Mobbing Bir İnsanlık Suçudur

Yargıtay: Mobbing İçin Somut İspat Gereklidir

Bir hukuk bürosunda sekreter olarak çalışan kadın, iş sözleşmesinin işverence haksız şekilde feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenmesi istemiyle dava açtı. Davacı kadın, iş yerinde “mobbinge” maruz kaldığını da ileri sürerek, manevî tazminat istedi. Davaya bakan İstanbul 12. İş Mahkemesi, iş sözleşmesinin işverence haklı bir sebep olmadan feshedildiğine karar vererek, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığına hükmetti. Yerel mahkeme, davacının görevi dâhilinde olmayan işlerde çalıştırılıp mobbinge maruz kaldığı sonucuna vararak, davacıya manevi tazminat ödenmesine de karar verdi. Ancak kararın temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay 9. Hukuk Dairesine geldi. Daire, ispat yükünün bu iddiayı ileri süren davacıda olduğunu belirtilerek, davacının mobbing iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle kararı bozdu.

Mobbing Bir İnsanlık Suçudur

Mobbing kavramının kaynağı, Latince “mobile vulgus” kelimesine dayanır. İngilizce’de “mob” fiili, bir yerde toplanmak, saldırmak ve rahatsız etmek anlamına gelir. İsim olarak “mob”, kararsız kalabalık, şiddete yönelmiş topluluk anlamlarına gelmektedir. Modern dünyada “mob”, dâhilî ve haricî kontrolden uzak olan, düzensiz, kısa ömürlü ve çok sayıda kişiyi ihtiva eden bir sosyal yığın türüdür. “Mob” kapsamına giren fertlerin karşılıklı sosyal münasebeti çok zayıftır. Ancak; hareketin dinî-siyasî-manevî lideri ile “mob” üyeleri arasında yoğun bir ilişki vardır. Mobdaki kişiler, liderin sosyal güç ve etkisi altında kalarak, yoğun bir ideolojik, ırkî, dinî, siyasî duygu ve taassup seline kapılarak, kalabalık halinde ve aktif bir biçimde protesto veya şiddet içeren anti-sosyal davranış biçimleri ve eylemleri göstermektedir.

Mobbing ise, özellikle işyerinde çalışan kişilere bilinçli ve-fakat açık veya kapalı olarak uygulanan duygusal saldırı, şiddet, psikolojik linç, yıldırma ve(ya) terör eylemleridir. Mobbing uygulayan işverenler, başkalarını yıpratmak, eziyet etmek, engellemek ve tepki almak maksadıyla sürekli olarak çalıştırdığı işçisini kışkırtan, baskı yapan, korkutan, yıldıran veya rahatını kaçıran davranışlarda bulunur. Bu tutum ve davranış, aslında düşmanca ve ahlâk dışı yöntemlerle sistematik bir biçimde uygulanan bir psikolojik terör türüdür.

İşletmelerde ve kurumlarda çoğu kez işverenler veya amirler tarafından değişik türde çalışan personel üzerinde psikolojik baskı yapılmaktadır. Aşırı baskı sebebiyle çalışanların bünyesinde çeşitli rahatsızlıklar meydana gelmektedir. Mobbing yöntemlerinin başında yapılan icraatları ve işleri sürekli eleştirmek, çalışanı görmezlikten gelmek ve ilgi göstermemek, çalışanın dinî ve siyasî görüşleriyle alay etmek, gıyabında konuşmak ve hakkında dedikodu yapmak, cinsel imalarda veya sözlü cinsel tacizde bulunmak ve kişinin güvenini sarsan sözler ve eylemlerde bulunmak gelmektedir.

Mobbing’i uygulayan kişiler, gücün/paranın getirdiği aşırı özgüvene bağlı olarak genelde sosyal sorumluluk şuuruna sahip değildir, nevrotik yönden rahatsızdır. Bu kişilerde genelde anti-sosyal, obsesif veya narsist kişilik bozuklukları vardır. Tutum ve davranışları bir nevi paranoit bir eğilim gösterir.

Yargıtay’ın Kararı Ne Kadar İsabetlidir?

Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin bozma kararında, iş yerinde psikolojik tacizin, çağdaş hukukun son zamanlarda mahkeme kararlarında ve öğretide dile getirdiği bir hukukî bir kavram olduğuna işaret edildi. Kararda işçinin işverene karşı korunmasının esas olduğu kabul edilmekle birlikte işçinin anlattığı mobbing ile ilgili olayların kendi içinde tutarlı olması ve buna dair kuvvetli bir emarenin bulunması gerektiğine işaret edilmektedir.

