Kadının, ailenin ve toplumun aslı yapısına kavuşması, hiç de zor değildir. Ancak bunun için kalbi ile kalıbı ile mümin olan kadrolara ihtiyacımız vardır.
Bu konu, yakın zamanda nice dava adamı tarafından ciddiye alınarak çareler aranmıştı. Ciddi, büyük ve kapsamlı teşebbüslerde bulunulmuştu. Müteşebbislerden, Sabahaddin Zaim, Korkut Özal, Nevzat Yalçıntaş, Ahmet Şişman, Sabri Ülker gibi değerli şahsiyetler (rahmetullahı aleyhim), Nevzat Kor, Ali Özek, İsmail Kahraman, Hulusi Özkul, Ali Coşkun, Halit ilhan, Abdulkadir Aksu, Ahmed Akdündüz gibi seçkin zevat, isimleriyle çalışmalara ivme kazandırıyordu. Bu irade, 156 gönüllü sivil kuruluşu TGTV çatısında topladı. Bunlardan başka özellikle İmam Hatip Okullarında Aile Birlikleri, Diyanet İşleri Başkanlığı ve taşra teşkilatları köylere varıncaya kadar büyük potansiyel güç de bu hizmete aday kadrolardır.
Özellikle TGTV Kurucular Kurulu tarafından alınan karar, önem arzetmektedir. “Milli iradeyi mecrasından çıkartan tüm teşebbüsleri reddediyoruz.” Bu tepki yerindedir. Amma reddetmek matlup olan değildir. Bunun devamı vardır. Bizi, biz yapan değerleri, şartları çerçevesinde yorumsuz, ivazsız ve tavizsiz uygulama gerekliliği vardır: Mü’min erkekler de, mü’min kadınlar da birbirlerinin velîleridirler. Bunlar insanlara iyiliği emrederler, onları kötülükten çekindirirler, namazı kılarlar, zekâtı verirler, Allaha ve Resulüne itaat ederler. İşte, Allah onları rahmetiyle bağışlar. Çünkü Allah Azizdir, her şeye yönetir, Hâkimdir, her şeyi hikmetle yapar. (Tevbe:9/71) Bu ayetteki hikmet ve mesajları, bilinç düzeyinde bulundurarak gelen ayetteki ilkelerle ve nerde bir mümin varsa ehliyet ve liyakına ittibar emek şartıyla “HAKKA” yürümeyi becerebilen bir cemaat olma, bir ümmet olma mecburiyetimiz vardır. Ey müminler! Allah’a, Peygamberine ve Resûlüne indirdiği Kur’an’a, daha önce indirdiği kitaplara iman edin, imanınızda kararlı olun. Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve âhiret gününü inkâr ederse, muhakkak hidayetten uzak bir sapıklığa düşmüş olur. (Nisa:4/136)
Böylesi ilâhî beyanlar karşısında, ümmetin umurunu yapar görünüp, ümmetin şaşmaz Rabbinin beyanlarının niceliğini, niteliğini ve etkinliğini idrak etmeden çırpınanların hiç biri başarı yüzünü göremez. Hem karar mekanizmasının verdiği karara kendi sahip çıkmayıp alt birimlere havale ederlerse, alt birimler de daha alt birim arar ve onlara havale eder sonunda karar sahipsiz kalır. Daha doğrusu kadük[u1] kalır. Yani her kes işin içinden sıyrılmış olur. Böyle bir pozisyonda yukarıda kullanılan isimler itibarsızlaştırılmış olur. Bu ise yapılmak istenen çalışmaları akamete uğratır. İyiniyet ve ihlası devre dışı bırakır, ihlastan uzaklaştırır.
Cihad ruhu ile yapılan çalışmalar, Allah Teâlâ’nın muradına uygun olanıdır: Allah uğrunda hak cihad ile cihad ediniz. Allah dinini muzaffer kılmak için sizi seçti. Din işinde üzerinize bir güçlük de yüklemedi; babanız İbrahîm’in dininde olduğu gibi, bundan evvelki kitablarda ve bu Kur’an’da size müslüman ismini Allah taktı ki, Peygamber, size şahid olsun, siz de bütün insanlara şahidler olasınız. Artık namazı kılın, zekâtı verin ve Allah’ın dinine sımsıkı sarılın. Mevlânız O’dur. O ne güzel mevlâdır, ne güzel yardımcıdır! (Hac:22/78) Bu hikmet içerikli beyanlar çerçevesinde TGTV çatısı altında mevcut bütün gönüllü kuruluşlerın ve sorumluluk taşıyabilecek her müminin, “hak cihad” ile cihad etme ve bütün insanlara şahidler olma bilinci, ilmi ve aşkı ile canlanarak seferberlik ilan etmeleri gerekmektedir.
Bugün dünyamız, büyük felaketlerle karşı karşyadır. Bir kıta yanıyor. İnsan kitlelerini dehşete düşüren bir mikrop insanlığa meydan okuyor, can alıyor. Depremler insanları dehşete sürüklüyor, yürekleri hoplatıyor. Güçlü devletler, kaygan zeminde kalleşçe dans ediyorlar. Özellikle İslam ülkelerinde âdeta “batan geminin” mallarını talan etmeye kalkışıyorlar. Müslümanların “soy bağlarını” tahrip etmeye çalışıyorlar ve kendileri gibi soysuzlaştırma gayreti güdüyorlar. Bütün bunların karşısında hangi “mümin olma şerefine ermiş” kutlu insan, bunlara rıza gösterebilir? Atalet ve acezelik, yürek söndürür, imanı kökünden koparıp öldürür.
“Bilin ki, Allah’ın velileri için hiç bir korku yoktur ve onlar mahzunda olmayacaklardır.””
Hilesiz, riyasız, çıkarsız mümin! Neredesin çık artık! Esselamu aleykum.
İlhan ORAL
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi