Analiz

MÜLKİYETSİZLİK YASASI

Mülkiyet hakkı; taşınır (menkul) ya da taşınmaz (gayrimenkul) bir eşya üzerinde hak sahibine kullanma (usus), yararlanma (fructus) ve tasarruf (abusus) yetkisi veren, hukuk düzeninin sınırları içinde kullanılabilen, mutlak ve ayni bir haktır.

Mülkiyet hakkına sahip kişi (malik) mülkiyetinde olan nesneyi kullanma, başkalarına devretme, tahrip etme, nesnenin ürünlerinden yararlanma yetkisine sahiptir. Mülkiyet hakkı, Anayasa’nın 35. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 1 No’lu Ek Protokol’ünün 1. maddesinde koruma altına alınmıştır.

Mülkiyesizlik Yasası ise; Mülkiyetsizleştirme olarakta anlaşılabilir. Mülkiyet hakkı kamu yararının gerektirdiği durumlarda sınırlandırılabilecektir. Kamulaştırma ise kamu yararı maksadıyla kişilerin mülkiyet hakkına yapılan bir müdahale olup genel anlamda mülkiyet hakkının sınırlandırılmasını ifade etmektedir.

Biz ve bizim gibi düşünenler 3 sene önce kapanmalar olacak insanları iflas ettirecekler, fakirlik yayılacak, kıtlık getirecekler. Bundaki esas amaçları mülkiyetsizlik yasası hayata geçirmekti.

 

Hiçbir şeyin yokken mutlusun

Tek bayrak, tek para, tek dünya devleti kurmak için çalışan küresel elit 13 ailenin devletleri şirket yönetir gibi yönetmek için global (uluslararası) şirketleri var. Dünyadaki tüm küçük şirketler neredeyse bunlara bağlı. Hatta öyle bir sistem kurmuşlar ki onların haberi olmadan ne bir şey alıp ne de bir şey satabiliyorsun

 

Peki ne olacak insanlığın hali?

İnsanlık köleler haline gelecek. Küçük işletmeler istemiyorlar artık. Tüm alışverişler sanal dünyada hologram ve puan yaşama sistemi ile kurmaya çalıştıkları sistemde hiçbir şeyiniz olmayacak. Yaşam ve çalışma hayatında kazandığınız puana göre size elbise ayakkabı vb alabileceksiniz. Bireysel olarak yaşayabileceğiniz 10 metrekarelik evleriniz olacak. Çocuk yapmak yasak olacak. Üzerimize mal mülk geçirmek yasak olacak.

bunu neden yapıyorlar ve tüm dünyaya yaymak istiyorlar bunu hiç düşündünüz mü?

Çünkü kovulan İblis bu sözü vermişti. Artık zamanı geldi. Dini ve imani anlamda insanları saptıracağım dedi. Allah da dedi ki; “iman sahipleri hariç hepsi sana tabii olacak ve hepinizi cehenneme dolduracağım”

Şimdi geçelim işin diğer boyutuna…

Malınız mülkünüz olmayınca siz bir hiçsiniz. Yaşayan hiçler onlar için asla sorun olmayacaktır. Ama bu iblisin hizmetgarları istediği gibi rahat tanrılık oynamak istedikleri için, özellikle yaşlıları temizleyerek nüfusu azaltmak istiyorlar. Çünkü yaşlılar emeklilik adı altında bir sürü maaş alıyorlar ve tek dünya devleti, tek para ve tek bayrak isteyen küreselciler bunu istemiyorlar. Zaten ülkemizde EYT yasası ile gözlerini diktiklerinde niyet ve sinsi planları belli olmuştu.

 

Peki sonra ne olacak dersiniz?

Sonra hükümetler ortadan kalkacak. Yapay zeka tüm hükümetleri yönetecek. Kimin yaşayıp yaşamaması gerektiğine karar verecek. Aslında ilk olarak bu sistemi domuz gribinde denemişlerdi. Ama o zaman tüm iktidarları satın alamadıkları için becerememişlerdi. Şimdi artık önlerinde sorun kalmadı gibi. Çünkü hemen hemen tüm dünya hükümetlerini satın aldılar birkaç ülke hariç. Onlarda çok geçmeden mecburen itaat edecek.

Şu an ellerinde bir sürü silahlar var ve istedikleri yeri yakıyorlar. Önce kıtlık sonra buzullara lazer tutuyorlar dünyayı kaosa sürüklüyorlar. Herkese kredi veriyorlar borçlandırıyorlar tabii cahil kesim bunları hiç düşünemiyor bu borçlar sizi iblise ve onun putlarına hizmetgar yapıyorlar.

 

Güvenlik istiyorsunuz.

Çünkü insanın karnı doyduktan sonra mutlaka güvenilir bir yer ister. Çünkü bu insanın doğasında vardır.

Bunların hepsi Davos 2018’de konuşuldu. Cüneyt Zapsu’nun; “İnsanlar bağımsız ve güvende yaşayamayacak” beyanları çok önemlidir. Tekrar takrar okunmalı.

