmüştür. Bu da partide bir tartışma ve hareket başlatmıştır. Oğuzhan Asiltürk dünürü, dostu ve yakın çalışma arkadaşı Temel Karamollaoğlu’nun yerine alternatif önerisinde bulunmuştur.
Temel Karamollaoğlu parti içinde sevilen ve benimsenen bir kişidir. Bununla birlikte içinde yabancılarla iç içe, hatta terör bulunduran bir ittifakta yer alması, söyleminin yapıcı düzeyde olmaması, projeler sunmaması, yaşının ilerlemesi ve orta vadede bir beklenti bulunmaması endişe kaynağı olmuştur. Teşkilat içinde 20 yıldır her an gelebileceğine bakılan ve sevilen diğer isim de Prof. Dr. Mete Gündoğan’dır. Gündoğan’ın özelliği Erbakan’ın en yakınındaki kişilerden biri olarak temel fikirlerini, alternatif ekonomi modelini, İslam birliği yaklaşımını ve projelerini geliştirmeye devam eden kişi olması, bir fikir grubunun olmasıdır.
Türkiye için olabilecek en uygun çözüm, Saadet yüksek istişare konseyinde Asiltürk ve Karamollaoğlu’nun çalışmalarına devam etmesi, yönetime Mete Gündoğan’ın gelmesi, Saadet’in Cumhur ittifakı görüşmelerinin başlaması, protokol şartı olarak
1. faize dayalı iktisadi sistemin değişip tabana dayalı ekonomiye ilerlemek,
2. İstanbul Sözleşmesi rejiminin kaldırılıp toplumsal barışın tesisi,
3. İslam ülkeleri arası yakınlaşma ve ittifakın stratejik olarak artırılması,
4. başta ABD tahakkümünden çıkmış milli yazılım olmak üzere savunma ve teknoloji sanayiinde vites yükseltilmesi ilkeleri konmasıdır.
Bunlar, Cumhurbaşkanının da gönlünde olan ancak çevresinden destek alamadığı konulardır. Saadetin gelmesi, ittifak protokolünün uygulanması sonucu, bunların gerçeklik kazanması mümkün olur. Kan kaybeden ve metal yorgunu AK iktidar da yepyeni bir ruhla yeniden ayağa kalkar, milli ve manevi yöndeki projelerin bu kez sistemi oluşturmasına izin verecek ikinci bir dönem başlar.
Bu nedenle Mete Gündoğan’ın 10 yıl önce aday olduğu gibi yine aday olmaya ikna edilmesinde, partinin organik unsuru olarak idareyi almasında, AK Parti’yle ve MHP’yle ittifak kurulmasında, toplumumuz için zorunlu iktisadi-sosyal projeleri yeniden başlamasında, faize, yolsuzluğa, sapıklığa karşı savaş açılmasında ülkemiz ve İslam âlemi açısından yarar görüyoruz.