Hizbullah lideri Nasrallah‘ın, İsrail tarafından Lübnan’da öldürülmesinin ardından tartışmalar devam ediyor.
Olayı Hürriyet Gazetesinde ki köşesine taşıyan Ahmet Hakan, Muhammed Ali El-Hüseyni’nin 24 Eylül’de El Arabiya adlı televizyon kanalında konuşarak “Vasiyetini yaz Nasrallah! Öldürüleceksin! İran seni sattı.” diye konuşmasını sorgulamış…
El-Hüseyni’nin önceleri Nasrallah’la yakın olduğunu, zaman içinde Hizbullah’la arasında ihtilaf çıktığını ve Nasrallah’la arasının açıldığını, Hizbullah’tan olaylı şekilde ayrıldığını ve Suudi Arabistan’a yanaşarak Suud vatandaşı olduğu tespitinde bulunmuş.
Ahmet Hakan, El-Hüseyni’nin Suudi Arabistan’ın İran’la yaptığı İbrahimi Anlaşmalar’a destek verdiğini de kaydetmiş ve şunları sormuş:
Böyle bir adamın İran’ın Hizbullah’ı sattığı bilgisine ulaşması mı daha mümkün?
Yoksa İsrail’den bir son dakika istihbaratı alması mı daha mümkün?
Ahmet Hakan’ın kaleme aldığı bu tartışmalı mesele, Muhammed Ali El-Hüseyni’nin Nasrallah’ın öldürülmesinden günler önce yaptığı kehanet niteliğindeki açıklamalarını sorguluyor. El-Hüseyni, Nasrallah’a “Vasiyetini yaz! Öldürüleceksin! İran seni sattı” şeklinde bir uyarıda bulunmuştu. Peki, El-Hüseyni bu bilgiyi nereden aldı? Bu sorunun ardında çok daha derin bir tartışma yatıyor.
El-Hüseyni’nin geçmişi göz önüne alındığında, Hizbullah’tan ayrıldıktan sonra Suudi Arabistan’a yanaşması, Suud vatandaşı olması ve İran karşıtı politikalarla anılması, onun taraflı bir figür olduğunu gösteriyor. Suudi Arabistan’ın İran’la arasının açıldığı bir dönemde El-Hüseyni’nin bu tür açıklamalarda bulunması, onu sadece İran’ın bir muhalifi değil, aynı zamanda İsrail ve Batı yanlısı bir figür olarak da konumlandırıyor.
Şimdi şu soruyu sormak gerekiyor: Nasrallah gibi İsrail’in uzun zamandır hedefinde olan bir liderin öldürülmesini El-Hüseyni nasıl önceden bildi? Bu noktada iki olasılık öne çıkıyor:
Ahmet Hakan’ın sorduğu şu sorulara bu bağlamda bakmak gerekiyor: El-Hüseyni’nin İran’ın Hizbullah’ı sattığı bilgisini alması mı daha mümkün, yoksa İsrail’den bir son dakika istihbaratı alması mı? Burada objektif bir bakış açısıyla şunu söylemek mümkün: El-Hüseyni’nin Suudi Arabistan’a yakınlığı ve İran’a olan düşmanlığı göz önüne alındığında, İsrail’den bilgi almış olma ihtimali oldukça güçlüdür. Ancak bu durumun arkasında Hizbullah içindeki sızmaların da olabileceği ihtimalini unutmamak gerekir.
Sonuç olarak, El-Hüseyni gibi geçmişte Hizbullah içinde yer alan bir figürün böyle kritik bir bilgiyi önceden bilmesi, basit bir tesadüf değil. Ya içeriden bilgi sızdırılmıştır ya da İsrail, El-Hüseyni’yi bir aracı olarak kullanarak bu operasyonun sinyallerini vermiştir. Bu nedenle, bu tür açıklamalar karşısında dikkatli olup, El-Hüseyni gibi figürlere kayıtsız şartsız güvenmek yerine, geniş bir perspektiften bakmak önemlidir.
MİRATHABER.COM
haniyye suikastından bu yana neredeyse her gün önemli komutanların öldürülmesi hesaba katılırsa bu kehanet sayılmaz.sıradan bir vatandaş olarak,bence olanlar o kadar karmaşık değil.işte benden de bir tahmin size,halit meşal,hatta pazeşkiyan,hamaney de sıradaki hedefler