Gelin o konuşmasını tekrar hatırlayalım;

İş adamı Cüneyd Zapsu’nun 2018’de Davos’ta yeni dünya düzeniyle ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulunarak, ”Bu son normal insan jenerasyonu. İnsanlar bağımsız yaşayamayacak. Biyoteknolojinin sahipleri bizi yönlendirecek.” vurgusunda bulunmuştu.

 

Ayperayı hatırlıyorsunuz değil mi?

İlk iş olarak 42 bin uydu yollandı uzaya. Elon Musk robot fabrikası kurdu ve bir süre sonra insanların yerini alacak. İşte bizim yerimize onlar gelecek nüfus devamlı 500 milyon da tutulacak. Bunu uydurmuyoruz. Açın Guidestone Rehber Taşlarını kendiniz göreceksiniz.

Ülkeler özellikle bankacılık sistemi ile fabrikaların satılması konutların ele geçirilmesi için bugün yaşadıklarımızın hepsi MÜLKİYETSİZLİK yasasını devreye sokmak için son günlerini yaşadığımız kapanma ve PCR testi bunun için vardı.

Önümüzdeki dönemde kapanmalar olması için yeni yeni pandemi bulaşıcı hastalık isimleri üretmeye başladılar bile. Belkide aşı olmayanlara yine kısmı kapanmalar, kısmı aşı sertifikası, aşı pasaportu isteyecekler. Her şeyinizi takip etmek istiyorlar.

Bu yazdıklaırmıza komplo teorileri diyerek güleceksiniz eğer, istediğiniz kadar gülün.

Ama hepimizin iflas etmesini istiyorlar. Sonra çok ağlarsınız da dövünecek diz bile bulamayabilirsiniz.

Tekrar Zapsunun açıklamalarına dönelim bunların uçuk komplo teorisi olmadığını sizlerde daha iyi anlayın;

Vurgularına devam eden Zapsu; “Şimdi “Ayrışmış bir Dünya” deniyor ama aslında çok daha farklı şeyler de var. Çok değişik bir mevzuya değinmek etmek istiyorum.  O da bakın Davos’a G7’nin 6’sının devlet başkanı burada. 7’si Japonya’nın da bütün bakanları burada.  İçerde az önce konferans merkezinde, Kanada başbakanı tek başına elinde çantasıyla yürüyor, veya yanımdan holde Ürdün Kraliçesi Rayna tek başına geziyor. Bu şekilde bir doğrudur, herkes burada vesair ama World Economic Forum siyasi bir sirk değil sadece. Siyaset değil zaten.” ifadelerini kullanmıştı.

Davos’ta yapılan açıklamaların geleceği şekillendirdiğini belirten Zapsu ”90’ların başlarında “sistemsel kök hücre” olayı konuşuluyordu. 15 sene sonra dünyada konuşulmaya başlandı. Hatırlıyorum 90’ların başında Bill Gates bugünkü akıllı cep telefonlarımızdan bahsediyordu.  90’ların başlarında daha normal cep telefonu yokken. Hani bizim Nokia’lar falan daha çıkmamışken. World Economic Forum biraz farklı. İzin verirseniz dinleyicilerimiz de seyircilerimize bambaşka bir yönünü anlatayım. Bu sene dikkatimi çeken ve beni de biraz rahatsız eden bir konu aslında Profesör Harari’nin bir oturumuna girdim. Oturumu hakkında bazı notlar aldım. Bugüne kadar çok değil 15-20 sene sonra, sizler kesin yaşarsınız belki. Bizler de yaşarız, insanlar bambaşka bir cins haline gelme durumu var.  Yani bu şu anda yaşadığımız son normal insan jenerasyonu. O kadar hoşuma gitti ki not almaya başladım. Çok değil belki 15 belki 20 sene dedim. Nasıl ki taş devrinden birçok değişik cinsten sonunda bizim cinsimiz yani homosofiyens yaşayabildi. Bundan sonra da bizden sonraki jenerasyonlar da insanlar bağımsız olarak yaşayamayacakları kanaati çıktı ortaya. Küçük bir elit gurup idare edecek insanlığı. Sadece memleketleri değil. Yani bağımsız düşüncelerini kaybetmiş bir insanlıktan bahsediyoruz.” ifadelerini kullanmıştı.

 

Peki bundan kurtuluş yolu var mı?

Bu soruya Zapsu şu cevabı veriyordu.
”Tarihe baktığımızda, imparatorluklar hep böyle toprakla ölçülmüş.  İşte Osmanlı İmparatorluğu şöyle bilmem ne imparatorluğu böyle, sonra 200 sene sonra, ilk sanayi devrimi makineler. Makinelerin sahibi, teknolojinin sahibi insanları yönetmiş ve ilk başta toprak sahipleri aristokratlar bir de avamlar. Sonradan kapitalistler, proleterler. Şimdi ise yeni devrim yeniçağ da, ve bu çok çabuk ilerliyor, datanın verilerin sahibi küçük çok çok küçük bir elit grubu olmak tehlikesi var. Diğerleri de idare edilenler. Nasıl? Burada Profesör Harari enteresan bir insan. Bilenler bilir.  Homosapiens kitabının yazarı. Bizler hala korkuyoruz işte telefonumuz hacklendi, Computerumuz  hacklendi. Artık o geride kalmış bir olay. Verilerimiz hacklenmekle kalmıyor yavaş yavaş beynimiz hacklenmenye başlandı bile.  Şöyle ki beyin dalgaları birtakım biyometrik sensorlerle ölçülmeye başlandı ve bunlar bir elektrik akımlarına çevrilerek, veriler alınıp analiz edilmeye başlandı. Siz kendiniz neyi düşüneceğiniz, birini gördüğünüz an hemen görüyor. Ne düşündüğünüz, ne düşüneceğiz, nasıl reaksiyon verebileceğiniz de anlamaya başladılar. Yani biyokimyasal Prosesirlar var artık bunu şey yapıyorlar ve şundan da kurtulmak yok yani böyle kurtulamazsınız. Ben bu telefonu kullanmayacağım. Sen kullanmıyorsun yanındaki kullanıyor. Kurtulmanın imkanı yok zaten kurtulamazsınız da. En basit bir misal vereceğim sağlık.  Şimdi siz şu şeyleri takıyoruz.  Ben de takıyorum ara sıra kalbinize ölçüyor. Neye bağlı Samsung telefona değil mi? Onlar bunları bir yerde saklanıyor.  Bütün bu veriler ışık hızıyla gidiyor ve istediğiniz kadar kopyalanabiliyor.” ifadelerini kullanmıştı.

 

İnsanların Zihnlerini Kontrol Altında;

Zapsu bu konuda önemli tespitlerde bulundu; Zapsu şunları söylemişti;
Bundan sonra artık bu bio teknolojinin sahipleri bizi yönlendirecekler. Yani ne yiyeceksin, ne içeceksin, bu arada Profesör Harari kendisi Kudüs’te Hibro Üniversitesi’nde buna rağmen enteresan bir konuda söyledi.  Dedi ki şu anda konuştuğumuz anda, İsrail hükümeti Batı Şeria’da her canlıyı, yani sadece insan değil hepsini dünya tarihinde görülmedik bir şekilde, 24 saat 365 gün kontrol altına alıyor.  Bunu  İsrail’in dışında da bu işin ne kadar önemli olduğunu anlayıp bir kontrol bir regülasyonu haline getiren bir tek Çin var. Daha ileri teknoloji olan devletlerde ise hala işte İnsan Hakları, insan hakları falan deyip devletler karışmıyor. Ama şirketlere kimse bakmıyor hiçbir regülasyon yok. Çözüm bilmiyoruz ama regüle edilmesi lazım. En güzel regülasyon da açık yani ne yapılacak kimin nasıl regüle edecek.” ifadelerini kullanmıştı.

5G, 6G, GDO, Zihin Kontrolleri, Haarp, Metaverse, chemtrail, uydular, bankacılık, borca ve faize esir etme, LGBTİ, göç, ekonomik ambargolar, istila, işgal, işsiz aşsız bırakmalk, sel, yangınlar, verizim, covit 19, mRNA aşı adayı kimyasal sıvılar vs. hiçbiri birbirinden ayrı değildir.

Bütün hedef Mülkiyetsizliktir.
Ama şeytana hizmet eden ve şsytanlaşan küreselcilerin hedefi Dünyanın Mülkiyetini ele geçirilmesi üzerinedir.

 

Peki bunları yenmek mümkün mü?
Elbette mümkün !!

 Başlangıç olarak insanımızı ve evlatlarımızı yeni gelen bu insan çağına yetiştirmemiz lazım.
Uydurulmuş rivayetlerle değil Kuran’ın anlatımıyla kısa ve vurucu ifadelerle dini telkinler vermemiz lazım

Vesselam;

Sadi ÖZGÜL

 

Recent Posts

  • Makale

COP 29, G20’DERKEN..

Rio’da uzlaşma için görüş birliği sağlanamadı. Toplantı sonrası Rio’da başarısız bir darbe girişimi oldu. Dünyayı…

2 saat ago
  • Gündem

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Netanyahu ve Gallant İçin Yakalama Kararı Çıkardı!

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…

10 saat ago
  • Gündem

KUR’ÂN ARAŞTIRICISIYDI BEL’AM MI OLDU!

Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…

11 saat ago
  • Gündem

YALNIZCA VE SADECE MİLLETİMİZİN ASKERLERİNE MUHTACIZ

Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…

14 saat ago
  • Gündem

İBB Meclisi’nde İstanbul’da Suya Her Ay Zam Yapılacak

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…

15 saat ago
  • Gündem

Marmara’da Lodos: Deniz Ulaşımı Olumsuz Etkilendi

İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…

16 saat ago