İlgili davada davacı, işverenin kendisine son yıllarda kötü muamelede bulunduğunu, görevi dâhilinde olmayan işlerin yaptırıldığını, aşağılandığını, azarlandığını, hakarete, cinsel içerikli konuşmalara maruz kaldığını ve buna bağlı olarak ruhsal sağlığının bozulduğunu sağlık kurulu raporu ile ortaya koyduğu halde mahkeme, şahit beyanlarının doğrudan görgü ve bilgiye değil, davacının söylemlerine dayalı olduğu, beyanlarda sistematik bir baskı durumunun da ortaya konmadığı gerekçesiyle davacının (işçinin) aleyhine ve davalının (işverenin) lehine bir karar vermiştir.

Kanaatimce mahkeme, mobbing varlığının davacı tarafından ispatlandırılmasına dair şartları daha da ağırlaştırmıştır. Kaldı ki bu gibi durumlarda şahitler, genelde aynı iş ortamında bulunan diğer işçilerden oluştuğu için, özellikle halen istihdam edilenlerin işveren aleyhine olabilecek bir beyanda bulunması, işten olma riski barındırdığı için, hayli zordur. Dolayısıyla mahkeme, işçi-işveren ilişkinin devam eden bir personelden mobbinge uğrayan bir kişinin lehine beyanda bulunmadığı diye davacının iddialarını dikkate almaması düşündürücüdür.

Diğer yandan bir işverenin bir işçisine karşı sinsice uyguladığı ötekileştirici ve onur zedeleyici yönetim anlayışını ispatlamak da hayli zordur. İşçilerden oluşan görgü şahitleri, kasıtlı ve sistematik olarak bir çalışanın aşağılanması, küçümsenmesi ve dışlanması karşısında susmaları, ahlâken yadırganabilir ama maalesef bir işyerinde işçi sendikası temsilcilerinin olmadığı ve(ya) işçiler arasında da rekabetin yaygın olduğu iş ortamlarında bir işçinin mobbinge uğradığını ispatlaması hayli güçtür. O halde işyerlerinde mübbing sorunu nasıl çözülebilir?

Mobbing’e Karşı Çare

İşletmelerimizde çoğu zaman kurum kültürü olmadığı için, işverenler de iş ahlâkına aykırı tutum ve davranışlar sergileyebilmektedir. Endüstriyel demokrasi kapsamında işletmelerde işçi sendikası temsilcilerinin, bağımsız işyeri konseylerinin ve(ya) disiplin kurullarının bulundurulması şartı getirilmesi halinde işverenlerin işçilerine karşı keyfi davranışlarının da önüne geçilebilir.

Böylece işçilere, şikâyet etme ve hak arama imkânları verilmiş olunur. Mobbing’in olmamasında işverenlere büyük bir sorumluluk düşmektedir. Eğer işverenlerde Allah korkusu varsa, vicdanlarını her akşam muhasebeye çekiyorlarsa bırakınız mobbing’in emaresinin ortaya çıkması o işletme barış ve huzur vardır. Aslında her şey işverenin ihlaslı, bilinçli ve sorumlu olmasına bağlıdır. Bu bağlamda Peygamberimizin (sav) olası bir mobbing olayına karşı işverenlere yönelik ihtarını hatırlatmak isterim:

“İşçi kardeşleriniz, sizin işlerinizi yapan kimselerdir. Allah, onları ellerinizin altına verdi; dileseydi sizi onların eli altına sokabilirdi. Öyleyse, yanınızda işçi çalıştırıyorsanız, yediğinizden onlara da yedirin, giydiğinizden onlara da giydirin. Onlara güçlerini aşan bir iş teklif etmeyin; eğer zor bir işi yapmalarını isterseniz, siz de onlara yardım edin!” (Müslim, İmân, 38, 40).

Bu hadis-i şerifi benimseyen ve tatbik eden Müslüman bir işveren, işçisine hiç mobbing uygulayabilir mi?

Prof. Dr. Ali SEYYAR

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Recent Posts

  • Makale

COP 29, G20’DERKEN..

Rio’da uzlaşma için görüş birliği sağlanamadı. Toplantı sonrası Rio’da başarısız bir darbe girişimi oldu. Dünyayı…

2 saat ago
  • Gündem

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Netanyahu ve Gallant İçin Yakalama Kararı Çıkardı!

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…

10 saat ago
  • Gündem

KUR’ÂN ARAŞTIRICISIYDI BEL’AM MI OLDU!

Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…

11 saat ago
  • Gündem

YALNIZCA VE SADECE MİLLETİMİZİN ASKERLERİNE MUHTACIZ

Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…

14 saat ago
  • Gündem

İBB Meclisi’nde İstanbul’da Suya Her Ay Zam Yapılacak

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…

15 saat ago
  • Gündem

Marmara’da Lodos: Deniz Ulaşımı Olumsuz Etkilendi

İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…

16 saat ago