Yüce Rabbimizin insanlığa son mesajlarını içeren Kur’ân-Kerîm’de Boşanmaya ilişkin bir Sûre indirdiğini ve Aziz Peygamberimizin de boşanmayı meşru kılan Allah’ın gereksiz boşanmayı hiç mi hiç sevmediğini bildirdiğini hatırlatarak Besmele ile yazımıza başlayalım.
Eskilerde boşanmalar; Yuvayı dişi kuş yapardı..
Boşanma Evlilik alanı içinde ele alınması gereken çok önemli bir başlıktır. Bundan 30 yıl öncesine kadar yetişkin erkek ve kadının hayatında evlilik olayı ve olgusu; evlilik öncesinde görücü usulü çabalar ve evlilik içi iletişiminde ise karı-koca uyuşmazlığı, geçimsizliği, kavgaları şeklinde görülürdü. Erkeğin evine bakmaması, olgunlaşamama, iş-meslek-geçim sorunları gibi çok sınırlı biçimde ve daha çok erkeklere bağlı problemlerle birlikte ortaya çıkardı. Bunlar da evlilik içinde kalınarak kadınların zamanla kocam evine işine bağlanacaktır umudunu sabrına katık ettiği kadın, annesi, kayınvalide ve kayınbabaların duyarlılıklarıyla halledilirdi.
Günümüzde ”yuvayı dişi kuş yapar” ilkesi değişerek “boşanmaya dişi kuş ön ayak olur” anlayışına evirilmiştir. Artık evlilik alanına kadının ailede geçim sağlama çabalarının yerine; boşanma, boşanma sonrası, ikinci üçüncü evlilikler ve tek ebeveynli aileler gibi aşamalar ve süreçler dâhil olmuştur.
Zamanımızda boşanmaların baş aktörü kadınlardır..
Boşanma aşamalarının en önemli aktörü ise kadınlar olmuş durumdadır. Son TÜİK rakamlarına göre boşanmak isteyenler daha çok kadınlardır. Öyleki 16-25 yaş aralığındaki kadınlarda boşanma davası açma oranı erkeklere nispetle on kat fazladır. Kadınların ezici üstünlükle önde giden boşanma talebi ancak, 25-29 yaş aralığında erkeklerle eşitlenmeye başlamaktadır. Kadınların yaşları ilerledikçe boşanma talepleri azalmakta ve 65+ yaş dilimine kadar bu sefer erkekler, boşanma talebinde kadınları geçmektedir. Son yıllarda 35-50 yaş grubundan itibaren erkeklerin kadınlara nispetle katlanarak artan boşanma taleplerinin arkasındaysa en çok, yaşlanan karılarını genç yaşta kadınlarla evlenerek değiştirme istekleri yer almaktadır.
Kısacası ilk evlilik yıllarında kadınların; 20-30 yıl sonrasında da erkeklerin evliliklerini sonlandırmalarında yaş, fizik, güzellik gibi nicel özellikler belirleyici olmaya başlamıştır. Nitelik, maneviyat, mana, vefa, duygu ve değerlerin umursanmadığı, para etmediği derin bir yozlaşmanın tam ortasında olarak, evlilikler zorlaşmakta boşanmalar kolaylaşmaktadır.
Geçimsizlik adı altında neler neler..
Zamanımızın boşanma sebepleri geçimsizlik adı altında zina, sadakatsizlik, saygısızlık, dayak ve kötü muamele, çocuklara yanlış örnek olma endişesi gibi toplum ve aile gerçekleridir. Bunlar yanında daha çok sayıda boşanma nedenleri sayabiliriz. Dikkatle bakılırsa yukarıdan beri görülen aile huzursuzluğu ve boşanma sebeplerinin altında; kadim geleneğin aile yapısındaki değerlerin yozlaşmışlığının olduğu açıkça görülmektedir. Kadim değerler batılı modern değerler ile daha doğrusu manevi ve duygu yüklü olanlar, maddi ve nicel değerlerle yer değiştirmekte ve ilişki ile iletişim düzenleri de buna göre değişmektedir.
AVM’ler ve Tapınak Şövalyeleri..
Yoğun, sık, samimi ilişkilerle örülmüş kadim ve geleneksel yapının yerinde şimdi bina edilmeye çalışılan, batı toplumunun tabiattan kopuk, modernize, yoğunluksuz, sığ ve dar ilişkilerin sathi ve yüzeysel yapısı bütün manevi unsurları etkilemekte ve her geçen gün hızlıca değiştirmektedir. Kırlar, Köyler, yaylalar yerine sıcak deniz kenarlarında boğulan, Süper AVM’lerde Kapitalist ayinlere koşarak havasız binalarda sahte tapınak gezileriyle eşya ve mal alarak, tatmin olmaya çalışanların en büyük değeri eşya ve para olanlar kendilerine uyguladıkları yapay işkencenin farkında bile değildir. Her biri kendini “Tapınak Şovalyesi” sanmaktadır. Modern ve Kapitalist düzenlemeler bu sanal ve sahte alış-verişleri yayla ve piknik gezileri yerine ikame ettirmekte çok mahirdirler. Bu sahteliğin farkına varanlar da kurgulanmış tutku düzeninden çıkamamaktadırlar. Tüketim kültürünün oluşturduğu insanların değeri; Ne kadar para karşılığında neleri tüketebildiği kadarıyladır. Bu düzende insanın değeri sıfırlanmış paranın değeri en üste çıkmıştır.
Birbirinin tersidir; Bir tarafta Modern Aile diğer tarafta Müslüman Aile!..
Modern zihniyet bilim ve İlim kanunlarını ve verilerini istismar edip üretimi, tüketimi, insanı, ilişki düzenini, aileyi, toplumu tabii, fıtri yapısından uzaklaştıran, bozan ve çarpıtan bir uygulama tarzıdır. Modern hayat anlayışı, bilimi insana faydasız teknolojinin emrine veren ve niteliksiz sürüm mallarını AVM’lere doldurup ucuz fiyata sağlıksızlık üretimle ürettiği mala yıllarca bozulmasın diye “zararlı koruyucu madde” koyan, insana karşı malı, maddeyi, parayı koruyan Batının çürümüş zihniyetidir.
Kısacası modernizmin hayat düzeni ürettiği tüketici insan tipiyle ahlakı ve yüksek değerleri insandan, kadından, erkekten, aileden ve toplumdan uzaklaştırmaktadır. Sonucunda Türk toplumu ailesi nasıl, evliliklerin zorlaştığı fakat boşanmaların kolaylaştığı bir yapıya dönüşmekte ve dönüştürülmektedir? Buradan konuşmaya ve şimdiye kadar pek farkına varılmamış analiz ve tespitlerle evlilik ve boşanmaları gelecek yazılarda ele almaya devam edelim inşallah.
İnsanlıkta, maneviyatta, değerlerde, aşklarda, duygularda, fıtratta ve özde buluşmak dileğiyle selam, muhabbet ve hürmetlerimle…
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi