Paris belediye başkanlığına yükselmiş Macar Yahudisi Nicholas Sarkozy, önceki eşiyle bir nikâhta tanıştı. Bu tanışmayı farklı kılan, kendisinin nikâhını kıyan belediye reisi, onun da nikâhı kıyılan arkadaşının gelini olması, ilişkinin nikâh haftasında başlaması. Arkadaşının nikâhını kıydığı eşiyle ilişki kuran politik lider, elbette rüşvet ve irtikâbı vaka-i adiyeden görür. Bu, aynı zamanda Fransız siyasetinin ve toplumunun da bir özeti: bütün her şey yalan ve göstermelik. Halk arasındaki adıyla Sarko bu kokuşmuşluğun sembolüydü. İnsanların zihninde Sarko’nun yolsuzluk, usulsüzlük, rakiplerine yasadışı komplo kurup kurmadığı konusunda bir soru bulunmuyordu. Soru, sistemin bunu cezalandırıp cezalandırmayacağı konusundaydı.
Sarkozy, DeGaulle’ci Fransız derin devletine karşı bir İngiliz-ABD operasyonuydu. Tıpkı Schröder Almanya’sı gibi Fransız ulusalcı Derin devleti de Chirac döneminde ABD Irak işgaline karşı çıkmış, ilişkiler gerilmişti. Chirac yerine hazırlanan Dışişleri Bakanı Dominic de Villepin tasfiye edilip ABD yanlısı Sarko iktidara getirilmişti. Fransa derin devletinin başa geçmesi mukadder görülen başkan adayı Dominic Strauss-Khan da bir Obama-Sarko operasyonuyla tasfiye edilmişti. ABD-İngiliz ekseninden bağımsız hareket etmeye başlayan Almanya’da da benzer bir operasyon yapılarak Merkel ile taşlar yerine oturmuştu.
Chirac-Schröder ikilisi Türkiye’nin AB’ye girmesini desteklerken Sarkozy-Merkel ikilisi kesinlikle buna karşı oldu. Bizim sürecimiz durduruldu. Diğer yandan Sarko zamanında İslam düşmanlığı daha kuvvetli bir ses bulmaya başladı. Banliyö eylemlerine verdiği ırkçı karşılık Müslümanların kanını dondurmuştu. Ancak Sarko’nun da dönemi bitti, siyasi hayatı sona erdi. Yaptıklarının küçük bir bölümü bile onun hapse girmesi için yeterli. Türkler ve Müslümanlar arasından cezaevini ziyarete gidecek pek kimse çıkmayacaktır.